Yine, yeni, yeniden turizm

Fehmi KÖFTEOĞLU BU AÇIDAN

Yüzyılın belası pandemi bitti sanılarak getirilen kısıtlama ve düzenlemeler kaldırılırken COVID-19 yeni türevleri ile geri geldi. Bu açıdan durum iyi değil.

Ama biz konuya bugün başka bir açıdan bakacağız.

Pandemi Türkçe anlamıyla küresel salgın dünyanın her yerinde dil, din, ırk, statü demeden, milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine, ekonomide yıkıma, sosyal alanda tahribata neden oldu.

Havayolları ve havalimanları işletmeleri pandemi nedeniyle yüzbinlerle ifade edilen çalışanı işten çıkardı. Bunun ilk sonuçları olan personel yetersizliği; havaalanlarında kaos yaşanmasına neden oldu. Pilot, kabin görevlisi, valiz taşıyıcı, güvenlikçi ve diğer alanlarda o hizmeti verecek kimse olmadığı için binlerce uçuş iptal edildi.

Turizm, daha doğru tanımıyla seyahat endüstrisinde insanın önemine ilişkin çeşitli çalışmalar yapıldı.

Bunlardan Avrupa Gıda, Tarım ve Turizm Sendikaları Federasyonu’nun (EFFAT) raporunu geçen hafta bu sayfada yayımladık.

Bu arada Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sektörel Politikalar Bölümü’nün hazırladığı ‘Sürdürülebilir Turizm İçin Çalışma Ortamının İyileştirilmesi Raporu’ yayımlandı.

Raporda seyahat endüstrisi, çalışanlar, yatırımcı, işletmeci yönetici ve ilişkili kesimleri de kapsayan şekilde, geniş açıdan ele alınıp değerlendiriliyor.

Raporun girişinde şöyle deniyor:

Seyahat endüstrisi ekonomik büyümenin itici gücü ve istihdam yaratılmasının motorudur.

Turizm, yoksulluktan kurtarma ve refahı artırmada önemli rol oynuyor, destinasyonlarda ekonomiye önemli katkı ve sosyal yararlar sağlıyor.

Turizm sektörü büyük bölümünü oluşturan kadınlar, gençler ve göçmen işçiler için ayrı bir önem taşıyor.

Dijitalleşme, demografik değişimler, küreselleşme ve iklim değişikliği turizmin insana dayalı sektör olma özelliğini değiştirmedi.

Bu önemli rolüne rağmen sektör, ekonomik kalkınma ve insana yakışır iş yaratma potansiyelinin tam olarak gerçekleşmesi ve verimliliğinin artırılması için ele alınması gereken iş sorunlarıyla karşı karşıyadır.

Salgın ve ardından COVID-19 virüsünün yayılmasını yavaşlatmak için seyahat ve turizme getirilen kısıtlamalar, sektörün kırılganlığını ve şoklara karşı savunmasızlığını ortaya çıkardı.

Sektörde kendi hesabına çalışanlar, kadınlar ve gençler en çok etkilenenler arasında yer aldı. Çoğu KOBİ’lerden olmak üzere birçok işletmenin kapanmak zorunda kalmasıyla milyonlarca iş kaybı oldu. Bu dönemde çalışanlar, çalışma koşullarının kötüleşmesine, insana yakışır iş ve iş güvenliğine uymayan uygulamalara maruz kaldı.”

Raporda, sektördeki durum ve yapılması gerekenler; gerekliliği ve ivediliği her gün biraz daha artarak ortaya çıkan ‘turizmde sürdürülebilirlik’ açısından ele alınıyor.

Sürdürülebilirlik de, ‘çiğnenmiş sakız’ örneği ‘hoş ama içi boş’ değil, somut, uygulanabilir değerlendirmeler temelinde anlatılıyor.

EFFAT ve ILO’nun bu kapsamlı raporlarını bir cümle ile ifade etmek gerekirse: Turizm her şeye rağmen yine olacak, ama yeni olacak. Yeni turizm de yeniden yapılandırılacak.

Bu anlamda yüzyılın belası pandemi de “Bir şer’in bir hayr’a vesile olması”na neden olabilir.

Tüm yazılarını göster