ONUR KESİCİ
Ağustos ayının bu sıcak ve kavurucu günleri içerisinde en az içinde bulunduğumuz mevsim kadar sıcak ve hararetli bir gündemimiz var; ekonomi.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe’nin döviz karpuzdan ucuz çıkışıyla alevlenen tartışma, ihracatçının bir süredir ifade ettiği rekabeti bozan kur seviyesini bir kez daha ve en yüksek seviyeden gündem haline getirdi. Hakikaten bir yıl önce yaklaşık 27 TL/Dolar seviyesinde olan döviz kurunun, bugün 33,50 TL seviyesinde olması kabaca yüzde 25 bir artış olduğunu gösteriyor. Oysaki sadece 2024 asgari ücret zammı seviyesinin yüzde 49 olarak enflasyonun ise yüzde 61 olarak açıklanması, hissedilen enflasyon seviyesinin bu verilerin üzerinde olduğunu göstermektedir. Hal böyleyken ihracatçı penceresinden duruma ilişkin yapılan eleştiriler son derece haklı görünmektedir. Bir yandan iç piyasada yüzde 50‘li seviyelerde dolaşan faiz oranları nedeniyle önemli ölçüde bir durgunluk yaşanmakta iken diğer yandan kısa vadede faiz oranlarının düşmeyeceği en yetkin piyasa yapıcıları tarafından ifade edilmektedir. Tüm bu durgunluk emarelerine rağmen fiyatlama davranışlarında yaşanan artışlar ise mevcut durumu olumsuz etkilemiş ve alanında yetkin ekonomistler ülkemizin teknik olarak stagflasyon yaşadığını ifade etmişlerdir.
Hal böyleyken ne yapmak lazım? Ülkenin sanayicileri işverenleri esnafları gençleri ve toplumun her kesimi için bize yeni bir söz lazım. Çünkü umut biziz sözünü dikkate almak gerek. Korkuya kapılmak yerine sözü umuttan yana kurmak ve yeni bir söz söylemek lazım. Çok aktörlü, çok boyutlu, çok katmanlı hale dönüşmüş bugünün dünyasında, doğrunun tek bir elden çıkmayacağı hakikatin müzakere ile bulunabileceği bir zemin inşa etmek gerekli. Tüm bu duygular içerisinde ülkemizin en kıymetli markalarından Vakko’nun kurucusu Sayın Vitali Hakko’nun oğlu Sayın Cem Hakko’ya tüm sanayicilere ve işverenlere öğüt niteliğindeki şu sözleri hatırlamakta fayda var. “Oğlum Cem ayağını sağlam bas, bastığın toprak senindir. Başka memleket yok, burada kuvvetlisin, burada vergini ödedin, askerliğini yaptın, burayı kuvvet olarak ifade edeceksin. Kendi imal ettiğin malını alnın açık olarak dünyaya empoze edeceksin.”
Unutulmamalıdır ki ülkemiz uzun yıllar boyunca birbirini tekrar eden krizler yaşamıştır. Buna rağmen tıpkı Vitali Bey’in öğüdünde olduğu gibi bu ülkeye inanan geleceğine güvenen, bu tüm şartlara rağmen yatırım yapan bütün üreticiler ve sanayiciler günün sonunda gayretlerinin sonucunu almışlardır. Bugün yine bu zor zamanlarda azimle gayretle mücadele eden herkesin bunu aklından asla çıkarmaması gerekir.