Yılın son Fed toplantısı yeni bir para politikası

Şant MANUKYAN Ekofobi

Çarşamba günü gerçekleşen toplantı ile beraber Fed yakın tarihin en önemli değişimini geçirdi ve enflasyon konusunu şoför koltuğuna oturttu. Veya en azından şoförün yan koltuğuna. Uzun bir süre boyunca enflasyonu geçici olarak nitelendiren Fed üyeleri zaten son haftalarda yükselişin kaygı verici olduğunu vurgulamaya başlamıştı. Geçici argümanının tamamen havada kalan bir argüman olduğunu söyleyemeyiz. Tedarik zincirlerinde yaşanan sorunların 2022’de hafiflemesi ve Çin ekonomisinde yaşanması muhtemel yavaşlama ile zaten başlamış olan emtia fiyatlarında gerilemenin sürmesi enflasyon üzerinde baskıyı belli oranda azaltacaktır. Ancak son anketlerde görüldüğü üzere gerek tüketicilerde gerekse iş dünyasında kısa vadeli enflasyon beklentilerinde bozulma çok net bir şekilde kendisini gösteriyor.

Powell konuşmasında ücret baskısı kaynaklı enflasyon sorunu yaşanmadığını belirtse de istihdam maliyetlerinin net artışlar yarattığı bir dönemden geçiyoruz. Dahası 2020 ve 2021 başında vatandaşlara sağlanan destek çeklerinin önemli bir bölümü banka mevduatlarında bekliyor. Bu paranın enflasyon beklentilerinde bozulma ile beraber harcamaya yönelmesi sorunu çok daha büyütebilir. Bu gelişmeler ışığında Fed piyasada beklendiği gibi varlık alımlarını daha hızlı sonlandırma kararı aldı. Bu adımın enflasyon ile mücadele adımı olarak görülmemesi gerektiğini düşünüyorum. Cari ekonomik toparlanmanın ışığında enflasyon yüzde 1,5 bile olsa Fed varlık alımlarını bitirecekti. Önemli olan bilançosunu daraltma kararı olacaktır.

Öte yandan piyasa açısından daha beklenmedik olan diyebileceğimiz adım 2022 ve 2023’te üçer faiz artışı ön görülmesi. Her ne kadar seneye toplantılarda görüşünü açıklayacak yeni beş üye daha olacak olsa da daha önce çok daha ılımlı bir faiz artışı ön gören Fed açısından sert bir değişim diyebiliriz. Varlık sınıflarının ise bu değişime farklı tepkiler verdiğini görüyoruz. Yüksek değerlemelere rağmen hisse endeksleri karar sonrası sert bir yükseliş gösterdi. Daha önceki faiz artışı dönemlerinde de endeksler yükseldiği için bu şaşırtıcı değil. Zira faiz artışı genelde ısınan, canlı bir ekonomiye işaret eder. Ancak yüksek enflasyonun şirket karları üzerinde etkilerini henüz görmedik. Bu nedenle 2022’de önce gerileyen daha sonra yükselen bir hisse senedi piyasası söz konusu olacaktır.

Endüstriyel emtia grubunun ana temsilcileri bakır ve petrol de Fed’in enflasyonu büyümeyi baltalamayacak bir şekilde yavaşlatacağını var sayarak yükseldi. Ancak bu iki grubun karşısında sabit getirili varlıklar var. ABD getiri eğrisi Fed’in bu politikayı hayata geçirmesi durumunda ekonominin yavaşlayacağını düşünüyor. Yani piyasalar arasında bir çelişki var ve bir taraf yanlış fiyatlama yapıyor. Değerli metallerin uzun süredir hareketsiz olduğunu ve hatta gümüş vakasında değer kaybettiğini görüyoruz. Fed’in reel faizleri yükseltmesi değerli metaller açısından negatif olsa da çok sert bir yükseliş organize edebileceklerini düşünmüyorum. Bu nedenle olası bir satıştan sonra değerli metaller yine toparlanacaktır.

Tüm yazılarını göster