Yılın ilk çeyreğinde bütçe sonuçları…

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Dün, 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin Mart ayı ve Ocak-Mart dönemi sonuçları yayımlandı. Sonuçlar tabloda görülüyor.

2025 YILI BÜTÇE GERÇEKLEŞMESİ (Milyon TL)

 

Bütçe

Mart
(Ay İçi)

Mart
(Kümülatif)

Bütçe Geliri

12.800.325

766.261

2.406.769

Bütçe Gideri

14.731.014

1.027.727

3.117.586

Bütçe Dengesi

-1.930.689

-261.466

-710.817

 

Malum 2025 yılı bütçe gideri 14,7 trilyon lira ve bütçe geliri de 12,8 trilyon lira öngörülmüş, bütçe açığı da 1 trilyon 930 milyar lira olarak hesaplanmış.

Mart ayında 1 trilyon 27 milyar lira bütçe giderine karşılık 766 milyar lira bütçe geliri elde edilmiş ve dolayısıyla bu ayda 261 milyar lira bütçe açığı ortaya çıkmış. İlk üç ay yani Ocak-Mart 2025 dönemi itibariyle de 3 trilyon 117 milyar lira bütçe gideri yapıldığı halde, sadece 2,4 trilyon lira bütçe geliri elde edilmiş ve bütçe açığı 711 milyar liraya yükselmiş.

Bu rakamlar oransal olarak neyi gösteriyor?...

- Bütçe giderleri toplamının, geçen yılın mart ayında yüzde 6,2’si harcandığı halde bu yıl yüzde 7’ye yükselmiş.

- Bu kalem geçen yılın aynı dönemine göre de yüzde 48,3 oranında artmış. Yani enflasyon ile mücadele aracı olarak gösterilen bütçe ile enflasyon adeta körüklenmiş.

- Bütçe gelirlerinde geçen yıla göre bir performans sağlanmış.

- Ancak özellikle bazı vergi kalemleri çok olumsuz gelişmiş.

- Örneğin kurumlar vergisi hasılatı geçen yılın aynı döneminin bile yüzde 4,5 altında kalmış.

- İthalde alınan KDV tahsilatı da geçen yıla göre yüzde 16,8 artmış.

Ocak-Mart dönemi bütçe giderleri, 3 ayda yılı ödenek toplamının yüzde 21’e ulaşmış.

- Bu dönemde personel giderleri geçen yıla göre yüzde 40 artış sergilemiş.

- Sermaye giderleri kalemi olan yatırım harcamaları da enflasyonla mücadele döneminde geçen yıla göre yüzde 81 artmış.

- Yine bu 3 ayda bazı vergi gelirleri ciddi düşüş göstermiş. Örneğin kurumlar vergisi hasılatı geçen yılın bile yüzde16 altında kalmış.

- Aynı şekilde ithalde alınan KDV geçen yıla göre sadece yüzde 16 artış sergilemiş.

Sonuç itibariyle;

- 3 ayda bütçe açığı hedefinin yüzde 37’sine ulaşılmış. Yani kalan 9 ayda kalan bütçe açığı sınırı yüzde 61’e gerilemiş ki bu sınırda kalmanın olanaksız olduğu açık.

- 2025 yılı faiz giderleri bütçesinin de ilk üç ayda yüzde 24’üne ulaşılmış ki 9 ayda kalan faiz giderleri sınırının aşılacağı kesin.

 

Önemli bir soru: Bu bütçe ne bütçesidir?..

- Enflasyonla mücadele bütçesi midir?

Kesinlikle hayır!.. Enflasyonla mücadelenin bütçe üzerinden klasik yolu, bütçe gelirlerini artırarak ve özellikle de bütçe giderlerini kısarak “faiz dışı fazla” yaratarak bütçe açığını en aza indirebilmektir.

Bütçe gelirlerinin artışı yönünde hiçbir yasal ve idari tedbir alınmadığı açık. Herhangi bir olağan veya olağanüstü vergi tedbiri alınmış değil. Bırakın her şeyi… 2025 yılında toplamı 3 trilyon lirayı aşan vergi gelirlerinin dörtte birine ulaşan “vergi harcamaları” diye adlandırdığımız istisna, muafiyet ve indirimler bile ayıklanmış ya da azaltılmış değil.

Bütçe giderleri açısından da herhangi bir gerçekçi politika tedbiri yok. Bütçede tasarruf adına yapılmış hiçbir şey olmadığı gibi “itibar”(!) adına yapılan hoyratça harcamalar ortada.

Personel sayısı 5,5 milyona dayanmış durumda. Kamu kesimi tüm alanlarıyla adeta farklı formatlarda ucuz ücretli çalışanlarla doldurulmuş. Bu Hükümet döneminde kamu çalışanlarının sayısı neredeyse 1 kat artırılmış. Sermaye giderleri diye adlandırdığımız yatırım harcamaları enflasyonla mücadele döneminde de tam gaz devam ettirilmiş.

- Bu bütçe hizmet bütçesi midir?

Ne yazık ki hizmet bütçesi de değil. Hizmet bütçesi, her şeyden önce çağdaş dünyanın tüm imkanlarını gerektirir. Ayrıca hizmet normlarını ve verimliliği gerekli kılar. Ne yazık ki bunların hiçbiri yok.

Ülkenin eğitim, sağlık, tarım, güvenlik, adalet, sosyal adalet… ile ilgili sorunlarının hangisi halledilmiş durumda? İş ortamının iyileştirilmesi yönünde atılmış hangi adımlar var?

- Bu bütçe transfer bütçesi midir?

Kesinlikle evet.

Her şeyden önce bütçenin yüzde 40’ı zaten transfer harcamalarına ayrılmış. Yani karşılığında mal ve hizmet alınmadan yapılan harcamalar.

Bunun dışında öncelikle ve özellikle rantiye sınıfına aktarılan faizlerin boyutu ortada. Bütçenin yüzde 13-14’ü faize gidiyor. Bir avuç yerli ve yabancı bireysel ya da kurumsal yatırımcının keyfi yerinde.

Bu arada hane halkına, öğrencilere, kimsesizlere, küçük esnaf ve çiftçiye aktarılan ufak tefek transferler de söz konusu.

Sonuç itibariyle; bütçeye bel bağlamak doğru değil!.. Çünkü hedefi veya amacı yok.

Tüm yazılarını göster