Şirketlerin geleceği okuma şekilleri beni bazen şaşırtıyor. En esnek, en yaratıcı şirketlerde bile bWunun böyle olması, gerçekten bu konu üzerinde düşünmeye itiyor. ‘Biz şöyle çalışan arıyoruz’ dediğinizde gerçekten işin geleceğini şirketlerin tam da okuyamadıklarını hissediyorum. En azından şimdilik belki biliyorlar ama şirket büyüklüğü ve egosu ile davranıyorlar. Bugün kendini şirketlere beğendirme çağı neredeyse “baby boomers” çağında kaldı gibi… Yapılan bir çalışma, şirket direktifl erine hiç şartsız kabul etme oranının yüzde 10’ları geçmediğini gösteriyor.
Gelecek yetenekleri bulma çağı
Aslında tam tersi, gelecek yetenek kıtlığı yaşandığı, yani yetenek bulmak için uğraştığımız bir çağ olacak. Bunun iki dinamiği var. Bir, gerçekten yeni çağın çoklu parametreleri içinde, şirketlerin ihtiyaçlarını karşılayacak genç çalışan sayısı oldukça azalacak. Tüm kurumların talebi bu yönde olduğu için siz böyle bir çalışını istihdam etmek için çok daha fazla zorlanacaksınız. İkincisi, bu özelliklere sahip gerçekten yetenekli, yaratıcı, donanımlı genç çalışanlar aslında girişimci olmak, serbest çalışmak isteyecekler, kurumların deyimiyle ‘sadakatsız’ olacaklar. Genç çalışanlar için bağlılık öldü, yaşasın özgürlük çağı!
Z kuşağı da sizi bekliyordu!
Evet bu doğru, kimse çalışmak istemiyor. Microsoft’un bir çalışması Z kuşağının yüzde 54’ünün, mevcut işlerini terk etmeyi düşündüğünü gösteriyor. Ama iyi haberler de var. Şirket içinde rollerin değişiminin daha esnek olması durumunda, ayrılmak isteyenlerin yüzde 70’i bu fikrinden vazgeçebileceğini söylüyor. Yine de “Sessiz Quitters”, “Sessiz İstifacılar”ı ikna etmek çok zor. Fırsatların önünü açmak, yeni yollar bulmak ve onları takdir etmek gerekiyor. Bunlara ihtiyaç duyuyorlar. Belki en önemli anahtar burada yatıyor.
Gidenler artık dönmez…
Yine McKinsey’den bir istatistik Nisan 2020 ile Nisan 2022 arasında, yani son 2 yılda global bazda işten ayrılanların yüzde 17’si kurumsal hayata tekrar dönmek istemiyor. Yüzde 48’i ise çalıştığı mevcut sektöre ya da işe dönmek istemediğini söylüyor. Böylece aynı işe, sektöre dönmek istemeyenlerin oranı yüzde 65 gibi çok büyük bir orana ulaşıyor. Herkes başka bir şey yapmak istiyor. Tabii ne yapmak istediklerini bildiklerinden de ben pek emin değilim. Bu da işin başka bir noktası…
Yetersiz ama başlangıç
Bunları bertaraf etmek, geleceği daha iyi hazırlanmak için Mc- Kinsey, bazı öneriler getiriyor. Bence çok yetersiz ama denemeye başlamak için bir nokta olabilir. Örneğin, çalışanların yeni işler arayabileceği şeff af bir iç iş ve pozisyon bulma ortama yaratın diyor. Geleceğe açılan yolları daha net belirleyin ikinci tavsiye… Liderlerin genç çalışanları geleceğe daha iyi hazırlamak için özel olarak yeni beceri, ya da yeni fikir fırsatları oluşturmaları da öneriliyor. Burada “lider” deyimi ve becerisi önemli, çünkü kimse artık klasik İK eğitimlerinden tatmin olmuyor.
Yeni şeyler denemek
Görünen o ki gelecekte kurumlar ve çalışma biçimleri belirsizliğini koruyor. Tavsiyelere geçersek:
*Belirsizlik korkutmamalı ama her şirketin kendi kültürü ve sektörü açısından yeni şeyler denemesi gerekiyor. Zaman zaman liderlik yazılarımda söylediğim gibi yeni ekipleri motive etmek gelecekte en önemli sınavlardan biri olacak.
*Bir diğeri ücret gibi, haklar gibi, genç çalışanlara tavırlar gibi her şey artık Tiktok’da paylaşılabilen bir içerik. Genç çalışanlar ücreti ve diğer konuları önemsiyor ve sosyal medyada bunun sohbetini yapıyor. İşi yönetmek zor!
*Postpandemik dönem çalışan mutluluğunu ön plana aldı. Çalışanların mutluluğu romantik bir kavram değil. Ve tartışılması gereken çok büyük bir konu…
SON SÖZ: Geleceğin başarılı şirketleri insan kaynağını ve yetenekleri, ‘çalıştıran’ değil, en iyi şekilde ‘organize’ edebilen şirketlerin olacak.
Apple’ın aradıkları neler?
Bunu da buraya koymadan yapamadım. Apple CEO’su Tim Cook, fahri diploma aldığı İtalya’daki Napoli Federico II Üniversitesi’nde bir konuşma yaptı ve Apple çalışanlarında 4 özellik aradıklarını söyledi. Tim Cook’a göre şirket çalışanlarında aradıkları özellikler şöyle: İşbirliği yapma yeteneği, yaratıcılık, merak ve uzmanlık. Tim Cook, “Bizim için çok iyi bir formül oldu” dedi ve bu özelliklerin işyeri kültürüne de katkıda bulunduğunu belirtti. Tabii Apple arıyor da bulabilecek mi? Cook’a göre iş birliği yapma yeteneği ilk sırada. İşbirliğinin bu kadar önemli olmasının nedeni ise diğer üç beceriyi de birleştirmesi. Cook, “Fikir paylaşılınca büyüyüp büyüyüp daha iyi hale geleceğine dair temel duyguyu arıyoruz. Ve bu süreç, Apple’ın ürünleri nasıl yarattığıdır” diyor. İş birliği yapma yeteneği gerçekten anahtar. Ama bu iş birliği şirkette mi, farklı bir platformda mı olacak? Artık bu tip çalışanlar ar Apple’da çalışarak mı bunu gerçekleştirecek? Gerçekten hayalleri süsleyen böyle bir şirket bile yaratıcılıkta zorlanıyor. Kimse de önünde artık kuyrukta beklemiyor. Çünkü Apple pek çok çalışanını işe döndürmekte de zorlanıyor. Yeni dünyada şirketlerin çalışan rekabeti çok güçlü olacak…