Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi (COP27) devam ediyor. “Uygulama Zirvesi” olmayı hedefleyen COP27, “taahhütlerin hayata geçirilmesi” gündemine odaklanıyor.
Zirvede açıklanan “Yeni Net Sıfır Kuralları” isimli rapor da bu süreci desteklemeyi hedefliyor.
Birleşmiş Milletler tarafından atanan bir uzman grubunun hazırladığı rapor, “greenwashing” yani “yeşil yıkamaya kırmızı çizgi” diyor. Son yıllarda sürdürülebilirlik, iş dünyasının önceliğine dönüşürken, “-mış” gibi yapanların sayısı da artıyor.
“Greenwashing”, ilk olarak 1986 yılında çevreci Jay Westervelt tarafından ortaya atılmış bir terim. Bugün şöyle tanımlanıyor: “Bir şirketin çevresel uygulamaları veya bir ürün veya hizmetin çevresel faydaları konusunda tüketicileri yanıltma eylemi.”
Raporu hazırlayan grubun başkanlığını üstlenen Kanada Eski Çevre, İklim Değişikliği ve Altyapı Bakanı Catherine McKenna raporun; endüstri, finans kurumları ve şehirlerin net sıfır taahhütlerine bütünlük getirmek için çok önemli bir yol haritası sunduğunu söylüyor.
Doğal sermayeye yatırım şart
İklim değişikliğinin dünya ekonomisine etkileri üzerine çok önemli araştırmaları bulunan Profesör Lord Nicholas Stern’in yorumları ise şöyle: “İklim değişikliğinin tehlikelerini yönetmek; yükselen pazarlarda ve gelişmekte olan ülkelerde emisyonların azaltılmasına, uyum ve dayanıklılığa, şokların yönetilmesine ve doğal sermayeye yatırım yapılmasını gerektiriyor.
Bu süreçte özel sektöre çok önemli bir rol düşüyor. Birçok firma, emisyonları net sıfıra indirme taahhüdünde bulundu, ancak gelişmekte olan pazarlarda ve gelişmekte olan ülkelerde yatırım açısından çok az ilerleme kaydetti. Bu yatırımda net sıfır ve Paris Anlaşması ile uyumlu güçlü bir ivmeye acilen ihtiyaç var.”
Zayıf net sıfır taahhütlerinin ve yeşil yıkama faaliyetlerinin küresel sera gazı emisyonlarının azaltılmasına engel oluşturduğuna yer veren rapor, şeffaflık ve hesap verebilirliği ön plana çıkaran on pratik tavsiye içeriyor. Rapor aynı zamanda yeşil yıkamayı önlemeyi amaçlayan yeni kırmızı çizgilere yer veriyor:
- Yeni fosil yatırımlara devam ederken, net sıfır hedef açıklamak.
- Tedarik zinciri kapsamında emisyon azaltımı gerçekleştirmek yerine, ucuz karbon kredileri satın almak.
- Kapsam 1,2 ve 3 olmak üzere tüm tedarik zincirinde emisyon azaltımı sağlamak yerine, kısıtlı alanlarda karbon emisyonlarının yoğunluğunu düşürmek.
- Doğrudan veya ticaret birlikleri yoluyla hükümetlerin iklim politikalarını baltalamak amacıyla lobi yapmak.
COP27’DEN ÖNEMLİ GELİŞMELER
- AFRİKA’DAN YENİ KARBON PİYASALARI GİRİŞİMİ
Karbon piyasaları; enerji erişimini genişletmek, istihdam yaratmak, biyoçeşitliliği korumak gibi katkıların yanı sıra, Afrika ekonomilerinin iklim finansmanı ihtiyaçlarını karşılayacak milyarlarca doların kilidini açmak için inanılmaz bir fırsat sunuyor. Fakat Afrika şu anda karbon kredisi potansiyelinin yalnızca küçük bir yüzdesini üretiyor. COP27’de başlatılan yeni Afrika Karbon Piyasaları Girişimi (ACMI), Afrika’nın gönüllü karbon piyasalarına katılımını genişletmeye ve Afrika’da istihdam yaratmaya odaklanıyor. ACMI’nin hedefi; 2030’a kadar yılda 300 milyon; 2050’ye kadar ise 1,5 milyarın üzerinde karbon kredisinin üretilmesi; ve karbon kredilerinden elde edilecek gelirlerle 2030’a kadar 30 milyon, 2050’ye kadar ise 110 milyonun üzerinde istihdam yaratılması. Afrika genelinde gönüllü karbon piyasalarının (VCM’ler) büyümesini desteklemek için 13 eylem programı tanımlayan “Afrika Karbon Piyasaları Girişimi, Yol Hartası raporu: Afrika için karbon piyasalarından yararlanma” Raporu, Kenya, Malavi, Gabon, Nijerya ve Togo dahil olmak üzere çok sayıda Afrika ülkesinin, gönüllü karbon piyasalarını ölçeklendirme konusundaki taahhütlerini duyurmayı amaçlıyor. Girişim, BM desteği ile, İnsanlar ve Gezegen için Küresel Enerji İttifakı (GEAPP), Herkes için Sürdürülebilir Enerji (SEforALL) ve BM Afrika Ekonomik Komisyonu ile işbirliği içinde başlatıldı.
- SUUDİ ARABİSTAN KAMU YATIRIM FONU 2050’DE “NET SIFIR” OLACAK
Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu 2050 yılında kadar net sıfır emisyona ulaşmayı hedeflediğini dile getirdi. Suudi Arabistan da, bir süredir ekonomisini çeşitlendirmeyi ve petrole bağımlı yapının sonlandırılmasını amaçladığını ifade ediyor. Suudi Arabistan 2030’a kadar elektrik tüketiminin yüzde 50’sini yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi hedefliyor. 2060 hedef ise net sıfır emisyon.
- BAE VE MISIR DÜNYANIN EN BÜYÜK RÜZGAR ÇİFTLİKLERİNDEN BİRİNİ KURACAK
Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) imzalanan mutabakat zaptı ile Mısır’da, dünyanın karadaki en büyük rüzgar çiftliklerinden birini kurmak üzere anlaştı. BAE’nin devlet haber ajansı WAM’da yer alan açıklamada mutabakat zaptının BAE’nin yenilenebilir enerji şirketi Masdar, Masdar’ın Mısır’ın başlıca yenilenebilir enerji şirketi Infinity ile oluşturduğu ortak girişim ve Hassan Allam Utilities şirketler arasında imzalandığı ifade edildi. Yeni rüzgar çiftliği tamamlandığında, Mısır'ın 2035’e kadar enerjisinin yüzde 42’sini yenilenebilir kaynaklardan elde etme hedefi doğrultusunda oluşturduğu Yeşil Koridor İnisiyatifi’nin bir parçası olacak. Açıklamada rüzgar çiftliği sayesinde Mısır’ın yıllık doğalgaz masraflarından 5 milyar dolar tasarruf edeceği ifade edildi.