Günümüzün en önemli konularından biri haline gelen temiz ve sürdürülebilir bir hayata hizmet etmeye çalışan CleanTech, bugün maliyetleri düşürmek, negatif ekolojik etkiyi büyük ölçüde azaltmak ve doğal kaynakların üretken kullanımı geliştirmek için kullanılıyor.
Cleantech, (Temiz teknoloji) aynı zamanda, greentech (Yeşil teknoloji) olarak da adlandırılmakta..
Temel olarak doğal kaynakların kullanımını azaltan veya optimize eden, aynı zamanda teknolojinin gezegen ve ekosistemleri üzerindeki olumsuz etkisini azaltan bir dizi teknolojiyi tanımlar.
Bu tür teknolojilere örnek olarak rüzgâr ve dalga gücü gibi nispeten yeni sürdürülebilir enerji kaynakları veya akıllı elektrik şebekeleri gibi geliştirilmiş geleneksel enerji üretim süreçleri verilebilir. Temiz teknoloji, iklim değişikliği ve bunun dünya üzerindeki etkileri konusunda artan farkındalık nedeniyle son yıllarda giderek daha önemli hale gelmiştir.
Bu konularda yapılan çalışmalardan birini sizlerin dikkatine sunmak istiyorum.
Yeşil girişimciler için 2023 CleanTech Raporu yayınlandı
Şirketlerin kurum içi girişimcilik ile geliştirdiği fikirlerinin doğru adımlarla hayata geçmesi ve global olarak ticarileşmesini sağlayan inovasyonun lider şirketi GOOINN, her ay farklı bir sektörün girişimcilerine rehberlik etmesi amacıyla hazırladığı ‘yeni teknolojiler ve trendler’ araştırmasını bu ay CleanTech’e ayırdı.”
Yeşil teknolojiye ilgi artıyor..
GOOINN’in CleanTech Raporu’na göre, 2015 yılında Paris Anlaşması imzalandıktan sonraki ilk beş yılda temiz enerjiye yapılan yatırım yılda sadece %2 arttı.
Fakat yenilenebilir enerji, şebekeler ve depolama şu anda toplam enerji sektörü yatırımlarının %80'den fazlasını oluşturuyor.
Güneş fotovoltaik (PV), piller ve elektrikli araçlar üzerine yapılan harcamalar, 2050'ye kadar küresel net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı sağlayan oranlarda daha da büyüyecek.
Üretim çıktısı 790 milyar dolara ulaşacak
Rapora göre, güneş fotovoltaik (photovoltaic, PV), rüzgar, piller, elektroliz cihazları ve ısı pompalarından oluşan beş temel temiz teknoloji için duyurulan üretim kapasitesinin tahmini, 2030’da tahmin edilen talep pazar büyüklüğünün 640 milyar doları aşması bekleniyor.
Bahsedilen üretim kapasitesinin tahmini çıktısının ise, yılda 790 milyar dolar olarak öngörülüyor. Diğer yandan, temiz enerji teknolojisi üretimi hızla büyürken yeni kapasite eklemeleri gelişmeye devam edecek.
2022 yılında; piller %72, güneş PV’leri %39, elektroliz cihazlar %26 ve ısı pompaları %13 oranında yıllık büyüme kaydettiği görülmüştü.
Rüzgâr üretim kapasitesi ise %2 civarında bir büyüme gerçekleştirmişti.
12 milyon işçiye daha ihtiyaç olacak..
Temiz enerji teknolojilerini kurmak ve üretmek için iş gücünün önemli ölçüde artması gerekiyor. Bugün yaklaşık 33 milyon kişi temiz enerji alanında çalışıyor.
2030'a gelindiğinde elektrikli araçlar ve pillerini üretmek için ek olarak 8 milyon işçiye daha ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor.
Ayrıca güneş enerjisi, rüzgar ve ısı pompası sistemlerini kurmak ve üretmek için ek olarak 4 milyon işçiye daha ihtiyaç duyulacağı bildiriliyor.
Yapay zeka ile karlılık artacak..
GOOINN CleanTech Raporu’na göre, yapay zekanın akıllı sistemleri de enerji tüketim verilerini izleyerek ve analiz ederek, endüstriyel faaliyetlerin enerji kullanımını optimize ederken karbon ayak izini azaltacak.
Yapay zeka algoritmaları, güneş panelleri ve rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının performansını optimize ederken, bakım ve atık yönetimi konularında da kararlılık ve verimlilik açısından büyük önem taşıyacak.
Cleantech girişimciliği ekonomiler için kilit rol oynuyor
Cleantech girişimciliğinin sürdürülebilir ekonomilere geçişte kilit rol oynadığının belirtildiği GOOINN raporunda, “büyüme ve inovasyonun itici güçleri olan KOBİ’ler, ileri teknolojileri, ürünleri ve hizmetleri geliştirerek bu geçişe öncülük edebilirler” dendi.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler Sanayi ve Kalkınma Teşkilatı’nın (UNIDO) çevresel zorlukları ele almak için cleantech inovasyonunu ve girişimciliğini teşvik etmek amacıyla kurduğu Küresel Temiz Teknoloji İnovasyon Programı’na (Global Cleantech Innovation Programme, GCIP) KOBİ her alanda destekleyerek daha fazla yatırım yapacağı aktarıldı.
Kadın girişimciler destekleniyor
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve toplam bütçesinin 27 milyon doların aştığı UNIDO’nin GCI programı çerçevesinde, iklim değişikliğinin özellikle gelişmekte olan pazarlar ve kalkınmakta olan ekonomilerde kadınları daha fazla etkilediğinin altı çiziliyor.
Kadın girişimcilerin yeşil bir geleceği destekleyen işletmeler kurmaları ve ürünler geliştirmelerine yönelik finansal ve ürün geliştirme odağında desteklerin artırılacağı belirtiliyor.
GOOINN İnovasyon’un raporuna göre, geleceğin Cleantech trendleri
Enerji Depolama, Karbon Yakalama ve Depolama, Endüstriyel Karbonsuzlaşma, Yeşil Hidrojen, Temiz Amonyak, Ağ Operatörleri Gündeminde Dayanıklılık, Elektrikli Araçlar, Güneş Fotovoltaik Teknolojisi, Düşük Karbonlu İnşaat, Güvenli ve Sürdürülebilir Atık Yönetimi, Yeşil Malzemeler, Enerji Tüketiminin Yönetimi ve Optimizasyonu.
Yatırımcının gözü de Cleantech’te
Yenilenebilir enerji ve batarya depolama projeleri, fiyat dalgalanmalarına ve düzenleyici belirsizliğe karşı düzenli, uzun vadeli gelir akışları sağlamakta.
Ayrıca temiz enerji talebi sadece 2023’te değil, gelecek yıllarda da büyümeye devam edecek.
Bu nedenle GOOINN raporuna göre, yatırımcıların cleantech alanına daha fazla akın edeceği öngörülmekte.
Startup-Şirket iş birlikleri artacak..
2023 Cleantech raporu, gelecek dönemde şirketlerin karbonsuzlaştırma çabalarının daha da artmasıyla “Startup-Şirket” iş birliklerinin daha sık görüleceğini öngörüyor.
Startup-Şirket iş birlikleri sayesinde şirketler, bu teknolojilere rahatlıkla erişilecek ve uygun maliyetli hale getirerek inovasyonu artırabilecekler.
Startuplar, cleantech için deneme alanları ve yeni kullanım senaryoları sunarken, şirketler ise yeni ve gelişmekte olan pazarlara bu startup’lar ile daha rahat girebiliyor.
Raporda öngörülenler dikkatle izlenmeli…