İklim krizinin etkileri her geçen gün daha fazla hissedilirken, çok sayıda ülke 2050 yılına kadar sıfır emisyon hedefine ulaşmak için hayata geçirdiği önlemleri hızlandırıyor. Ekonomilerin karbonsuzlaşması tüm sektörlerde radikal bir dönüşümü beraberinde getirirken, bu dönüşümün hızlı bir şekilde ilerlediğini söylemek de yanlış olmaz aslında.
2020 yılının ilk altı ayında, karbon emisyonları, bir önceki senenin aynı dönemine oranla yüzde 8.8 oranında azaldı. Bu azalmada COVID-19 etkisi büyük tabii ki. Sürdürülebilir bir dönüşüm için yapısal değişimlerin hız kazanması, enerji üretim sistemlerinin yeniden tasarlanması, tüketim alışkanlıklarının ve sosyo-ekonomik sistemlerin de önemli ölçüde sorgulanması gerekiyor.
Karbon emisyonlarını aşağı çekmenin hatta sıfırlamanın teknolojik ve ekonomik açıdan son derece mümkün olduğu bir dönemdeyiz.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'nın (IRENA) Küresel Yenilenebilir Enerjiler Raporu, 2050-2060 aralığında net sıfır emisyona ulaşmak için bir perspektif çiziyor. Bu kapsamlı “Karbonsuzlaşma Perspektifi” karbon emisyonlarını daha hızlı bir şekilde aşağıya çekecek olasılıklara yer verirken, enerji dönüşümü için yapılacak her 1 dolarlık yatırımın geri dönüşünün 1.5 ila 5 dolar arasında olacağını ortaya koyuyor.
Her sektörün fosil yakıttan elektriğe geçmesi kolay değil
Enerji dönüşümünün gerçekleşmesi için öncelikle, elektrik üretiminin fosil yakıtlardan rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklara yönelmesi gerekiyor. Enerji verimliliğinin artması bir diğer önemli adım. Bunlara ek olarak; otomobillerde kullanılan yakıtların ve binaların ısıtma ve soğutma sistemlerinin de “elektrifikasyonu” şart.
Bunun yanı sıra, her sektörün ya da sanayinin çok kolay bir şekilde fosil yakıtlardan elektriğe geçmesi mümkün değil. Çelik, beton, kimya sektörleri, uzun mesafe taşımacılığı, deniz ve havayolu taşımacılığı bunların başında geliyor.
Hava kirliliğini azaltıyor enerji güvenliği sağlıyor
İşte bu noktada, yeşil hidrojen devreye giriyor. IRENA raporuna göre, yeşil hidrojen, yenilenebilir elektrik üretimi ile elektrifikasyonu zor olan sektörler arasında önemli bir bağ kurabilir ve enerji dönüşümünde kolaylaştırıcı rol üstelenebilir.
Hidrojen genel anlamda, elektrik şebekelerinden uzakta bulunan veya enerji yoğunluğu yüksek uygulamalar için uygun bir “enerji taşıyıcısı” olarak değerlendiriliyor. Kimyasal reaksiyonlar için bir hammadde görevi üstlenerek, bir dizi sentetik yakıt üretebilen hidrojenin faydaları aslında oldukça fazla: Farklı yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanabilen sistem esnekliği ve depolama potansiyeli; enerji güvenliğine katkı sağlamak; hava kirliliğini azaltmak; ekonomik büyüme ve istihdam yaratmak; rekabet gücü kazandırmak bu faydalardan bazıları.
Tabii ki, yeşil hidrojenin sahip olduğu tüm potansiyeli ortaya koyabilmesi için aşması gereken bazı engeller var. Bunların başında da, maliyet geliyor. Yeşil hidrojen, karbon yakalama ve depolama ile birlikte fosil yakıtlardan üretilen mavi hidrojenden 2-3 kat daha pahalı durumda; yenilenebilir enerji yatırımlarının tüm dünyada artması ve maliyetlerin düşmesi, hidrojenin geleceğine dair olumlu bir tablo çiziyor.
Yeşil hidrojenin “niş” bir oyuncu olmaktan çıkıp, yaygın bir enerji taşıyıcısına dönüşmesi aynı zamanda teknolojik anlamda hazır olmak, pazar penetrasyonunu ve pazarın büyümesini sağlamak anlamına geliyor. Bunun için de ulusal hidrojen stratejilerinin belirlenmesi önem taşıyor.
Yenilenebilir hidrojen “EZBER BOZACAK”
►IRENA raporuna göre, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrikle üretilen hidrojen, 2030 yılına kadar fosil yakıt alternatifleriyle maliyet konusunda rekabet edebilecek konuma gelecek. Güneş ve rüzgâr enerjisinde düşen maliyetler, iyileştirilmiş performans ve suyun hidrojen ve oksijen olarak ayrıştırılmasını sağlayan elektrolizörler için ölçek ekonomilerinin yaratılması, yeşil hidrojenin önünü açan unsurların başında geliyor. Bu adımların hayata geçirilmesi için de teşviklere ihtiyaç var. IRENA Genel Müdürü Francesco La Camera, "Yenilenebilir hidrojen, ekonomilerimizi karbonsuzlaştırmaya yönelik küresel çabalarda, ezber bozan bir rol üstlenebilir. Fosil yakıtlar ile yeşil hidrojen arasındaki maliyet farkını kapatmak için oyun alanını engellerden arındırmak gerekiyor. Yeşil hidrojen maliyet açısından rekabetçi bir konuma geldiği an, güçlü bir enerji sistemi oluşturmamıza yardımcı olabilir" diyor.
Hidrojenin faydaları
►Sıfır emisyonla sudan üretilebiliyor
►Yüksek enerji dönüşüm etkinliğine sahip
►Farklı formlarda depolanabiliyor
►Dünyanın her yerinde bol miktarda bulunuyor
►Uzun mesafeli taşımaya uygun
►Enerjinin diğer formlarına kolaylıkla dönüştürülebiliyor
►Fosil yakıtlardan daha yüksek ısıl değerlere sahip.