Global Yatırım Holding’in iştiraki olan Consus Enerji İşletmeciliği ve Hizmetleri A.Ş. yenilenebilir enerji kapsamında biyokütle ve güneş santralleri ile; dağıtık enerjide ise yap-işlet modeliyle hayata geçirdiği kojenerasyon ve trijenerasyon santralleri ile faaliyet gösteriyor.
Consus Enerji Genel Müdürü Atay Arpacıoğulları, dünya genelinde enerji tedarikinde yaşanan aksaklıklar, enerji fiyatlarındaki artış eğilimi, şirketlerin tedarik güvenliği ve maliyetlerine gösterdikleri önem ve çevreye duyulan hassasiyetle birlikte sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik somut adımlar atılmaya başladığını ifade ediyor. Arpacıoğlu, “Bundan sonraki dönemde tüm ekonomilerin gündeminde, enerji tedarik güvenliği ve maliyetlerine ilave olarak dünyamızı daha yaşanılabilir kılmayı hedefleyen Yeşil Mutabakat, Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalara uyumun öncelikli olarak yer alacağı şüphesiz” diye ekliyor.
Dağıtık enerji tesislerinin Türkiye için büyük fırsatlar barındırdığını ve enerji sektörünün gelişimine yeni bir ivme kazandıracağını söyleyen Arpacıoğlu, “Dağıtık enerji tesisleri, gelişmiş ülkelere baktığımızda toplam enerji üretim portföyü içerisinde önemli bir yere sahip ve hala da gelişimine devam ediyor. Ülkemizde bu alan gelişmeye çok açık ve önümüzdeki dönemde dağıtık tesislere olan yatırımların, hem enerji arz güvenliğini artırması, hem şebeke kayıplarının önüne geçmesi, hem de işletmelere tasarruf sağlarken aynı zamanda karbon salımlarını azaltmaları adına, artarak devam etmesi gerektiğine inanıyoruz” yorumunu yapıyor. Arpacıoğlu ile sohbetimizden öne çıkan konular şöyle:
Yüzde 90’a ulaşan yüksek enerji verimliliği
“Dağıtık enerji (yerinde üretim) tesislerini yap-işlet modeli kapsamında yatırım maliyetlerini üstlenerek kurup işletme faaliyeti gerçekleştiren şirketler, sektörde enerji hizmet şirketi (Esko) olarak adlandırılıyor. Consus Enerji olarak oluşturduğumuz, ülkemizin birçok sanayi tesisi ve alışveriş merkezi içerisinde yer alan toplam 54 MW kapasitedeki kojenerasyon ve trijenerasyon tesislerinden oluşan dağıtık enerji portföyü ile enerji hizmetleri alanında hizmet veriyoruz. Tüm yatırım ve işletmesi tarafımızca gerçekleştirilen bu tesisler işletmelerin elektrik, ısı ve soğutma ihtiyaçlarını karşılıyor, yüzde 90’a ulaşan yüksek enerji verimlilikleri dolayısıyla ortaya çıkardıkları tasarruf, ilk günden itibaren işletmelerin enerji maliyetlerine olumlu bir şekilde yansıyor, kendi sektörlerindeki rekabet güçlerine destek oluyor, karbon salımlarını azaltıyor.”
Bedel ödemeden santral sahibi olmak mümkün
“Müşterilerimizin kendi enerji ihtiyaçlarını yine yap-işlet veya yap-işlet-devret modeli ile hayata geçirdiğimiz, güneş veya rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklarla sağlamasına yönelik adımları da atıyoruz. İş modelimiz kapsamında müşteriye özel tasarlanan ve kurulan yenilenebilir enerji santraline ilişkin tüm yatırım maliyetleri tarafımızca karşılanıyor. İşletme dönemi boyunca da santral için gerekli olacak tüm bakım ve işletme sorumluluğu da tarafımızca üstleniliyor. İşletme süresi sonunda da santral bedelsiz olarak devrediliyor; müşteri ilk gününden itibaren tasarruf sağladığı dönem sonunda herhangi bir bedel ödemeden santral sahibi oluyor.”
Karbon salımına yönelik sınır vergilerinin önüne geçecekler
“Müşterilerimizin avantaj sağladığı diğer bir husus ise, yenilenebilir kaynaklara dayalı üretim ile elde edecekleri yeşil sertifika ve karbon sertifikaları olacak, buradan da kendilerine ek bir gelir elde etme imkanı bulacaklar. Ancak belki de en önemlisi, önümüzdeki yıllarda özellikle imalat sanayimizi ve ihracatçımızı somut bir şekilde etkilemesi beklenen karbon salımına yönelik olası sınır vergilerinin önüne geçecekler; uluslararası alandaki rekabette bir adım önde olacaklar.”
Her 1 MWh’lik elektrik için 0,65 ton karbon salımı önleniyor
"Enerji Bakanlığımız tarafından yayımlanan emisyon hesaplamalarında da belirtildiği üzere güneş ve rüzgardan üretilen her 1 MWh’lik elektrik için yaklaşık 0,65 ton karbon salımı önlenmiş oluyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, Verimlilik Artırıcı Proje kapsamına giren işlere doğrudan hibe desteği ve vergi indirimlerini de içeren çeşitli destekler veriyor. Bunun yanı sıra, işletmeler, öz tüketimlerine yönelik kurulan yenilenebilir santrallerinden üretilen enerjinin varsa tüketemedikleri fazlalık kısmının satışını görevli tedarik şirketlerine gerçekleştirebiliyor, buradan bir gelir elde edebiliyorlar."
En büyük şansımız, ülkemizin yenilenebilir enerjide geldiği nokta
"İklim değişikliği ile mücadeleden kaynaklanan yeni düzene uyum, uzun vadeli planlama yapmak ve buna göre aksiyon almayı gerektiriyor. Artık iklim değişikliği ile mücadelenin önümüzdeki dönemde KOBİ’lerimiz de dahil olmak üzere ekonomi ve üretim faaliyetini oluşturan tüm bileşenlerin öncelik listesinin daha üst sıralarında yer alacağı aşikar. En büyük şansımız, ülkemizin yenilenebilir enerjide geldiği nokta. Özellikle son 10 yılda başarılan gelişim sayesinde, bugün kurulu gücümüzün yüzde 50’den fazlasını yenilenebilir kaynaklar oluşturuyor ve bu durumun önümüzdeki dönemde de geliştirilmesi bir devlet politikası olarak ortaya koyulmuş durumda."