Sahi, şu dış güçler amma da nazlı… Gelin diyoruz gelmiyorlar. Naza mı çekiyorlar anlayan beri gelsin.
Türkiye raporlarına bakıyorsunuz; “ülke uçtu uçacak” gibi gaz veriyorlar. Gel yatırım yap diyorsun, “radarımızdasınız” diye geçiştiriyor, “yapısal reform” istiyor, “henüz ikna olmadık” diyorlar. Mehmet Şimşek’in işi sahiden zormuş. Körfeze gidiyor kaynak istiyor; “Önce Kanal İstanbul maket satışınızı teslim edin” diyorlar. Deprem için sukuk istiyoruz; “biz kullandırırsak olur” şartı koşuyorlar. ABD’ye uzanıyor; sıcak para radarına girdik de doğrudan yatırım radarına henüz giremedik ifadesi…
ÖNCE KENDİ HANENİ DÜZENLE, SONRA ALEME NİZAM VERİRSİN
Mehmet Şimşek’in yabancıyı ikna edebilmesi için önce içerideki yatırımcıyı ikna etmesi şart. Bana göre ikna parametreleri fazla değişmez. Yerli yatırımcı enfl asyon kıskacında, maliyet cenderesinde, belirsizlik kâbusunda, gece yarısı regülasyonları korkusunda, malına çöküleceği kaygısında… Dış Türkler dediğimiz bizim dış yatırımcılarımız, gittikleri ülkeden taleplerini normal karşılıyoruz fakat söz konusu yabancının doğrudan sermaye yatırımı için taleplerine gelince; ya “tu kaka” oluyor veya “dış güçler” ifadesiyle yaftalamıyorlar. Sen önce kendi haneni düzene koy, sonra aleme nizam ver.
İKİ SORU İKİ CEVAP /Yabancıyı iknaya dair…
Vergi paketine yabancı nasıl bakar?
Aslında yabancıdan önce biz nasıl bakıyoruz diye sormak gerekir. Görünen o ki vergi reformu paketine, Şimşek dışında hükümetten destek veren yok. Vergiyi tabana yayma gayretinde “zengine dokunma” uyarısı geliyor ve anında “vetolanıyor” iken, yabancı yatırımcı bu durumu görmüyor mu sanıyoruz?
Yabancıyı en fazla ne tedirgin eder?
Yabancı sürprizi sevmez. Kuralların geçmişe yönelik uygulanmasını istemez. Politik istikrarsızlıktan hoşlanmaz. Kârını transferde güçlük çıkarılmasına katlanamaz. Yatırım ortamının iyileştirilmesi gereken adımların zıddına alınan her karardan tedirgin olur. Bir de hukuksuzluk, ayrımcılık sevmez.
not / YABANCIDAN ÖNCE YERLİYİ İKNA EDECEK 1O MADDE
HUKUK İSTER: Ancak ona “hukuk reformu” vaat edip çıka çıka içinden yeni anayasa talebi çıkmasın.
AZ BÜROKRASİ İSTER: Ancak ona sen sürekli bürokratik engel çıkarırsan kirlilik veya vazgeçiş başlar.
TEŞVİK İSTER: Ancak ona üretimi arttıracak teşvik vermez, gider yandaşına akıtırsan işler yürümez.
İSTİSNA İSTER: Ancak sen yandaşına istisna getirir fakat üretim süreçlerini kolaylaştırmaz isen olmaz.
DÜŞÜK VERGİ İSTER: Ancak ona kafana göre vergi salarsan, o da vazgeçer veya kayıt dışında kalır.
ÖNÜNÜ GÖRMEK İSTER: Ancak ona 4 yıl seçim yok deyip referandum lafı edersen tedirgin olur.
EŞİTLİK İSTER: Ancak ona “gözümde herkes eşit ama bazıları daha eşit” dersen o da vaz cayar.
HALKA AÇILMAK İSTER: Ancak ona “halka açarım ama payımı da isterim” dersen içine kapanır.
ÇÖKÜLMESİN İSTER: Ancak ona kayyum atar, şirketinin yönetiminden uzak tutarsan, kaçar gider.
İSTİKRAR İSTER: Ancak ona dünyanın en kötü ekonomi yönetimini dayatırsan, kahreder durur.