Yerli kaynaktan elektrik üretene ‘ikili sıkıştırma’

Mehmet KARA ENERJİ GÜNDEMİ

Türkiye’de 2001 yılında çıkarılan Elektrik Piyasası Kanunu ve 2013 yılında dağıtım ve perakende satış hizmetlerinin özel sektöre devredilmesi ile hızlanan elektrikte serbestleşme adımları son yıllarda yavaşladı. Son zamanlarda kamu otoritelerinin aldığı bazı kararlar ve ilgili kurum ya da kuruluşların hayata geçirdiği kimi uygulamalar, serbest elektrik piyasası sürecinde ilerlemek ya da derinleşmek bir yana gerileme yaşandığının göstergeleri olarak değerlendiriliyor. Elektrik piyasasında 1 Nisan 2022 tarihi itibariyle devreye alınan tavan fiyat uygulaması da bunun son örneklerinden biri kabul ediliyor. 

8 Mart 2022 tarihinde çıkan torba kanun, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na (EPDK-Kurul), elektrik piyasasında tavan fiyat belirleme yetkisi tanıdı. Buna da destekleme mekanizması adı verildi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), kanunun yayımlanmasının ardından, yapılan düzenlemeye ilişkin usul ve esasları belirleyip yayınladı. Kurul mart ayı sonlarında da, elektrik piyasasında 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren tavan fiyat uygulamaya başlayacağını duyurdu.

Yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriğe 1.200 TL/MWh tavan fiyatı belirlendi. İthal kömür ve doğalgaz ile çalışan santrallerin üreteceği elektrik için uygulanacak tavan fiyat ise 2.500 TL/MWh olarak açıklandı. Ancak gaz ve ithal kömürden üretilen elektriğe zaten  spot piyasada mevcut bir tavan fiyat uygulanmakta olduğu için 2.500 TL/MWh’lik tavanı içeren yeni mekanizma fiilen devreye girmedi. Yerli kaynaktan üretilen elektrik için ise bu tavan 1 Nisan 2022 tarihi itibariyle fiilen devreye girdi. 

Önceden sabit fiyatla satana muafiyet

Bu arada EPDK, daha önceden ikili anlaşma kapsamında satılmış elektrik için tavan fiyatı uygulanmayacağını, yani bu durumdaki elektrik santrallerine bir muafiyet tanındığını duyurdu. EPİAŞ ise bu muafiyetin devreye girebilmesi için yerli kaynakla üretim yapıp YEKDEM kapsamı dışında kalan santrallerden, 8 Mart 2022 tarihinden önce sabit fiyatla, başka bir üreticiye, toptancıya veya perakende satış şirketine elektrik sattıklarını gösteren sözleşmeleri ve ilgili faturaları noter onaylı bir şekilde kendisine göndermelerini istedi. İkili anlaşmayla sabit fiyattan elektrik satan santraller de, bu sözleşmelerini kısa bir süre içerisinde EPİAŞ’a yolladı. Bu kapsama giren çok fazla sözleşmenin varlığı ortaya çıkınca, tavan fiyatın oluşturulma nedeni olan, maliyeti yüksek santrallere destek sağlamak ve görevli tedarik şirketlerinin enerji alım maliyetlerini aşağı çekmek amacıyla oluşturulan havuza yeterli kaynak aktarılamayacağı görüldü. Bunun üzerine, ilgili şirketlerden bu kez ikili anlaşma ile sabit fiyattan sattıkları elektriğin, yine sabit fiyattan nihai tüketiciye kadar aktarıldığını belgeleriyle ortaya koymalarını talep edildi. 

Belge sunamayana ne olacağı belirsiz

Bunun üzerine, herhangi bir toptancı şirkete satılan elektriğin, toptancı tarafından kime ya da kimlere satıldığının, ikinci halkadaki alıcı ya da alıcıların bunu kim ya da kimlere aktardığının ve nihayetinde elektriğin fiziki teslimatını kimin kime yaptığının, yani bu enerjiyi kimin tükettiğinin izinin sürülmesi göreviyle karşı karşıya kalan üretim şirketleri, belge toparlamak için hummalı bir çalışma içine girdi. Bugün mesai bitimine kadar bu belgeleri tamamlayıp EPİAŞ’a sunamayan üretim şirketlerini nasıl bir akıbetin beklediği ise belirsiz. Hatta, gerekli belge ve bilgileri sunanlarla ilgili nasıl bir sonuç ortaya çıkacağı da net değil. Çünkü böylesi bir durumda nasıl bir yol izleneceğini oraya koyacak usul ve esaslar ortada yok. Usul ve esası belirsiz bir durumun cezası da olamayacağı için, EPİAŞ ya da EPDK’dan gelecek yeni açıklamaların beklenmesi gerekecek. 

Ucuza üretenden kes, pahalı üretene ver!

Enerj Piyasası Düzenleme Kurumu’nun EPİAŞ’a talimat vererek, ikili anlaşmayla sattığı elektriğin fiziki teslimatın gerçekleştiği aşamaya kadarki bütün yol haritasını takip edip, nihai tüketicinin de sabit fiyattan elektrik aldığını kanıtlamaları için şirketlere yazı yazmasını istemesinin arkasında yatan, piyasa şartlarında elektrik üretmekte zorlanan ithal kömür ve doğalgaz ile çalışan santralleri ayakta tutabilmek için destekleyebilmek. Bu desteği de, belli bir tutarın altındaki maliyetten elektrik üretebilen ve bunu belirlenen tavan fiyatın üzerinde bir fiyattan satabilen santrallerin satış fiyatı ile tavan fiyat arasındaki farkların aktarılacağı bir havuzdan yapmayı planladı. Örneğin, bir hidroelektrik ya da rüzgar santrali, ürettiği elektriği diyelim ki megavatsaati 1.200 lira kendisini kurtarabileceği halde piyasada oluşan 2.000 TL’lik fiyattan satmayı başardı. Santral işletmecisi MWh başına kazandığı 2.000 TL’nin sadece 1.200 TL’sini alabilecek. Kalan 800 TL ise artan elektrik talebini karşılayabilmek için çalıştırılmaları istenen ithal kömür ve doğalgaz santrallerinin maliyetlerini karşılayabilmeleri için desteklenmesinde kullanılmak üzere havuza aktarılıyor.

Tüm yazılarını göster