Şehirler yenilikçi fikirlerin birlikte yaratıldığı, birlikte yeşertildiği yerlerdir. Şehirler başarma tutkusu ile iyimserliğinin güç kazandığı yerlerdir; “yapabiliriz!”. Şehir yönetimlerinin bu var olan güce fırsat tanıması beklenir. Hayali ve tutkusu olan insanlara imkân sağlanırsa şehir kazanacaktır. Yaşadığımız dönemler geleceğe dair belirsizliklerin yoğun olduğu dönemlerdir. Böyle günler inançları besler, bir amaca odaklanmayı sağlar. Şehir yönetimi bu gerçeği fark etmeli ve yeniliklerin peşinde koşanları cesaretlendirmelidir.
Bazı şehirler, düz mantık doğrultusunda, daha önce uygulanmış, kabul görmüş projeleri tercih ederler. Birinci neden kolaylarına gelir, ikinci neden ise riski göze almazlar. Özetle, denenmemiş bir yolu denemek istemezler; “en kısa yol bildiğin yoldur!”. Bir diğeri gibi olmak az çaba gerektirdiğinden diğer şehirlerde güncel, popüler olan neyse onları uygular. İçinden bir akarsu, bir dere geçen şehirlerimizin “gondol” sevdası gibi. Sanki gondolu suya indirince Venedik olacaklar!
Şehirler özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana önemli dönüşüm yaşamaktadır; fiziki varlıklardan fiziki olmayan varlıklara ve az karmaşık konulardan çok karmaşık konulara doğru. Kaldı ki insanlığın karşılaştığı sorunların büyük kısmı şehir kaynaklı olup çözüm yerleri de yine şehirler olmalıdır. Şehir yönetimleri değişim ve gelişmeyi iyi okuyabilmeli ve ona göre vizyon geliştirebilmelidir. Çünkü kazanan şehirler bu değişiklikleri kavrayan ve çözüm yollarını bulan şehirler olacaktır. Yenilikçi uygulamalara ilk elden fırsat tanıyan şehirler küresel arenada bir adım öne geçecektir.
Ülkemizde yaygınlaşmaya başlayan, web siteleri üzerinden şehir sakinlerine hizmet sunan “E- Şehir” uygulamalarından mobil tabanlı “M-Şehir” uygulamalarına geçiş devam etmektedir. Telekom operatörleri hatta kredi kartı şirketleri yeni mobil hizmetler için şehirlerde uygulama alanları oluşturmaya başlamış olup, buralarda kullanıcı dostu yenilikçi çözümler hayat bulmaktadır. Şehir uygulama alanları (testbeds) yenilikçi çözümlerin hayata geçebilmesi için ideal fırsattır. Çünkü gerçek şehir yaşamında uygulama imkânı bulması, şehir sakinleri ile birlikte sorunların gerçekçi tespiti ve yenilikçi çözümlerin etkisinin ölçülmesi mümkün olmaktadır. Bunun yanı sıra şehir uygulama alanları ile; yenilikçi çalışmanın ön yatırım ve riski azalacak, fikir ve kabiliyet sahibi kişilerin ortaklaşa katılımı sağlanacaktır.
Bazı ülkelerde şehir yenilikçi uygulama alan sayısı hızla artmaktadır. Sonuçlarının hem ekonomik büyümeye hem de küresel alanda rekabet üstünlüğüne olumlu etkisi görülmektedir. Şehirlerimizin de bir köyü, bir mahalleyi uygulama alanı seçerek şehir yararına sonuçlanacak yenilikçi atılımlara fırsat tanıması beklenmelidir. Ulaşım, enerji, tarım, gıda, lojistik, temiz ve atık su gibi alanlarda yaşanabilir şehirlere sahip olabilmek için uygulama alanlarının sayısını artırmak gerekecektir.
Eğer şehirler yeni iş fırsatları yaratmak, yeni kabiliyetler kazanmak ve şehrin çekiciliğini artırmak istiyorsa yenilikçi çözümleri şehir gelişme süreçlerine dahil etmelidir. Böylece yenilikçi uygulamalara maddi- manevi destek bulacak, yatırım çekecektir.
Haftanın kasabası: MARIESTAD, İsveç
Mariestad, İsveç’in güneyinde yer alan 24,000 nüfuslu bir kasabadır. 10,000 yıl önce buzul tabakanın çekilmesiyle oluşan ve İsveç’in en büyük gölünü de kapsayan sulak ve ormanlık bir bölge, kasabalıların çabası sonucu, 2010 yılında UNESCO tarafından “canlı küre-biyosfer” alanı olarak tescil edilmiştir. Kasabanın UNESCO ile ilişkisi bununla da kalmamış, “ElectriVillage” adıyla başlattığı bir girişim sonucu, yine UNESCO tarafından, sürdürülebilir model uygulama alanı olarak tayin edilmiştir.
“ElectriVillage” 3 sınama alanından oluşmaktadır; yenilenebilir enerji, sürdürülebilir ulaşım, lojistik ve tedarik. Güneş enerjisi ile çalışan bir hidrojen üretim tesisi araçların deposunu doldurmakta, çatılar güneş enerjisi panelleri ile donatılmakta, yenilikçi dijital uygulamalar ile belediye hizmetleri yürütülmekte ve kasaba fosil yakıtsız bir topluma adım-adım yaklaşmaktadır. Darısı şehirlerimizin başına!