Eski günlere geri döndüm Süreyya Ciliv ile sohbet ettiğimde. Gazete yöneticiliğim dönemlerinde, çok uzun yıllar, aynı süreçlerde ben gazete yöneticisi olarak, o ise Turkcell’in Genel Müdürü olarak dostluğumuz oldu. Trendler yazıyordum uzun yıllardır, bu trendler teknoloji tabanında gelişmeye başladığında, yazılarım ve ilgilendiğim alanlarla da teknoloji kaynaklı olmuştu… Süreyya Ciliv’i tanımak ve Turkcell’in o günkü gelişimini izlemek de önemli bir şanstı. Aslında onu tanımam ABD’de de kurduğu Novasoft yazılım şirketiyle olmuştu. Capital Dergisi’nin yöneticisiyken, onu keşfeden ilk gazetecilerden biriydim. Geçtiğimiz günlerde Eren Perakende CEO’su Osman Şentürk moderatörlüğünü yaptığı Lacoste Talks’da görüşme fırsatımız oldu. Sohbet ettik yeni işlerde bir arada olmayı konuştuk. Biraz hem oradaki hem de kendi sohbetimizden birkaç notu aktarmak istiyorum.
Hala içimde büyük heyecan var
Süreyya Ciliv hep yaptığı işlerin faydası olması gerektiğine inanan bir kişiydi. Belki ‘iyilik için teknoloji’ diyebiliriz onun söylediklerini… Hala içinde bunun için çok büyük heyecan olduğunu da söylemeyebiliriz. O aslında bu felsefesini şöyle anlatıyor:
“Ben yine hayata gelsem iş adamı olurdum. Benim gözümde iş adamlığı ilimle, bilimle, teknolojiyle, ekiple insanlara değer yaratmak. Buradan kazanılan karı da yine dünya için, insanların problemlerini çözmek için yeni işlere aktarmak. Kazandığın parayla hayır işlerine girmek diye düşünüyorum. Şunu gördüm, iş hayatında başarılı olduğunuzda sponsorluklar istiyorlardı bizden. Bu bazen kamudan da geliyordu. Şunu anladım bazı iyi şeyleri yapmak için her yerde kaynağa ihtiyaç var. Pek çok şirket, pek çok platform Ar-Ge yapmak için kaynak bulmakta zorlanıyor. O yüzden insanlara faydalı işler yapmak için buraları desteklemeli, iyi bir dünya için iş hayatında başarılı olmak önemli diye düşünüyorum. Hala içimde büyük heyecan var ve yapılacak çok fırsatlar var”.
Yeni bir dünya geliyor
Yenilikçilik benim de çok kullandığım bir kavram… Yeni olmak, yeniyi savunmak. Başka türlü eskide kalıyorsunuz otomatik… İnovasyon ile aynı tutuyor Süreyya Ciliv. Ama bana inovasyon bazen çok yenilikçi olmayabiliyor gibi geliyor bana… Ben biraz ayırıyorum. Ciliv bu konuda şöyle diyor: “Geçmişte her şeyi biliyoruz ama geçmişi kontrol edemiyoruz. Geleceği bilmiyoruz ama geleceği şekillendirebiliyoruz. Ama bugünden ileriye bakınca ben yeni bir dünya görüyorum. Ve yeni dünyada kazanmak için, kritik noktalar var. Bence bunların birincisi yenilikçi olmak, yeni fikirler, yeni konseptlerle yeni bir yönde gitmek. Bence inovasyonla aynı daha az, öz ve Türkçe anlatabiliyoruz. Ben buna ilk kafayı takanlardanım ilk inovasyon konferanslarına başladık. Sonra Türkiye İhracatçılar Merkezi bunu üstlendi. İnovasyon çok konuşuldu ama insanların çok da anladıkları bir kelime olduğunu düşünmüyorum. O yüzden bu inovasyonu yenilikçilik olarak aktarmayı tercih ediyorum. Bir gün Harvard’ın dergisini 2021 yılında elime aldığımda kapağında, geleceğin modeli uzaktan çalışma olacak diyordu. Biz bunu Turkcell’de yıllar önce başarmıştık. Reklamlarını bile yapmıştık yıl 2011 yılıydı. Bunları nasıl yapıyordunuz derseniz, dünyada büyük işler takımla oluyor. 2011’de biz bu işi bitirmiştik ama her şeye 2007 yılına başlamıştık. Burada yüzde 99.97 ile network kapsamıyla dünyada birinciydik. Böylece insanların uzaktan, tatildeyken bile rahatça mobil network sayesinde çalışabileceğini söylemiştik. Bunu nasıl yapıyordunuz derseniz. Microsoft döneminden mobil teknolojilerin, kablosuz iletişimin öneminin artacağını biliyordum ve Bill Gates de hep savunduğu gibi… Bu bizde de bir takım olayıydı.
Bu bir pazarlama iddiası değildi,2010-2011 dünya teknoloji raporunda bu kayıtlara geçmişti. Bir dalda Türkiye birinciydi o dönemde. En yüksek 2. Konuda ise 60’ıncıydı”.
İnsana fayda üretmek önemli
İnsana fayda üretmek aslında takım çalışmasındaki başarıyı da getiriyor bence. Süreyya Ciliv’in başarılarındaki sırrı buna da bağlıyorum. Vizyonerlik zaten olması gereken ama üstünde tüm ekibin iyi bir şey yaptıklarını bilerek hedefe odaklanması da önemli gücü ve başarı motivasyonunu yaratıyor. Süreyya Ciliv bunu şöyle aktarıyor: “Benim odağımda hep insanlara fayda üretmek var. Bilhassa kendi ailemden, ülkemden başlayarak bunu yapmak önemli. Tarihte 1450’lerde dünyanın en büyük medeniyetlerinden biri Osmanlı’ydı. Sonra bir şey oluyor. Osmanlı bilimi, matematiği el yazması kitaplardan öğreniyor. Oysa Avrupa’da o yıllarda matbaa bulunuyor. El yazısı kitaplardan kaç tane dağıtabilirsin. Avrupa bu bilgiyi yaygınlaştırmayla sıçrama yapıyor. Ben aynı şeyi internetin bilgi otoyolu olarak hayata geçmesiyle olacağını o yıllarda görüyordum. Benim Microsoft’ta öğrendiklerimle insanlarımızın önünü nasıl açarız konusu benim için çok önemliydi… Yenilikçi olursanız, insanlara fayda sağlayacak konularda yenilikçi olursanız dünyanın her yerinde, borsalarda dikkat çeken bir şirket olursunuz”.