Finans piyasalarındaki hâlihazırdaki tema tahvillerdir. Hisse senedi fiyatları, genelde ekonomik görünüm ve bilanço rakamları üzerinden okunur. Ancak hisse senedi piyasası da şu aşamada tahvil piyasasındaki hareketlerden etkileniyor.
Bilanço döneminde hisse senetlerinin konuşulması gerekirken, tahviller üzerinden analiz yapılıyor. Bunun nedeni, tek sözcükle enflasyondur. Fed’in 2024’teki endişesi istihdam piyasasıydı. Yayımlanan son istihdam raporu, bu tarafta her şeyin yolunda olduğunu gösteriyor. Başta Fed olmak üzere, merkez bankaları, ‘‘Görev tamamlandı. Dezenflasyon süreci devam edecek.’’ mesajını veriyorlar. Öte yandan enflasyon beklentilerindeki katılık sürüyor. Michigan Üniversitesi’nin yayımladığı veriye göre, ABD’de 5 ve 10 yıllık enflasyon beklentileri, 1990’lardan beri görülen en yüksek seviyelerdedir. ABD’de 12-aylık enflasyon beklentisi de yüksektir.
Portföyler açısından anlamı basittir. Manşet enflasyon düşerse, Fed haklı çıkmış olur. Faiz indirimleri sürer. Tahvil fiyatlarının faiz oranlarındaki değişimlere duyarlılığını gösteren, uzun vadeli tahvillerin değeriyle ilgili ‘‘durasyon’’ yükseliyor. Fed’in haklı çıkması, henüz başlangıç aşamasındaki durasyon yükselişini durdurur. Bu da hisse senetleri açısından pozitif olur. Türkiye’de uygulanan doğru ekonomi politikasının etkisiyle, endekslerimizdeki hareketler, dünya piyasalarından artık bağımsız değildir. 2025’te kazanılacak veya kaybedilecek parayı, yine enflasyon motifi belirleyecek.