Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 20. Kongresi Kasım 2022’de toplanacak. 2017’deki 19. Kongre çok önemli bir kongre olmuş ve Xi Jinping’in gücünü hem artırmış hem de dünyaya göstermişti. Gerçi bu gücün Deng Xiaoping’in 1980’lerdeki gücü kadar olmadığını öne sürenler olmuştu. Ancak 19. Kongre büyük değişikliklere sahne olmuş ve yönetimi her seviyede gençleştirmişti.
2017’de gerçekleşen iki önemli olayı belirtelim. Öncelikle Çin ordusunun yapısı değiştiriliyordu. Kara ordusu merkezli ve Merkezci biçimde yönetilen ordu ‘esniyor’ ve ABD tipi ortak komuta biçimine geçiyordu. Aslında donanmanın artan rolüne yıllardır vurgu yapılıyordu. 2017’de –öncesinden başlayarak- askeri personel arasında görülmedik ölçüde değişikliğe gidildi. “Gençler” geldi ve Merkez Komite’nin asker kökenli üyelerinin sadece yüzde 17’si yerini koruyabildi. Kongreye katılan 300 askeri delegenin yüzde 90’ı da ilk defa katıldı. Partide de benzeri bir hamle yapılarak Xi taraftarları öne çıkarılmıştı. İlginçtir Politbüro üyelerinin yaşları 64-54 arasındaydı ve oldukça genç bir Politbüro oluşturulmuştu. Şimdi 2022’deki 20.
Kongre’nin 2017 kongresinden de önemli değişikliklere gebe olduğu düşünülmeye başlandı. Özellikle 65 yaş kuralında kimler için istisna yapışabileceği mühim. Aslında Xi de üçüncü dönem seçilemeyeceği için görevini bırakmak durumundaydı ama böyle olmayacak.
Olmayacak ama Xi 2022’de, 20. Kongre’de, 2017’deki havayı bulamayacak gibi görünüyor. Net olarak bilemiyoruz çünkü ne kadar ticaret yapılırsa yapılsın Çin bize kültürel olarak çok uzak. 2012’den beri yaptığı gençleştirmelerle gelenlerin de yaşlanmaya başladığını ve bazılarının sınırı geçtiğini söylemek yeterli ve ihtiyatlı olacak. Yeniler Xi yanlıları mı olur yoksa Xi fazla sert, fazla milliyetçi, fazla tavizsiz ve son yıllarda başarısız diyenler –yüzde kaç bunlar?- kendilerine pozisyon açabilir mi göreceğiz.
Pelosi bu tarz bir “okumayla” gönderilmiş olabilir. Konu provokasyon falanın ötesinde 20. Kongre öncesinde Xi’yi bir nebze zayıflatıp ABD’ye karşı biraz daha taviz verir konuma itmeyi denemek olabilir. Çin’i provoke edip daha da sertleşmesini sağlamak tedarik zinciri, enerji konusu, Rusya meselesi gündemdeyken ve dünya resesyona giderken akıllıca olmaz. Belki de Rusya’ya uygulanan ve şimdilik pek sonuç vermişe benzemeyen yaptırımlar ÇKP yönetiminde daha fazla ses getirmiştir ve ABD buraya oynuyordur.
2021 Aralık ayındaki tatbikat sonrası Pentagon ekonomik ve askeri potansiyel açısından uzun dönemde en büyük tehdidin Çin olduğunu, Rusya’nın daha sonra geldiğini bildirmişti. ÇKP içinde güçlü siyaset simsarı veya kral yaratıcısı figürlerin olduğu ve Xi’nin yaptığı değişikliklere rağmen parti kadrolarının –önemleri azalsa da- hala karar verici, yön tayin edici olabilecekleri düşünülüyor. 20. Kongre sonrası Xi’nin ne kadar güç topladığı veya kaybettiği çok konuşulacak.
Her durumda konu 1997’deki ‘Büyük Satranç Tahtası’ meselesini çoktan aştı. 25 sene önce Avrasya önemli görünmüştü. Çin henüz yeni yeni yükseliyordu. Bugünün asıl konusuysa ‘Büyük Pasifik Satranç Tahtası’. Çin'i provoke etmek hem istenir olmayabilir hem de pek kolay değil. Geçmişte SSCB'nin -ve bugünkü Rusya'nın- önemli ama bir ekonomik güç olarak sadece ikinci derecede bir güç olabildiğini kavrarsak farkı daha iyi anlayabiliriz: Çin ne SSCB ne de Rusya. SSCB’nin neredeyse hiçbir dönemde küresel bir ekonomik güç olamadığını –siyasi etki veya askeri güç ayrı- saptarsak Çin’in ne yaptığını, neyi başarma ihtimalinin olduğunu görebiliriz.