2019’un en ilginç tartışmalarından biri kapitalizmin geleceğiydi. Apple, Pepsi, Walmart ve JP Morgan gibi 200 dev firmanın CEO’su ortak bir deklarasyon yayınladı. Artık şirketlerin hissedar değeri yaratmanın ötesinde de rolü olduğunu söylediler ve diğer paydaşlara (çalışan, tedarikçi, çevre) karşı sorumluluklarını vurguladılar. Başka bir gün Financial Times baş sayfasının tümünü ‘kapitalizme reset’ manşetine ayırdı.
Peki bu tartışma neden şimdi alevlendi? Bunun birkaç nedeni var.
• Eşitsizlik. Gelir, servet (bir otobüs dolusu milyarder eşittir 4 milyar insan!) ve fırsat eşitsizliğinin yükselmesi (Trump veya Brexit de buna bir tepki sayılabilir)
• Demografi. Gençlerin farklı beklentileri (Deloitte Global Millennial Araştırması’na göre şirketlerden ana beklentileri toplumu geliştirme ve istihdam yaratma) – hele de önümüzdeki yıllarda Baby Boomer kuşağından 24 trilyon dolar (30 Türkiye ekonomisi kadar) varlığın onlara miras kalacağı düşünülürse!
• Meydan okuma. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için gelişen ülkeler senede 4 trilyon dolar (5 Türkiye ekonomisi) harcamalı. Bunu geleneksel yöntemlerle ve özel sektör devreye girmeden yapmaları imkansız.
Bunları aşmanın bir yolu ülkemize henüz uğramamış olan ‘etki yatırımcılığı’ olabilir. Yani ekonomik getiri (‘bağış’ değil) ile belli sosyal hedefleri (örneğin karbon salınımı, kadın istihdamı vb.) birlikte amaçlamak. Bir diğer deyişle özel sektörün yaratıcılığı, üretkenliği ve getiri hevesini sosyal konuları çözmek için kullanmak. Bir yatırımın ‘etki yatırımı’ olabilmesi için ekonomik ve sosyal hedefin ve başarı kriterlerinin baştan belli olması gerekiyor (zaten pek çok normal yatırım istihdam gibi pozitif sosyal etki yapıyor).
Elbette nisbeten yeni olan bu alanın gelip geçici bir heves mi yoksa finansta büyük bir dalga mı olduğunu zaman gösterecek. Ancak sosyal gelişim hedefleri ve finansman cezbetme ihtiyacını düşününce Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bu alanı da bir fırsat olarak değerlendirmeli.
Bu doğrultuda, bazı ilk adım önerilerim şöyle: henüz emekleme aşamasındaki küresel tartışmanın parçası olmak, etki ölçüm sistemlerini geliştirmek ve bazı kamu yatırımlarında kullanmak, yeni oluşacak etki yatırımı fonlarına destek vermek, vergi kanununu sosyal girişim ve yatırımlar için tadil etmek (ABD’deki C-corps) ve bağış bazlı sistemden etki yatırımı perspektifine geçmek.