Yeni vergiler yerine mevcutları toplamayı iyileştirmek lazımdır

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

30 Ağustos Zafer Bayramı vesilesiyle Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası’nın 2008 yılında 15 bin adet bastırıp ücretsiz dağıttığı “Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri” kitabını bir kez daha gözden geçirdim.

Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası’nın o dönemki Yönetim Kurulu Başkanı Halit Narin, sunuş yazısında yazarı Mustafa Kemal Atatürk, yayına hazırlayanın da Genelkurmay Başkanlığı’nın göründüğü kitabı şöyle tanımlamıştı:

  • Umutsuzluğa kapıldığımız, koşullar ve dayatmalar karşısında çaresizlik hissettiğimiz, birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olduğu zamanlarda, başucunda bulunduracağımız bu eser geçmişimize bakarak nelerin üstesinden geldiğimizi görmemiz açısından oldukça önemlidir.

Kitabın ekler bölümünde yer alan Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışında Kasım 1937’de yaptığı konuşmayı okurken, vergilerle ilgili mesajları dikkatimi çekti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, “Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alacağız” sözünü sıklıkla tekrarladığı bugünlere ışık tutması için ulu önder Atatürk’ün vergiyle ilgili sözlerini paylaşmak istedim:

  • Samimi bir bütçeye ve gerçek bir ödeme dengesine dayanan paramızın, fiili istikrar durumunu kesin olarak koruyacağız.
  • Her çeşit mali yükümlülüklerimizi, günü gününe yerine getirmek suretiyle, devlet itibarını, mali sermaye ve senetleri koruma ve sağlamlaştırma hususunda bütün tedbirleri almak ve bu konuda dikkatli bulunmak prensibimizdir.
  • Devlet gelirlerinin artırılması, yeni vergiler konulmasından çok, devamlı bir programla mevcut vergilerin takdir ve toplanma usullerinin iyileştirilmesinde aramak lazımdır.
  • Son iki yılda hayvan, tuz, şeker, çimento, benzin, elektrik, hammadde vergilerinde yapılan yüzde 30-50 indirimlerin üretimin teşviki bakımından vatandaş ve memleket için olumlu ve hayırlı sonuçlar verdiğini görmekteyiz.
  • Hayvan vergisi ve buhran vergisi üzerinde incelemeler yapılarak bütçe denkliği esasını bozmayacak şekilde kademeli olarak vergi indirimi çareleri düşünülmelidir.
  • Bundan başka, memleketimizde yetişmeyen hammaddeler ve üretim maliyetine tesir ederek dış ülkelerin ürettikleri mallar ile rekabeti güçleştiren her çeşit vergi ve resimlerin kaldırılması lazımdır.
  • Herhangi bir mali karar alırken, ilk göz önüne getireceğimiz şey, milli faaliyet ve milli üretim, yani vergilerin bizzat ana kaynağı üzerine yapacağı etkiler olmalıdır.

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu mesajlarını okurken, ülkemizde başta deprem olmak üzere kriz dönemlerinde “geçici” niyetiyle devreye alınan vergilerin, kalıcı hale geldiği örnekle aklımdan geçti.

Atatürk’ün Cumhuriyet’in ilk yıllarında, ülke ekonomisinin en zor dönemlerinde bile vergi konusunda indirimlerden söz etmesi, başka indirimler üzerinde çalışılmasını gündeme getirmesi, günümüze dönük de önemli mesajlar içermiyor mu?

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun…

Yüz yıllar öncesindeki hutbeleri okumak insanları cahil bırakır

Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası’nın 2008 yılında yayınladığı “Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri” kitabında Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önderin camilerde okunan hutbelerle ilgili mesajları da dikkatimi çekti.

Yıl 1922:

  • Camilerin kutsal minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklarıdır.
  • Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve düşünceye hitap olunmakla Müslümanların vücudu canlanır, düşünceleri temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur.
  • Fakat buna karşılık hutbe okuyanların sahip olmaları gereken ilmi nitelikler, özel liyakat ve genel kültüre sahip olmaları önemlidir.

Yıl 1923:

  • Hutbeden amaç ahalinin aydınlatılması ve ona yol gösterilmesidir. Yüz, iki yüz, hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak, insanları cahil ve çağın gerisinde bırakmak demektir.
  • Minberlerde söylenecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, ilim ve fen gerçeklerine uygun olması lazımdır.

Kur’an okurken cemaate her seferinde ‘susup dinleyin’ ayeti hatırlatılır mı?

Ablam Fadime Yalçın’ın vefatı sonrası oturduğu sitenin bahçesine Malatya Büyükşehir Belediyesi ve Yeşilyurt Belediyesi birer taziye çadırı kurdu.

Kuzenim, emekli din görevlisi Ahmet Han, ilk gün uğradığında, aldığı eğitim ve tecrübesiyle Kur’an-ı Kerim okudu. Ayetlerin Türkçesini de taziye çadırında bulunan ziyaretçilerle paylaştı.

Bir de Araf Suresi, 204. Ayetin mealini paylaşarak orada bulunanları uyardı:

  • Kur’an okunduğu zaman susup onu dinleyin ki size merhamet edilsin.

Derken taziye için CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba uğradı. Kolundaki serum izini gösterdi:

Rahatsızdım, o nedenle cenaze namazı saatinde sizlerle olamadım.

Kısa sohbetin ardından kuzenim Ahmet Han, oradan ayrılmadan etkili sesiyle bir kez daha Kur’an-ı Kerim okudu, dua etti. Yine okuduğu ayetlerin anlamını bizlere anlattı. Araf Suresi, 204. Ayeti de tekrarladı:

  • Kur’an okunduğu zaman susup onu dinleyin ki size merhamet edilsin.

Ertesi gün mevlide Gümrük ve Ticaret eski Bakanı, AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci de katıldı. Kuzenim Ahmet Han, etkili tilavetiyle Kur’an-ı Kerim ve mevlit okudu. Ayetlerin Türkçesini paylaştı. Mevlit öncesi Araf Suresi 204. Ayeti yineledi:

  • Kur’an okunduğu zaman susup onu dinleyin ki size merhamet edilsin.

İlk gün taziye çadırında Kur’an-ı Kerim okuyan bir başka hoca da Araf Suresi, 204. Ayeti üstüne basa basa tekrarlamıştı.

Bugüne kadar Kur’an-ı Kerim tilaveti öncesi veya sonrası, din görevlilerinden, ilahiyat öğretim üyelerinden bu kadar sıklıkla “susup dinleyin” ayetiyle uyarı geldiğine tanık olmamıştım.

Mevlit sonrası Bülent Tüfenkci’ye döndüm:

Bizim kuzenin Hocalığı biraz serttir…

Mevlit sonrası Ahmet Han’ın yanına gittim:

Halaoğlu, Kur’an-ı Kerimi, mevlidi o kadar güzel, etkili okuyorsun ki, susup dinlememek mümkün değil. Tilavetinden çok etkilendim, ağlayarak dinledim. Yani, cemaati Araf Suresi, 204. Ayeti sürekli tekrarlayarak uyarmana hiç gerek yok.

Yanlış mı düşünüyorum?

Vergimiz mücbir sebeple ertelendi ama önümüzde büyük bir dağ oluştu

Önceki gün gazetemizin Kahramanmaraş Temsilcisi Ali Eskalen mesaj yazdı:

İSKUR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Kurtul ile birlikte geliyoruz.

Abdülkadir Kurtul, oğlu İsmail Kurtul ve Ali Eskalen, saat 17.00 dolayında taziye için uğradı. Sohbet sırasında “mücbir sebep” konusu da açıldı.

Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya ve İslahiye oda başkanlarının “mücbir sebep”in uzatılması taleplerini sıklıkla dile getirdikleri üzerinde durduk.

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur’un Malatya ve Adıyaman’da saha ziyareti yapıp, talepleri yerinde dinlediğini aktardım, Abdülkadir Kurtul ekledi:

Sayın Cantimur Kahramanmaraş’a da geldi. Talepleri dinledi, durumu gördü.

Ardından “mücbir sebep”le ertelenen vergi borçlarının yaratacağı sıkıntıya işaret etti:

Hazine ve Maliye Bakanlığımıza vergi borçlarımızı ertelediği için teşekkür ediyoruz. Yalnız, önümüzde şimdi vergi borcu dağı oluştu. Ödeme konusunda başta taksitlendirme olmak üzere kolaylık sağlanmasında fayda var.

Fabrikalarında depremin izlerini ne kadar silebildiklerini sordum, paylaştı:

Fabrikamızın yanan tarafının inşaatı bitmek üzere. Depremde hasar gören, devrilen iplik makinelerini yeniledik, devreye aldık. Ancak, şimdi de piyasa kötü. O nedenle üretim tempomuzda yavaşlama var.

Tüm yazılarını göster