Yeni OVP’nin (2025-2027) satır aralarına gizlenmiş sıkıntılı konular

Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Önce OVP’nin sunumuna ilişkin birkaç tespit…

Geçtiğimiz 5 Eylül günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanındaki 8 kişiyle kamuoyuna sunduğu 2025 - 2027 dönemi Orta Vadeli Program ile ilgili olarak;

- Cumhurbaşkanı’nın geçen yılki sunumda bizzat bulunduğu halde bu yıl yer almaması,

- Yıl boyunca kamuoyunun her fırsatta karşısına çıkan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in devre dışı kalması,

- Mevzuat gereği bağımsız olması gereken kimliği ile Hükümetin siyasi açıklama ve belgelerinde Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın yer alması,

- Üstüne üstlük Merkez Bankası Başkanı’nın 9 kişilik oturma grubunun bir ucuna ilişmesi,

- Salonda genelde ekonomi bürokrasisi yer aldığı halde TÜİK Başkanı’nın bulunmaması,

gibi konuların dikkat çekici olduğu gözden kaçmadı.

Bu tespitler kimilerine göre hiç önemli olmayabilir. Ancak bazen usul ve şekilden çok önemli sonuçlar çıkarılabilir. Dolayısıyla bunlar bize göre önemli tespitler idi.

Öte yandan OVP sunumuna ilişkin olarak yazılı ve görsel basına yansıyan değerlendirmeler de çok ilginç idi. Körün fili tarif etmesi gibi herkes bir ucundan tutup açıklamalar yapmaya çalıştı.

2025-2027 OVP’si samimi ve tutarlı değil!...

İşin özüne girildiğinde 2025-2027 dönemi OVP’nin tutarsız ve dolayısıyla samimiyetsiz olduğu anlaşılıyor.

Dilerseniz rakamlarla bu satır aralarını okumaya çalışalım.

Malum, OVP ile ilgili olarak en çok tartışılan veya gündeme gelen konulardan biri 2024 sonu enflasyon oranının değiştirilmesi ve 2025 yılı enflasyon oranının yükseltilmesi oldu. Geçen yılki 2024-2026 dönemi OVP belgesine göre 2024 sonu enflasyon hedefi yüzde 33 olarak öngörülmüştü. Merkez Bankası, son enflasyon raporu ile rakamı revize edip ortalama hedefi yüzde 38 olarak kayıtlara aldı. Ancak geçen hafta yayımlanan 2025-2027 dönemi OVP ile 2024 sonu enflasyon oranı daha da artırılarak yüzde 41,5 olarak revize edildi.

Bu arada geçen yıl yüzde 15,2 olarak tahmin edilen 2025 sonu enflasyon tahmini de yüzde 17,5 olarak belirlendi.

Bu rakamı unutmayalım.

Şimdi 2025 yılı bütçe büyüklükleriyle yine 2025 yılı 1 sayılı cetvelde yer alan genel bütçeli kuruluş bütçelerinden bazılarına bir bakalım.

  • çe büyüklükleri:

- 2024 merkezi yönetim gider bütçesi büyüklüğü 11 trilyon 89 milyar lira ikan bu yeni OVP ile 11 trilyon 213 milyar liraya yükseltildi. 2025 yılı merkezi yönetim gider bütçesi büyüklüğü de geçen yılki OVP ile 12 trilyon 715 milyar lira olan tahmin bu yıl 14 trilyon 731 milyar lira oldu.

- Sonuç: 2025 yılsonu enflasyon hedefi yüzde 17,5 olduğu halde gider bütçesi geçen yıla göre yüzde 32,8 artırılmış.

Nerede bu işin samimiyeti ve tutarlılığı? Daha da önemlisi nerede kamunun tasarruf tedbirleri?,,,

- Personel giderleri kalemi 2024 bütçesinde 2 trilyon 553 milyar lira olarak öngörülmüş iken şimdi yeni OVP ile 2025 bütçesinde personel ödenekleri 3 trilyon 479 milyar liraya çıkarılmış.

- Sonuç: personel giderleri de yüzde 17,5 enflasyon hedefine karşılık yüzde 36 oranında artırılmış. Personel ücretlerinde iyileştirme yapılmayacağına göre personel sayısı artırılacak. Bunu şimdiden söyleyebiliriz. Nerede bu konudaki tasarruf yaklaşımı?...

- Sermaye giderleri kalemi 2024 bütçesinde 788 milyar lira olarak öngörülmüş iken şimdi yeni OVP ile 2025 bütçesinde yatırım ödenekleri 1 trilyon 102 milyar liraya çıkarılmış.

- Sonuç: Yatırım ödenekleri de yüzde 17,5 enflasyon hedefine karşılık yüzde 40 oranında artırılmış. Yani özellikle DSİ ve TCK yatırımlarına tam gaz devam!... oysa tasarruf tedbirleri başka şeyler söylüyor. Nerede bu işin samimiyeti?...

- Gelelim Hükümeti iktidar yapan faiz ile ilgili söylemlerinde nereye savrulduğuna… geçen yıl iç ve dış borç faizleri için bütçeye 1 trilyon 254 milyar lira ödenek konulmuşken bu yılki OVP ile 2025 yılı faiz ödeneği 1 trilyon 950 milyar liraya çıkarılmış. Yani faizler bütçe ödeneğinin yüzde 13’ünü aşmış ve geçen yıla göre de yüzde 55 artmış.

- Sonuç: Nerede bu işin samimiyeti?... Rantiyeye ve özellikle yabancıya kaynak aktarımı dışında.

Şimdi soru şu: 2025 bütçesi nasıl finanse edilecek?

Cevabı çok net, borçlanmaya devam edilecek ve vergilere zam yapılacak.

Vergilere zam oranı da şimdiden söyleyelim, yüzde 50 civarında olacak. Zira 2024 yılı vergi geliri 7 trilyon 407 milyar hedeflenmişken ve bunun bile sağlanması zor iken; 2025 yılında vergi geliri hedefi 11 trilyon 139 milyar lira olmuş.

1 sayılı genel bütçeli kuruluşlar ödenekleri:

Bu arada 1 sayılı cetvelde yer alan genel bütçeli kuruluşların bütçe rakamlarına bakalım.

- 2024 yılı itibariyle bu kuruluşların ödenek toplamı 10 trilyon 205 milyar lira iken 2025 yılında 13 trilyon 343 milyar liraya çıkarılmış. Yani yüzde 17,5 enflasyon hedefine ve kamuda tasarruf tedbirlerine rağmen bu kuruluşların ödenekleri yüzde 31 dolayında artırılmış.

- Kamuoyunun hassasiyet gösterdiği Cumhurbaşkanlığı bütçesi, pek çok kurum ve kuruluş bütçelerinin üzerinde rakam ve yüzde 38 artış ile önemini korumuş.

- Yine kamuoyunun takip ettiği ve çok sayıda bakanlık bütçesinden daha büyük bütçeye sahip Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi de yüzde 42’ye yakın artışla 130 milyar liraya çıkarılmış.

Sonuç itibariyle; 2025 bütçesinden de enflasyonu önleme, tasarruf ve kamuda verimlilik adına bir şey beklemeyelim.

 

Tüm yazılarını göster