Zaman zaman düşük katma değeri nedeniyle eleştirilse de Türkiye’de turizmin belkemiğini deniz-kum ve güneş için gelen turistler oluşturuyor. Bu tür turizmin tartışmasız başkenti Antalya olsa da Aydın ve İzmir de gerek sektördeki deneyimleri, gerekse sahip oldukları potansiyelleri açısından çok önemli destinasyonlar. Deniz turizmi olmasa da Pamukkale ve Leodikya Ören Yeri gibi doğal ve tarihi güzellikleri ile Türkiye’nin en çok turist çeken kentlerinden olan Denizli’yi de unutmamak lazım. Fakat ne yazık ki turizm konusunda şimdiye kadar bu bölgeler birbirlerini ortak olarak değerlendirmekten çok rakip olarak gördüler. Ortak çıkarlar doğrultusunda birleşmek yerine ayrışmayı tercih ettiler.
Geçtiğimiz günlerde bu duruma son verebilecek bir projenin ilk somut adımları atıldı. Antalya ile İzmir’i birbirine bağlayacak otoyolun Aydın-Denizli arasındaki bölümünün startı verildi. Projenin tamamlanmasıyla Aydın ve Denizli’nin arasında seyahat süresi 2 saat 15 dakikadan 1 saat 15 dakikaya düşecek. Geçen yıl açılan İstanbul-İzmir Otoyolu özellikle sanayi için çok önemliydi. Aradan geçen 15 ay içinde bu güzergahtaki sanayi yapılanmasındaki hareketlilik beklentilerin yanlış olmadığını gösterdi. İzmir-Antalya Otoyolu da turizm sektörü için benzer bir etki gösterecek.
Halihazırda İzmir’den Aydın’a kadar bir otoban bulunuyor. Yani İstanbul’dan yola çıkan bir araç, hiç otobandan çıkmadan Aydın’a kadar gidebilir. Geçtiğimiz günlerde temeli atılan otoban, bu hattı Denizli’ye kadar ulaştıracak. Sonraki etaplarda yapılacak Denizli-Burdur ve Burdur-Antalya otoyollarının tamamlanmasıyla, İzmir-Antalya arasında 6-7 saat süren 580 kilometrelik seyahat, 440 kilometre otoyol ile 3-3,5 saate inecek. Yani sabah İzmir Selçuk’ta Meryem Ana evinde hac ibadetini yerine getiren bir turist, akşamında Antalya’nın Konyaaltı Plajı’nda denize girebilecek. Hatta belki iyi bir planlama ile arada Aydın’daki Afrodisias Müzesi ve Denizli’deki Pamukkale Travertenleri’ne de uğrayacak. Hangi turist tüm bu unsurları barındıran bir tur paketinin cazibesine karşı koyabilir. Bu aşamada görev turizm sektörü temsilcilerine düşüyor. 1980’lerden bu yana çok ciddi yol kat etmiş olan sektör, böyle bir planlamayı yaparken zorlanmayac aktır.
Sektörü zorlayacak konu ancak zamanlama olabilir. Çünkü Aydın-Denizli Otoyolu’nun ihalesi 8 kere ertelendi, ancak dokuzuncuda tamamlanabildi. Bu etabın tamamlanması için üç yıllık süre öngörülüyor. Diğer etaplar olan Denizli-Burdur ve Burdur-Antalya Otoyollarının da üçer yıl süreceğini düşünürsek, eğer bir etaba başlamak için diğer etabın tamamlanması beklenirse, sadece yapım işi dokuz yıl sürecek demektir. İhale süreçleri ile bu süre daha da uzayacaktır. Oysa herkesin birbirinin payını kapmaya çalıştığı dünya ekonomisinin hızlanan çarklarında bunlar artık çok uzun süreler.
İzmir-Antalya Otoyolu’nun bölgenin turizmine doping olacağı ortada. Fakat bu otoyolun tek faydası turizme olmayacak. Temeli atılan ilk etap sayesinde bölgenin en önemli ihracat merkezi konumundaki İzmir Limanı’na Denizli üzerinden sanayi ve tarım ürünleri daha kısa sürede nakledilecek. Ayrıca Ulaştırma Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre yol sayesinde, zamandan yıllık 472 milyon ve akaryakıttan 142 milyon olmak üzere toplam 614 milyon lira tasarruf edilecek. Diğer iki etap düşünüldüğünde bu rakamları üçle çarpmak lazım.