Bu yazıda anlatılanların merkezinde, Mustafa Süleyman’ın(*) zihnimizde netleştirdiği “Modern Turing Testi” kavramı var.
Nedir “Moder Turing Testi” ölçütleri?
- Bir yapay zekâ “Sadece 100 bin dolarlık yatırımla birkaç ayda Amazon’da bir milyon dolar kazan” talimatını yerine getirebiliyorsa,
- Amazon pazarında nelerin trend olduğunu kavrıyorsa,
- Pazarda nelerin popüler olduğunu, nelerin olmadığını ayırt edebiliyorsa,
- Olası ürün guruplarının bir dizi sayısal verilerini, görsellerini ve planını oluşturabiliyorsa,
- Ürettiği verileri doğrudan perakendecilerle çalışan bir üreticiye iletebiliyorsa,
- Alış-verişle ilgili ayrıntıları belirleyip, sözleşme üzerinde anlaşmaya varmak için e-pasta yazışmaları yapabiliyorsa,
- Satıcı ilanları tasarlayabiliyorsa,
- Alıcı geribildirimlerine göre pazarlama materyallerini ve ürün tasarımlarını sürekli güncelleyebiliyorsa,
- Ticari işletme olarak kayıt yaptırabiliyorsa,
- Bir banka hesabı açtırabiliyorsa, testi geçmiş sayılıyor.
Mustafa Süleyman bu durumun gelecek 3-5 yılda tamamen otonom bir şekilde yapılabileceğini düşünüyor; hepimizi yakından ilgilendiren, daha önce paylaştığımız Ray Kurzweil’in düşünceliyle örtüşen aşağıdaki değerlendirmeyi yapıyor:
“Şayet yirmi birinci yüzyıl için öne sürdüğüm bu Modern Turing Testi geçilecek olursa, bunun küresel ekonomi açısından sonuçları derin olacaktır. Bunun gereklerinden çoğu hazır. Görsel oluşturma oldukça ileri düzeyde ve bankaların, web sitelerinin ve üreticilerin talep edeceği türden API’leri yazma ve bunlarla çalışma yetisi geliştiriyor. Bir yapay zekânın mesaj yazmak veya pazarlama kampanyaları yürütmek gibi bir internet tarayıcısının sınırları dahilinde gerçekleşen tüm faaliyetleri yapabileceği oldukça açık görünüyor. Bu gelişmiş hizmet bunun kimi ögelerini şimdiden yapabiliyor zaten. Kendi kendini yapan ve böylece çok çeşitli görevlerin otomasyonunu mümkün kılan bir nevi proto yapacaklar listesi olarak düşünün bunları.”
Görünen köy
Halkımızın akıl birikimi “Görünen köy kılavuz istemez!” der. Nereden bakarsak bakalım çok açık ve net bir oluşumla karşı karşıyayız: Yeni bir dünya hızla kuruluyor, dijital devrim, şimdi fiziksel devrime doğru hepimizi hızla sürüklüyor. Üretim ve bölüşüm ilişkilerinin köklü biçimde değişeceği günler çok yakın…
Kendimize bir dizi soruyu açık ve net bir biçimde sormanın zamanıdır:
- Teknolojinin sonsuz büyüklükler ile sonsuz küçüklere erişmemizi sağlayan, giderek katmanlaşan ve karmaşayı artıran gelişmesi karşısında birincil ve ikincil sözel kültürün(**) temel özelliği olan “gevşek zihnin tehlikelerinin” farkında mıyım?
- Deneyimlenmemiş ve test edilmemiş kulaktan dolma, kısa mesaja dayalı, derinlikten ve anlamlı olmaktan uzak malumat-odaklı günlük iletişimin, karmaşası artan ve derin düşünce gerektiren yeni üretim dünyasında bizi yüksel kalite bir gelişmeye götüremeyeceğini biliyor muyum?
- Okumaya, anlamaya, sorgulamaya, yorumlamaya, muhakeme etmeye, hünere erişmeye, yaratıcı yenilik aşamasına geçmeye, net değerlendirmeler yapmaya ve nitelikli kararlar vermeye her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu gözlüyor, izliyor, anlıyor ve anlamlandırabiliyor muyum?
- Kasaba kültürünün düellodan kaçınan, pusu kuran, arkadan vuran, bende olmayan başkasında da olmasın kıskançlığından beslenen, insanları ne yaptıklarına göre değil kim olduklarına göre değerlendiren ve “…miş gibi” yapan… Sığ, ucuzcu ve yaşam için anlamlı bir şey üretmeyen tavırdan uzak durmak için kendime yatırım yapıyor muyum?
- Vazgeçilmez ideale dönüşen hedeflerim var mı?
- Sarsılmaz bir öngörme ve önlem alma disiplini benimsiyor muyum?
- Ödünsüz gözetim ve denetim yapma özgüvenim var mı, varsa koruyup geliştiriyor muyum?
- Tutkulu hünere erişme ve yaratıcı yenilik izini sürme sevdası peşinde koşuyor muyum?
- İnsan yaşamını kolaylaştıracak kesintisiz bir erdem arayışına sahip miyim?
Dünya hızla değişirken yapılacak ilk iş, başka yerlerde bir şeyler aramak yerine kendi içimize yolculuk yapmaktır. İçimize yolculuk yapmalıyız, içimize… Unutmayalım, “ Hayatta eli boş dönülmeyen tek yolculuk, kendi içimize yaptığımız yolculuktur!”
.__________________________________
(*) Mustafa Süleyman, Yaklaşan Dalga kitabını Michael Bhaskar’la birlikte yazmıştır. Kitap dilimize Omca A. Korgan tarafından aktarılmış, Doğan Kitap tarafından yayınlanmıştır.
(** Yazının icat edilmediği dönemlerde iletişimin sözle yapılması aşamasına birinci sözel kültür; internetle bir tıkla her yere ulaşılan, kısa mesaja dayalı, deneyimlemeden kulaktan bilgilerle yapılan iletişime de ikincil sözel kültür diyoruz…