Geçen haftaki yazımda “Adettendir; yılın ilk yazılarında yeni yıl için dilekler bildirilir. Ben de bu geleneğe uyacağım. Bu yıl ülkemiz için sadece iki hayati konuda dilekte bulunacağım” demiştim ve eğitim konusuna değinmiştim. Bu hafta da ikinci hayati konu olan hukuktan söz edeceğim.
Hukuk ve hukuk devleti
Anayasamızın 2. maddesi şöyle der: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” Başlangıçta belirtilen temel ilkelerin büyük bölümünde de hukuk devletinde bulunması gereken nitelikler sıralanmaktadır. Peki, hukuk nedir? Hukuk devletinde bulunması gereken nitelikler nelerdir?
Hukuk, bir toplumda geçerli olan yazılı veya yazısız kurallar, normlar, düzenlemeler ve yasalar sistemidir. Bu sistem, bireylerin davranışlarını düzenler, ilişkilerini belirler, toplumsal düzeni sağlar.
Hukuk devleti, devletin hukuka bağlılığını, hukukun üstünlüğünü ve bireylerin haklarını koruma amacını taşıyan bir yönetim biçimini ifade eder.
Hukukun üstünlüğü
Belki hukukun üstünlüğü, sadece yargıçların ve avukatların uğraş alanlarındaki, sadece onları ilgilendiren bir konu olarak görülürdü. Ancak hukukun üstünlüğü toplumun her kesimini ilgilendiren hayati bir konudur.
Hukukun üstünlüğü neyi sağlar? Hukukun üstünlüğü, toplumun adil, güvenli ve özgür bir şekilde işleyebilmesi için temel bir gerekliliktir. Herkesin yasalar önünde eşit olduğu bir ülkede adaletin sağlanması daha mümkün olur. Hukukun üstünlüğü, toplumda istikrar ve güvenlik sağlar. Hukukun üstünlüğü, keyfi kararların ve otoriter uygulamaların önüne geçer. Devlet görevlilerinin yetkilerinin sınırları belirlenmiş olur ve bu da kötüye kullanımı engeller. Hukukun üstünlüğü, keyfi kararların ve otoriter uygulamaların önüne geçer. Hukukun üstünlüğü, demokratik kurumların etkinliğini ve toplumun katılımını artırarak demokratik sürecin işlemesini destekler. Bireylerin temel hakları korunur.
Hukukun üstünlüğü endeksi
Dünya Adalet Projesi (The World Justice Project) disiplinlerarası bağımsız bir organizasyondur. Bu kuruluş 2012 yılından beri her yıl ülkelerin hukukun üstünlüğüne ne kadar bağlı olduklarını gösteren bir endeks üretmektedir: “Hukukun Üstünlüğü Endeksi” (Rule of Law Index). Bu endeks için değerlendirmeler aşağıdaki sekiz faktör ile yapılmaktadır.
1-Hükümet yetkilerine getirilen kısıtlamalar
(Constraints on Government Powers)
Yargı ve yasama organlarının hükümeti denetlemede bağımsızlığı ve yetkileri var mıdır? Bağımsız deneticilerin hükümet uygulamalarını denetleme bağımsızlığı ve yetkileri var mıdır? Yasama, yargı, yürütme ve poliste usulsüzlük yapan veya yasaları ihlâl eden olursa soruşturulur, yargılanır ve gerekirse cezalandırılır mı? Bağımsız medya, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve bireyler hükümet politikalarını ve uygulamalarını, misillenme korkusu olmadan, rapor edebilir ve yorum yapabilirler mi? İktidar değişimi yasal çerçeve içinde mi yapılmaktadır?
2- Yolsuzluğun yokluğu (Absence of Corruption)
Yasama, yürütme, yargı, polis ve askeriyedeki yetkililer, pozisyonlarını kişisel çıkar sağlamak için kullanırlar mı? Devlet satın almaları ve devlet projelerinin verilmesi açık ve rekabetçi ihalelerle mi yapılmaktadır? Yargı hükümetin, özel çıkar gruplarının ve suç örgütlerinin uygunsuz etkisinden uzak mıdır? Polis ve askeriye özel çıkar grupları ve suç örgütlerinin etkisinden uzak mıdır?
3-Açık hükümet (Open Government)
Paylaşılan bilgilerin kalitesi nasıldır? Devletten bilgi istekleri makul bir sürede mi karşılanmaktadır? Sivil katılım mekanizması etkili midir? Halkın şikâyetlerine devlet yetkilileri zamanında yanıt vermekte midir?
4-Temel haklar (Fundamental Rights)
Herhangi bir boyutta ayrımcılık var mıdır? Gözaltına alınan, sorgulanan veya tutuklanan kişilere polis fiziksel olarak zarar verir mi? Siyasi muhalifler veya medya mensupları yersiz gözaltı, sorgu veya şiddet ile karşılaşmakta mıdır? Şüphelilerin temel hakları gözetilmekte midir? Masumiyet karinası mevcut mudur? Fikir ve ifade özgürlüğü garanti altında mıdır? Yasal karar olmadan polis rastgele arama veya dinleme yapmakta mıdır? Temel işçi hakları garanti altında mıdır?
5-Düzen ve güvenlik (Order and Security)
Suçlar etkili olarak kontrol altına alınmış mıdır?Kendi aralarındaki çatışmaları halk kendisi mi çözmeye çalışmaktadır? Yoksa çatışma çözümü için resmi makamlara mı başvurmaktadır? Sivil halk silahlı çatışmalar ve terörden etkili olarak korunmakta mıdır?
6- Düzenleyici uygulama (Regulatory Enforcement)
Emek pazarı, çevre, halk sağlığı, ticaret ve tüketicinin korunmasına ilişkin düzenlemeler etkin olarak uygulanmakta mıdır? Düzenlemeler uygunsuz etkileşim olmadan uygulanmakta mıdır? İdari süreçler makul olan bir süre içinde sonuçlanmakta mıdır?
7- Sivil adalet (Civil Justice)
Halk mahkemelere rahatça erişebilmekte ve harçlarını ödeyebilmekte midir? Mahkemelerde ayrımcılık yapılmakta mıdır? Sivil yargı temiz midir? Sivil yargı uygun olmayan hükümet etkileşiminden uzak mıdır? Sivil yargı makul bir sürede sonuçlanmakta mıdır?
8- Cezai Adalet (Criminal Justice)
Cezai adalette sorgulama sistemi etkin midir? Cezai adalet sisteminde hüküm verme zamanında ve etkin midir? İslah sistemi suç davranışını azaltmada etkin midir? Cezai adalet tarafsız mıdır? Cezai adalet sistemi temiz midir? Cezai adalet hükümetin uygunsuz etkilerinden uzak mıdır? Yargı süreci başından sonuna kadar yasaların öngördüğü biçimde düzgün işlemekte midir?
Türkiye nerede?
İşte yukarıdaki faktörler üzerinden yapılan değerlendirmeler sonucunda Türkiye, 2023 yılı endeksine göre, 142 ülke arasında toplam 0,41 puan ile 117. sırada yer almaktadır. İlk beşteki ülkeler ve puanları şöyle:
1. Danimarka 0,90;
2. Norveç 0,89;
3. Finlandiya 0,87;
4. İsveç 0,85;
5. Almanya 0,83.
Bir fikir vermesi için hukukun üstünlüğünde bizden daha iyi durumda olan bazı ülkeler ve puanları:
19. Güney Kore 0,74
47. Yunanistan 0,61
73. Macaristan 0,51
79. Hindistan 0,49
94. Kolombiya 0,48.
Yorum ve dileğim
Ülkemizin esenliği için hukukun üstünlüğü ve eğitim hayati değerde iki konudur. Bu iki konuda da içinde bulunduğumuz duruma bir yılda gelmedik. Bu durumdan çıkmamız da bir yılda olmayacaktır. Ancak 2024 yılından dileğim en azından ülkemizdeki daha fazla insanın bu durumun farkına varmasıdır. Çünkü bir sorunu çözmek, sorunun varlığını kabul etmekle başlar.
Yazımızı, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın dizeleriyle noktalayalım.
Gün doğar, tarla kuşları uçuşurlar,
Ağır bir aydınlık, bildiğin şafak değil.
Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna,
Uyandırmazsan,
Uyanacak değil.