Bir yandan Dünya İklim Zirvesi,diğer yandan AB’nin Yeşil Mutabakatı… Yetmezmiş gibi küresel ısınma, karbon ayak izi, döngüsel ekonomi, yenilenebilir enerji kaynakları ve herkesin dilinde pelesenk haline gelen Yeşil Ekonomi… Nedir, ne değildir, bizi neden ilgilendirsin? Yeşil Ekonomi sözlüğüne buyurun:
- Gezegenin başı belada… 1800’lerden bu yana dünya nüfusu 6 kat arttı ama dünya ekonomisi 60 kat büyüdü. Üstelik bu büyümenin maliyeti, delinen ozon, kirlenen doğa ve küresel ısınma
- Şimdi gezegenin sağlığını düzeltmek için küresel organizasyonlar çare arıyor, yeni kurallar koyuyor, iklim krizinin olası sonuçlarıyla baş etmeye çalışıyor.
- Avrupa Birliği, “yeşil mutabakata uymazsan senin ürettiğin malları, vitrinlerimde göremezsin” diyor.
- Mısır’daki COP27 İklim Zirvesi’nde uluslar, “ben az kirlettim, sen çok kirlettin” kapışmasında…
- Yeşil Ekonomi konusunda artık birbirimizi suçlar olduk; “kim samimi, kim dayatmacı…”
- Gezegen tehdit altında… Doğru… “İyi de ben bu hale getirmedim” diyor, Türkiye ve pek çok ülke…
- “Bana dayatılanları sen yapabildin mi, yapıyor musun?” sorgusundayız.
- Misal AB kömürü lanetledi fakat Ukrayna-Rusya savaşı yüzünden enerji sorunu baş gösterince, her biri Soma’dan büyük 144 kömür santralini devreye aldı, bununla kalmayıp, “çevreci enerji” ilan etti.
- AB bu haliyle giderek, “dışlayıcı iklim kulübü” haline dönüşüyor. Kendisinin kirleterek geçtiği kapıları, şimdi başkalarının üzerine kapatarak rekabette avantaj peşinde koşuyor.
- Yeşil Ekonomi pratikte; çok konuşup az iş yapmaya dönüşmüş durumda…
- Türkiye, pek çok platformda, yeşil dönüşümde yetersizlikle suçlansa da gerçek çok farklı
- Örneğin rüzgâr konusunda türbin üreticisi olmakla kalmayıp %70 yerliliğe ulaştık. 30 bin istihdam sağlayan, 250 komponenti bizzat üretir duruma geldik.
- Güneşte hummalı bir faaliyetteyiz. Çatılarımızda 280 gigavatlık potansiyel, panellerle donatılmayı bekliyor. Fakat camcıdan cam, alüminyumcudan profil almakla yetinirsek çatı doğramacısı olarak kalacağız. 212 üniversite, 10 bin şirket ve 1000 güneş üreticisi birleşip hücre üretebilmelidir.
NOT
DİLİ YEŞİL, ELİ KARBON SİYAHI
İklim zirvesinde yeşil yıkama dedikleri sözde çevrecilik tartışılıyor. Zirveye katılan ülkeler, yeşil ekonomi alanındaki söylemler ile eylemler arasındaki farkı masaya yatırıyor. Öyle ya da böyle; bu zirvede alınacak kararların, biz dâhil pek çok ülkeyi bağlayacağı da gerçek…
Anadolu’da yeşil ekonomiyi sorguluyorum. Söylenen şu; “bu bir maliyet… Ama bunun dışında kalmak daha büyük maliyet. Biz ikna olduk fakat, hangi boyutta dönüşüm gerçekleştireceğimiz meçhul.”
Haklılar da… Zira kamu olsun, AB olsun, söylemleriyle dillerinden adeta yeşil bir dünya akarken elleri hala karbon siyahında… Kendisi temiz olmayan, temizlik dayatamaz… Yeşil mutabakat ve karbon hedefleri doğrultusunda sarf edilen her sözün; içtenliği, gerçekliği hayati önem taşıyor.