Sanayi, bir şeyden çok üretmektir. Ekonominin başlıca üç sektörü (tarım, sanayi, hizmetler) içinde hayati önemi vardır. Türkiye’yi bir buz tabakası üzerinde hızla giden kayakçıya benzetirsek, buz tabakasının kalınlığı, ekonomi içindeki sanayinin payını temsil eder. Kayakçının hızı da sanayi üretimini… Sözlüğe buyurun;
- Cumhuriyetin kurucuları, sanayie önem verilmesini kavramış ve bugüne kadar olumlu etkileri süregelen sanayi kuruluşları var etmişlerdi.
- Ağırlığı tarım olan toplumu, sanayi toplumuna çevirmek için tarımı sanayileştirmek yerine, tarımdan kurtulmayı Ancak ne sanayileşmede potansiyellerimize erişebildik ne de tarımda kendimize yeterli olma yetkinliğimizi koruyabildik.
- Uzun yıllar sanayi sektörü, kamunun teşvikleriyle geliştirilmeye çalışıldı. Hatta strateji belgeleri üretildi ama hiçbirine sadık kalamadık. Geldiğimiz noktada sanayinin daha da gitmesi gereken uzun ve zorlu bir yol olduğunu fark ettik.
- Bugün şükür ki sanayide başarı öykülerimiz artık yadsınamaz noktalara erişti. Makine, savunma, tekstil, gıda gibi alanlarda parıltılı örneklerimiz var.
- Sorun, sanayinin üretim için finansmana erişimindedir. Kötü yönetilen ekonomi, sanayicinin önünü açmak şöyle dursun, hızını kesmekte, nakit akışı risklerine boğmakta, borca mahkûm
- Şirketleri fakir, patronları zengin bu coğrafyada bizim sanayileşme adımlarımıza çok dikkat etmek gerekiyor. Zira en köklü sanayilerimiz dahi, kötü yönetilen makroekonomik veriler yüzünden zorlanıyor.
- Üretimi artırıp büyümeyi zıplatacağız gerekçesiyle faizler indirmiş olmak yetmiyor, bu faizden kredi de verebiliyor olmak Sanayici bugün bırakın yeni yatırımı, işletme sermayesi dahi bulmakta zorluk çekiyor. Bu da ekonomi yönetiminin, biran önce “bindiği dalı kesmesi” yanlışından dönmesi gerektiğini hatırlatıyor.
- Başka bir tehdit, ülkenin sanayici ruhundaki çözülmedir. Nice ikinci veya üçüncü kuşak biliyorum ki, artık şehir içinde kalmış sanayi tesisini kapatıp AVM veya restoran açmak için babasının vefat etmesini
- Bize gereken; zaten rüştünü ispat etmiş olduğumuz sanayi alanında, Cumhuriyetin kazanımları üzerine, yetişmiş insan gücü, ileri teknoloji ve küresel yetkinliklerle yeni nitelikler koymak olmalıdır.
NOT
NİCELİKTEN NİTELİĞE DOĞRU HIZLANMAK ZORUNDAYIZ
Sevindirici olan; Türkiye’nin bir sanayisinin olmasıdır. Katma değeri düşük dahi olsa gayretimiz vardır. İstanbul Sanayi Odası’nın İSO 500 çalışmaları bize, sanayimizin hangi konularda ileri iyileştirme alanlarına muhtaç olduğunu hatırlatıyor.
Sanayi üretimimiz içinde ileri teknolojinin payı hala tek haneli yüzdeleri aşamamıştır ve bunun farkındayız. Anadolu’da böylesi bir uyanışa tanık oluyoruz. Organize sanayi bölgeleri, Ar-Ge merkezleri, şirketlerimiz, fabrikalarımız; daha nitelikli üretimin gayretindedir.
Bundan çeyrek asır önce tüm yurdu dolaşarak Anadolu Kaplanları diye adlandırdığım sanayici ruhu, yavaş da olsa artık nicelikten niteliğe doğru gelişmeye başlamış durumda… İki temel eleştiri şu olabilir; 1-gayretler desteksiz, 2-işbirlikleri yetersiz.