Haftaya; Heterodoks ile başladım, dün tarımı anlattım. Bugün amacım enflasyon hakkında iktisat kitapları üslubu dışına çıkarak birkaç kelâm etmek… Sözlük derken, dilimizde fazlaca dolandırdığımız enflasyona farklı tanım getirmek, sokağın diliyle karşılık üretmek. Enflasyona buyurun;
- Fiyatların artış hızıdır. Fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışını izah eder.
- Taşınmadan daha zengin bir muhitte yaşamayı ifade eder.
- TÜİK’in küçümsediği, ENAG’ın abarttığı, İTO’nun silikleştirdiği, vatandaşın hissettiği çarşı pazar yangınıdır.
- Ekonomiye bakanın, bakmadığıdır.
- Batı ekonomilerinde %2 civarında olması arzulanandır.
- Sıfır olduğunda girişim ruhunun gerilediği, ekonominin durağanlaştığı sosyal parametredir.
- Fiyatların daha da artacağı duygusunun zihinlerde kök salmasıdır.
- Gıda ve enerjiyi dışarıda bırakınca “çekirdek enflasyon” diye adlandırılan artıştır.
- Büyümeyi arttırmak için gaza basıldığında motorun ürettiği ısıdır.
- Hayat pahalılığına dönüşendir. Enflasyon dediğin iner de çıkar da ancak hayat pahalılığı, fiyatların taşındığı ve orada takılıp kaldığı
- Baz etkisi, yaz etkisi, güz etkisiyle yılbaşında düşürülecek(!) olandır.
- Hükümetin asla gerçekleştiremediği fiyat artış hızı olan “yüzde 5” rüyasıdır.
- Saraydan kız kaçırma opereti benzeri, TÜİK’in endeksten mal kaçırma operasyonlarıdır.
- Kiracıların kira artışını belirleyen ancak ev sahiplerinin daima az bulduğu artış oranını belirleyendir.
- Hadsizliktir, kamu harcamalarındaki terbiyesizliktir, yandaşa kaynak aktarmaktır.
- En sinsi ahlak çözücüdür. Bireyleri bencilleştiren, bir ötekini umursamazlık duygusu aşılayandır.
- Nimeti alıp külfeti öteleme davranışı geliştirir, fırsatçılara bayram havası yaşatır.
- Devletin borçlarını ödeme yöntemidir.
- Herkesin birbirine devretmeye çalıştığı yakar top Akaryakıta gelen zam, tıpkı elektrik gibi çok kısa sürede tüm sisteme yayılabilir, yayılıyor da…
NOT
SEÇİM EKONOMİSİ UYGULARSAN HİPERENFLASYON ELDE EDERSİN
Bir ülke düşünün; sandık kurulacak diye neredeyse her gün bir müjde veriyor, paket açıyor, adeta para saçıyor. Üretim ise aynı hızda artamıyorsa netice ne olur? Elbette enflasyon belası gelir başınıza tebelleş olur.
Ancak para basmayı, borçlanmayı abartırsanız, hiperenflasyon denen en büyük musibet gelir sizi bulur. Bir hiperenflasyonun ülkeye verdiği zarar, hezimetle biten bir meydan savaşından daha beterdir.
Seçimi belki kazanırsınız ama bu, tam bir Pirus Zaferi olur. Hani herkesin helak olduğu ve sadece kral Pirus’un hayatta kaldığı zafer…
Unutulmasın ki hiperenflasyondan tek haneli enflasyona dönüşün ne kolay ne de kısa bir yolu vardır. Kaşıkla verilenler, kepçeyle geri alınacak, hayat pahalılığı toplumun kimyasını bozacak, siyasi istikrarsızlık döneminde sandık üstüne sandık kurulacağı yıllar gelip çatacaktır. Tıpkı Kayıp Yıllar 90’larda olduğu gibi…