Çin’de finansal teknoloji ve eğitim teknolojisi sektörlerine gelen regülasyon haberleri Asya’da sert satışlara yol açıyor. Öte yandan, ABD ve Avrupa piyasalarında moral bozukluğu gözlenmiyor. Regülasyon spesifik bir konudur. Fiyatlar üzerinde bir süre baskı yaratabilir. Büyük resimde, Çin’de sanayi şirketlerinin kârlılığı haziranda yüzde 67 yükseldi. Asya’nın lokomotif ülkelerinden Kore, on yılın en iyi çeyreklik büyümesini açıkladı.
Yeni vaka sayılarındaki artış, seyahat kısıtlamaları gibi ekonomiler açısından kötü haberleri, finansal piyasalar iyi haber olarak algılıyor. Kış mevsiminin yaşandığı ülkelerden kapanma, kısıtlama haberleri geliyor. Buna rağmen Amerikan borsa endeksleri bu hafta rekor tazelediler. Son 1,5 yıldır bu durum gözleniyor. Ekonomilerin perişanları oynadığı çeyreklerde, hisse senetleri ve genel olarak riskli finansal varlıklar iyi performans gösteriyorlar. Finansal piyasaların pozitif fiyatladığı, ekonomik teşviklerin sürmesidir. Bir ekonomide; işletmeler bilanço resesyonu yaşıyorsa, özel sektör yatırımları çakıldıysa, bütçe açığı artırılır. Özel sektör bu sayede nefes alır. Bütçe açığı arttıkça, işletme kârları yükselir. Bu muhasebe eşitliği, Kalecki kâr denklemi olarak bilinir. Bu konuya yıllardır vurgu yapıyorum. Özellikle ABD, hem 2009 krizinden sonra, hem de pandemi döneminde bu politikayı uyguladı.
Merkez bankalarının tahvil alım programlarının, enflasyonu direkt etkilediğini savunan bilim insanları var. Ben genişletici maliye politikasının (yüksek bütçe açığının), enflasyonu daha fazla etkilediğini düşünürüm. Çünkü bu politika, kişisel gelirler ve toplam talebi artırır. Ama mevzu çetrefildir. Enflasyona esasen neyin yol açtığını kimse bilemez. Ekonomideki muhtemel risklere karşı, ABD’de maliye politikasına ağırlık verilmesini isteyenler seslerini yükseltiyorlar. Maliye politikasında ek genişleme, ABD’de yüzde 3-4’lük enflasyonu orta vadede devam ettirebilir. Enflasyon beklentilerinden etkilenen kritik gösterge, Amerikan 10-yıllık tahvil faizi, geçen hafta yüzde 1,13’e kadar geriledi. Yaz rehaveti, yüksek faiz, Türk Lirası’nı (TL) dengede tutuyor. Hata lüksümüz bulunmuyor. TL mevduatlardaki stopaj avantajının uzatılması, para politikasındaki sıkı duruşun sürmesi gerekiyor.