Uluslararası yatırımcılar açısından ülkemizdeki gümrük uygulamaları oldukça önem arz ediyor. Üretim için ithalata bağlı olan yapı, yabancı yatırımcı için de maalesef geçerli. Üretim ve ihracat yapmak için gümrükte yaşanan sorunların çözülmesi ve daha modern bir gümrükleme yapısının oluşması hem mevcut yatırımları artırmak hem de yeni yatırım çekmek için kritik önem taşıyor. Son dönemde ekonomimizde yaşanan sorunlar da yabancı yatırımların ülkemize gelmesinin önemini bir kez daha hatırlatıyor. Bu bağlamda da Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) rolü oldukça önemli.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Ticaret Çalışma Grubu olarak, her yıl gümrük ve dış ticaret uygulamalarına yönelik Bakanlık temsilcileri ile bir araya geliyoruz. Çalıştayda üyelerden gelen konu ve sorunlar, doğrudan ilgili birimler ile karşılıklı istişare ediliyor. Bu yılki çalıştay geçtiğimiz hafta (18 Nisan 2024) gerçekleştirildi. Çalıştaya; Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, Gümrükler Genel Müdürü Mustafa Gümüş ve Bakanlık yöneticileri katılım gösterdi.
YASED uluslararası yatırımlara ilişkin verileri yayınlıyor
Çalıştaydaki detaylara geçmeden önce, YASED hakkında kısa bir bilgi vermekte yarar görüyorum. YASED; ülkemizde önemli yabancı yatırımcıların oluşturduğu bir platform olarak, hem uluslararası arenadaki gelişmeleri hem de ülkemizde yabancı yatırımlara ilişkin hususları yakından takip ediyor ve zaman zaman buna sözcülük ediyor. Bu kapsamda da düzenli “Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar” adlı bir bülten yayınlıyor.
17 Nisan günü yayımlanan en son bültende yer alan bilgilerin kısa özeti şöyle:
17 Nisan 2024’te paylaşılan resmi verilere göre, 2024 yılının şubat ayında Türkiye’ye; yatırım sermayesi girişleriyle 217 milyon dolar, yabancı uyruklulara gayrimenkul satışı yoluyla 152 milyon dolar değerinde Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişi gerçekleşmiştir. Yatırım tasfiyelerinin 15 milyon dolar, borçlanma araçlarının 114 milyon dolar değerinde aşağı yönde etkilemesiyle, toplam UDY girişi 240 milyon dolar olarak hesaplanıyor.
Şubat ayında çekilen UDY, bu ayki cari açığın %7’sine karşılık geliyor.
Bir önceki yılın ilk iki ayına kıyasla, 2024’ün ilk iki ayında toplam UDY girişlerinde %29’luk bir düşüş görülüyor..
Şubat 2024’te, toplam yatırım sermayesi girişleri 217 milyon dolar olurken 44 milyon dolarlık yatırım girişiyle ‘’mobilya imalatı ve başka yerde sınıflandırılmamış diğer imalat sanayii’’ %20,3’lük bir pay alıyor. Buna ek olarak, toptan ve perakende ticaret, geçmiş kümülatif performansının üzerinde bir performans sergilemeye devam ederek aynı ay içerisinde gerçekleşen yatırım sermayesi girişlerinin %19,8’ini oluşturuyor.
2024’ün şubat ayında Türkiye’ye gelen UDY yatırım sermayelerinin kaynak ülkeleri incelendiğinde, İrlanda %18 ile en büyük paya sahip olurken İrlanda’yı %15 ile Almanya, %13 ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), %10 ile İtalya, %8 ile İsveç takip ediyor.
Türkiye, her yıl 10-13 milyar USD yabancı yatırım çekiyor. Son dönemde yaşanan ekonomik kriz ve problemler nedeniyle bu yıl, geçen yıla göre daha az yabancı yatırımcının ülkemizi tercih ettiği görülüyor. Tercih eden yabancı yatırımcılara baktığımızda da gayri menkul yatırımlarının önemli yer tuttuğu görülüyor.
Gümrük Kanunu’nda değişiklik en öne çıkan konu oldu
Yoğun ve aktif bir katılım ile gerçekleşen çalıştayda, gümrük ile dış ticaret uygulamalarına yönelik sorun ve konular dört ana başlıkta dile getirildi. Bu başlıklar; gümrük mevzuatına uyum, sonradan kontrol mevzuatına ilişkin değişiklik, YYS mevzuatında yapılacak iyileştirmeler, İthalatta Ürün Güvenliği Denetimi Mevzuatı ve Uygulamalarına ilişkin talepler ve diğer konular olarak sıralanabilir.
Gümrük işlemlerinde bu zamana kadar birçok değişikliğin dikkate alındığı ve gümrük işlemlerindeki süre olarak ciddi bir mesafe kaydedildiğine şahitlik ediyoruz. Ancak yaşanan temel problemimizden birinin , mevzuata gönüllü uyum ile ilgili yaşanan sorunlar olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda, vergi ödeme adına hem ciddi bir bürokrasi ile karşılaşılıyor hem de idare tespit etmeden gönüllü vergi ödeme durumunda idari para cezası ile karşı karşıya kalınıyor. Teorik vergi düzenlemelerinde yükümlülüklerini yerine getiren mükellefin ödüllendirilmesi esas iken; gümrük mevzuatındaki düzenleme nedeniyle vergi farkı yaratan durumlarda mükellefin kendiliğinden yaptığı bildirimde, ödenecek verginin %30’u nispetinde bir cezai tutar talep edilebiliyor.. Hatta, kalem başına bu idari para cezası usulsüzlük cezasının altında ise asgari tutar olan usulsüzlük cezası tatbik ediliyor. Bu nedenle bazı durumlarda idarenin tespit yapmasıile mükellefin kendiliğinden bildirim yapması arasında idari para cezası açısından bir fark olmuyor. Bu noktada, gönüllü uyumun avantajlı bir durumu da olmuyor.
Çalıştayda dile getirilen diğer konuların ise gümrük kanununu etrafında dönen konular olduğu söylemek yanlış olmayacaktır.
Ne yapılmalı?
Dış ticaret uygulamaları açısından yaşanan birçok sorunun çözümü, yeni bir gümrük kanununda yatıyor. Orta vadeli programda da bu yönde bir atfın olması oldukça önem taşıyor. Bu yönde ciddi atılımlar yapan Avrupa Birliği (AB) gibi, bizim de buna uyum sağlamamız gerekiyor. AB tarafına baktığımızda; başta e-ticaret olmak üzere ticaret hacminde büyük artış olması, sınırda kontrol edilmesi gereken AB standartlarının sayısının çoğalması, değişen jeopolitik durum ve krizler gibi AB gümrüklerinin faaliyet gösterdiği mevcut baskılara çözüm sunma ihtiyacının olması nedenleriyle dış ticaretteki değişikliğe paralel mevcut kanunlarını güncelleme gayreti içinde olduğu görülüyor. Ancak, AB gümrük kanunu ile uyumlu bir kanun değişikliğinin tek başına sorunları çözeceği kanaati oluşmuyor. Bizlerin ülkemize özgü, aynı zamanda AB ile uyumlu ve modern bir gümrükleme sürecini içine alacak yeni bir gümrük kanununa ihtiyacımız var.