Üretim maliyetlerindeki yüksek artış, koronavirüs nedeniyle lojistik konusunda yaşanan sıkıntılara rağmen Türkiye, yaş meyve ve sebzede ihracatını ciddi oranda artırdı. Salgın nedeniyle üretimde büyük sorunlar yaşayan Avrupa'nın açığını Türkiye fırsata çevirdi. Özellikle çilek, pırasa, karnabahar, arpacık soğanı, patates ihracatında çok büyük artış sağladı.
Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği'nin verilerine göre, bu yılın ilk 3 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yaş meyve ve sebze ihracatı miktar olarak yüzde 21, değer olarak yüzde 22 oranında arttı. Toplamda 1 milyon 52 bin ton olan ihracat 1 milyon 276 bin tona yükseldi. Bu ihracattan elde edilen döviz miktarı ise 636 milyon 616 bin dolardan 774 milyon 584 bin dolara yükseldi. Ülkeler bazında bakıldığında yaş meyve ve sebzede Suriye, Libya, Hindistan, Avusturya ihracatın en fazla arttığı ülkeler oldu. Suriye'ye bu yılın ilk 3 aylık döneminde yaş meyve ve sebze ihracatı miktar olarak yüzde 212 değer olarak ise yüzde 364 arttı. Aynı dönemde Libya'ya miktar olarak yüzde 271 ve değer olarak yüzde 156 oranında artış sağlandı. Hindistan'a olan ihracat miktar bazında yüzde 91, değer olarak yüzde 102 arttı.
Bu yılın ilk 3 aylık döneminde soğan şalot (arpacık soğanı) ihracatı geçen yılın aynı döneminde göre miktar olarak yüzde 440, değer olarak yüzde 451 oranında artış gösterdi. Geçen sene 7 bin 195 ton olan ihracat, bu yıl 38 bin 870 tona yükseldi. İhracat geliri 1 milyon 294 bin dolardan, 7 milyon 135 bin dolara yükseldi.
Aynı dönemde pırasa ihracatı miktar bazında yüzde 366, değer olarak yüzde 378 oranında artış kaydetti. Pırasa ihracatı 2020 yılı Ocak-Mart döneminde 2 bin ton olurken, 2021'in aynı döneminde 9 bin 578 tona ulaştı. Döviz olarak ise geçen yıl 1 milyon dolar olan gelir 5 milyon 185 bin dolara çıktı.
İhracatı en çok artan bir başka ürün karnabahar. 2020'de üç aylık dönemde 2 bin 740 tonluk ihracat bu yılın aynı döneminde 7 bin 736 ton oldu. İhracat yüzde 182 arttı. Elde edilen döviz ise 1 milyon 65 bin dolardan 4 milyon 438 dolara çıktı. İhracat değerindeki artış yüzde 316. Bunun anlamı daha yüksek fiyata ihraç edildiği.
Patateste 7 Ocak 2020'den 19 Temmuz 2020 tarihine kadar ihracat ön izne bağlanmış yani kısıtlanmıştı. Bu nedenle yeterince ihracat yapılamadı. 2020 yılının ilk 3 aylık döneminde ihracat 24 bin 690 ton olurken 2021 yılının aynı döneminde ihracat yüzde 227 artışla 80 bin 776 ton olarak gerçekleşti. Değer artışı daha da yüksek. Geçen sene ilk 3 ayda patates ihracatından 3 milyon 399 dolar elde edilirken, bu yıl aynı dönemde yüzde 327 artışla 14 milyon 531 bin dolar döviz girdisi sağlandı.
Çilek ihracatında miktar olarak yüzde 400 değer olarak yüzde 335 artış sağlandı. Üzüm ihracatında miktar olarak yüzde 284, değer olarak yüzde 296 artış oldu. Erik ihracatı geçen yıla göre yüzde 5 azalmasına rağmen değer olarak yüzde 273 oranında artması dikkat çekti.
Yaş meyve ihracatının en çok yapıldığı ülkelere bakıldığında Avrupa ön plana çıkıyor. Avrupa pazarının yaş meyve ve sebze tedarikçisi konumunda olan İspanya'ya meyve ihracatı bu yılın ilk 3 aylık döneminde yüzde 285 arttı. Değer olarak ise yüzde 309 artış kaydedildi. Bir başka Avrupa ülkesi Avusturya'ya ihracat miktar olarak yüzde 160, değer olarak yüzde 180 artış sağlandı. İtalya'ya olan yaş meyve ihracatı ise ilk 3 ayda geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 127, değer olarak yüzde 176 arttı. Amerika Birleşik Devletleri'ne ise aynı dönemde miktar olarak yüzde 133 değer olarak yüzde 140 artış gerçekleşti.
Türkiye'nin en büyük pazarı konumundaki Rusya Federasyonu'na meyve ihracatı geçen yıla göre yüzde 54 değer olarak ise yüzde 37 artış sağlandı. Almanya'ya da ihracat aynı dönemde miktar olarak yüzde 38, değer olarak yüzde 68 arttı. Irak'a yaş meyve ihracatı miktar olarak yüzde 3 azalırken, değer olarak yüzde 86 artış gösterdi.
Yaş sebze ihracatında yılın ilk 3 aylık döneminde geçen yıla göre yüzde 52 artış sağlandı. Öne çıkan ülkeler ise Azerbaycan, Suriye, İngiltere, Polonya oldu. Azerbaycan Nahçivan'a ihracat yüzde 411 arttı. Döviz bazında ise yüzde 146 artış sağlandı. Aynı dönemde Suriye'ye ihracat miktar olarak yüzde 254, değer olarak yüzde 452 artış oldu. Rusya'dan sonra miktar olarak en fazla ihracat Suriye'ye yapıldı.
Yaş sebze ihracatında dikkat çekici gelişme ise Avrupa'nın tedarikçisi konumundaki Polonya'ya ihracatın yılın ilk 3 aylık döneminde yüzde 103 artış kaydedilmesi oldu. Polonya' ya 2020'de Ocak-Mart döneminde 7 bin 810 ton olan yaş sebze ihracatı bu yıl aynı dönemde 15 bin 869 ton oldu. Döviz geliri de 7.3 milyon dolardan 14.2 milyon dolara çıktı. Artış yüzde 94.
Birleşik Krallık'a ihracat aynı dönemde miktar bazında yüzde 118 ve değer bağımından da yüzde 116 arttı. Aynı dönemde Almanya'ya olan ihracatta miktar olarak yüzde 32 değer olarak yüzde 24 artış sağlanırken, ihracatta ilk sıradaki Rusya Federasyonu'na yaş sebze ihracatı miktar olarak yüzde 22 değer olarak yüzde 13 arttı.
Özetle, koronavirüs 1 yılı aşkın süreden beri yaşamın her alanında büyük sıkıntılara neden oldu. Tarım ve gıdanın önemini öne çıkardı. İlk günden bu yana, Türkiye'nin tarımsal potansiyelinin önemine değinerek bu süreci fırsata çevirebileceğini yazıyoruz, anlatıyoruz. Avrupa'nın yaşlı nüfusu ve üçüncü ülkelerden tarım işçilerini getirmesi ile ilgili sıkıntılar yaşadığını, İspanya, İtalya, Polonya'nın üretimde sıkıntı yaşadığını bu açığı kapatabileceğimizi ısrarla yazdık. Gereken desteğin sağlanamaması, girdi maliyetlerinin artmasına rağmen çiftçinin çabası, ihracatçıların özverili çalışmaları ile Türkiye ihracatında büyük sıçrama yaptı. Potansiyelin çok küçük bölümü ile bu başarı sağlanıyorsa, çiftçiye, sanayiciye,ihracatçıya gerekli destek sağlandığında neler olabileceğini tahmin etmek zor değil. Bir kez daha tekrarlamakta yarar var. Türkiye, tarımda zenginlik üretecek üretim ve ihracat politikasına odaklanmalı.
Sadece yaş olarak değil, dondurulmuş meyve ve sebzeye de çok büyük talep var. Özellikle son dönemde brokoli ve karnabahara Rusya ve Amerika gibi iki büyük pazardan ciddi talep var. Dondurulmuş Gıda Sanayi Derneği Kurucu Başkanı Murat Bayazit ile telefonla görüşerek, özelikle karnabahar, brokoli, pırasa ve diğer ürünlerin dondurulmuş olarak ihracatındaki durumunu konuştuk. Murat Bayazit'in anlattığına göre, dondurulmuş olarak brokoli ve karnabaharda Rusya ve Amerika pazarı Türkiye için çok büyük fırsat. Rusya, geçmişte Avrupa'dan bu ürünleri alıyordu. Fakat, Avrupa Birliği'nin ambargosundan sonra Mısır devreye girdi. Bu yıl Mısır'da da üretimde sıkıntı yaşanması nedeniyle Rus alıcılar Türkiye'ye yöneldi. Endüstri bu ürünleri çekmeye başladı. Dondurulmuş olarak Rusya'ya ve Amerika'ya 10 kiloluk kolilerde ihraç ediliyor.
ABD’nin özellikle organik brokoli talep ettiğini belirten Murat Bayazit, dondurulmuş organik brokoli ve karnabahar ihracatında da artış olduğunu söyledi. Bayazit sözlerini şöyle sürdürdü: "Hem Rusya hem de Amerika gibi iki büyük tüketici kanalının açılması Türkiye için çok büyük bir avantaj ve fırsat oldu. Her zaman söylüyorum. Bizim tarla boyutunda başarı elde etmemiz, üretimi artırmamız için üstteki yapıyı oluşturmamız gerekiyor. Yani pazarı bulduğunuz zaman tarla boyutundaki başarı çok daha yüksek ve anlamlı oluyor.
Eğer politik bir takım nedenler, sorunlar yaşanmazsa yani engeller çıkmazsa, Amerika ve Rusya pazarları Türkiye için çok büyük bir fırsat olarak devam eder. Brokolide organik ürüne talep çok fazla. Özellikle son 2-3 yıldır Amerika'nın bu konuda büyük bir talebi var. Üretebilirsek sorunsuz bir şekilde satabiliriz. Pırasa daha çok İngiltere tarafından talep ediliyor. Orada tüketim yüksek.
Polonya, Ukrayna'dan işçi getiremediği için bir çok üründe istenen üretimi yapamadı. Polonya Avrupa'yı besleyen bir ülke. Onların yapamadığını biz yaparak boşluğu anında doldurabiliyoruz. İtalya'da domateste benzer sorunlar oldu ve Türkiye'ye pozitif bir yansıması oldu."
Bu salgın sürecinde Türkiye'ye büyük fırsatlar doğduğunu anımsatan Murat Bayazit tarımda bu fırsatları çok daha iyi değerlendirmek gerektiğini söylüyor. Bunun için tarla boyutunu geliştirmek adına, sanayi boyutunun yani dondurulmuş gıda sanayinin çok pozitif etkisi var. İşin içerisine dondurulmuş gıda sanayi girince tohum çeşidi, ne zaman ilaç atılacağı, hasadın ne zaman yapılacağı gibi bir planlama devreye giriyor. Tarımdan elde edilecek katma ortaya çıkıyor.
Yurt içi tüketimde de artış oldu. Karnabaharda hem turşu hem de perakende boyutunda tüketim arttı. En rahat bulunan ve en ucuz ürün olarak görülüyor. Hem de sağlıklı. İhracattaki artış fiyatlara da yansıdı. Üretici de bu ürünlerden para kazandı.
Türkiye'de brokoli ve karnabahar ağırlıklı olarak İzmir Torbalı, Bursa İnegöl Yeni şehir Ovası, İç Anadolu'da Akşehir, Niğde, Konya, Eskişehir'de üretiliyor.
İzmir Ticaret Odası Gıda İmalat Meslek Komitesi Başkanı Cemil Gökçen, sebze ve meyvede Türkiye'nin sahip olduğu potansiyeli değerlendirmek için Tarım ve Orman Bakanlığı'nın özel destek sağlaması gerektiğini söyledi. Koronavirüs nedeniyle Avrupa'nın yapamadığı üretimi her şeye rağmen Türkiye'nin gerçekleştirdiğine dikkat çeken Gökçen'in görüşleri özetle şöyle:
"Taze meyve ve sebzede, dondurulmuş ürünlerde Türkiye'nin çok büyük potansiyeli var. Rusya'dan kök sebzelerle ilgili ciddi talep var. Hem Rusya'nın hem de diğer ülkelerin taleplerini karşılamak için üretimin desteklenmesi, lojistikle ilgili sorunların çözülmesi çok önemli. Ürünleri işleyerek, katma değerli ihraç etmek ülkemize büyük zenginlik katacaktır. Pandemi dönemi ciddi fırsatlar doğurdu. İspanya kalifornia biberini yapamadı, Türkiye devreye girdi. İtalya domatesi yapamadı biz devreye girdik. Yunanistan konserve şeftalide sıkıntı yaşadı. Türkiye devreye girdi. Her alanda önemli bir potansiyelimiz var. Bunu değerlendirmemiz gerekiyor."