Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var. Gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül sohbet ister kahve bahane. Derler, ama bence bahane değil, çünkü kahve içmeyi severim. Özellikle de sade, köpüklü, nefis bir Türk kahvesinin yeri bambaşkadır… Yarın (5 Aralık) Dünya Türk Kahvesi günü… Aslında yılın her günü, her sabah, kahv(e)altı sonrasından başlayarak kahvemizin zamanı…
Öyleyse fincanımızdan şöyle höpürdeterek bir yudum alalım ve kahveyi konuşmaya başlayalım.
Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden (1517) kahve çekirdekleri yüklü develerle döner ve 16. yüzyılın başlarında İstanbul’da kahve içilmeye, ortalarında ise kahvehaneler açılmaya başlar. Sonraları, birçok şey gibi kahve de yasaklanır dönem dönem, ama 17. yüzyılın ortalarında Osmanlı Büyükelçisi Paris’e götürünce, bir anda kentin gözde içeceklerinden biri olur.
Ve Avrupa’da birbiri ardına kahveler açılmaya başlar. Hamburg, Viyana derken Paris’te meşhur Le Procope. Paris’in en kurumlaşmış mekânlarından biri. Napoleon’un, Voltaire’in ve daha pek çok yazarın, siyasetçinin, düşünürün, zaman zaman da bu satırların yazarının “takıldığı” yer. 1866’dan beri hizmet veriyor ve umuyorum ki pandemi sonrasında da çalışmayı sürdürecek…
Yeniden ülkemize dönecek olursak, Türk kahvesinin önemi ve kültürümüzdeki yeri her geçen gün daha da anlaşılıyor. UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine giren “Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği”ni tüm dünyaya tanıtmak için Türk Kahvesi Kültür ve Araştırmaları Derneği ve sektörün temsilcileri yoğun bir uğraş veriyorlar.
Bu kuruluşlardan birisi Kahve Dünyası… Türk kahvesine sahip çıkmak amacıyla her yıl olduğu gibi bu yıl da 5 Aralık’a özel olarak bir araştırma gerçekleştirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Kahve Dünyası Genel Müdürü Kaan Altınkılıç, “Bol köpüğü ve mis gibi kokusuyla Türk Kahvesi kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası. Biz de Kahve Dünyası olarak bu mirasa sahip çıkıyor ve ürün gamımızı her geçen gün artırsak da Türk kahvesini daima odak noktamızda tutuyoruz. Onu, geleneksel sunumunu koruyarak yanında çikolata ve su ikramımızla servis ederek bu kültürü sadece 5 Aralık’ta değil; her gün, her ikramda misafirlerimize hatırlatmaktan büyük gurur duyuyoruz” diyor.
Bağımsız pazar araştırma şirketi İpsos tarafından yapılan araştırmada katılımcılara; Türk kahvesi tüketim adedi, Türk kahvesi tüketilirken sohbet edilen konular, dinlenilen müzikler, kahveyi en çok kiminle içmekten keyif aldıkları gibi sorular yöneltildi. Türkiye’nin farklı bölgelerinden bin 200 kişiye yönelik araştırmaya katılanların yüzde 92’sinin Türk kahvesi tükettiği ortaya çıktı. Bu katılımcılar kahveyi ortalama 7 dakikada içiyorlar. Araştırmaya göre; bir kahve sever hayatı boyunca yaklaşık 3 bin saatini Türk kahvesi içmeye ayırıyor. Türk kahvesi en çok akşam saatlerinde ve orta şekerli olarak tüketiliyor.
Pandemi döneminden önce kahve sohbetlerinde özellikle kadınlar için ev hayatı, eğitim, okul, dersler ve havadan sudan muhabbetler en popüler konular arasında iken erkekler arasında ise iş hayatı, para, siyaset ve spor gibi konular daha çok konuşuluyormuş. Pandeminin hayatımıza girmesiyle birlikte ise Türk kahvesi sohbetlerinin en önemli konusu sağlık ve salgın olmuş.
Katılımcılar kahvelerini içerken daha çok Türkçe şarkılar dinlemeyi tercih ettiklerini belirtirken; erkekler nezdinde Türk sanat müziği ve halk müziği daha çok tercih ediliyor. Kadınlar ise kahvenin keyfini Türkçe slow şarkılar ve Türkçe pop müziği eşliğinde çıkarıyor.
Türk Kahvesi Günü’ne özel bir etkinlik de Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği, Arçelik ana sponsorluğunda düzenliyor. “Bahanesi çok” sloganıyla gerçekleştirilecek Türk Kahvesi Günü buluşması, Aret Vartanyan’ın moderatörlüğünde “Türk Kahvesi’nin Geleceği” konulu panelle açılacak. Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği Başkanı Osman Serim, gastronomi yazarı Cenk Girginol, Arçelik Endüstriyel Tasarım Direktörü Serdal Korkut Avcı ile Arçelik Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Direktörü Kürşat Coşkun panelin konuşmacıları arasında yer alıyor.
Saffet Emre Tonguç ve Arçelik Türkiye Pazarlama Direktörü Mehmet Tüfekçi ise, Anadolu’daki kahve ritüelleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirecek. Kocatepe Kahve sponsorluğundaysa Prof. Dr. Hamdi Akan ve Osman Serim “Kahve ve Sağlık” konusunu ele alacak. Tüm kahve tutkunları Arçelik sosyal medya hesaplarından paylaşılacak link üzerinden evlerinde kahve keyfi yaparken bu özel güne katılabilecek.
5 Aralık’la ilgili bir açıklama da Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı’dan geldi:
“Türk kahvesini, Arzum Okka kahve makinemiz ile dünyaya yaymaktan mutluluk ve gurur duyuyoruz. Bu global yolculuğun ilk adımını 2014 yılında attık. Türk kahvesini dünya ile tanıştırmanın tek yolu makineli çözümdü, bunu Arzum Okka ile başardık. Türk kahvesinin kendine özgü pişirme tekniğinden sunumuna kadar tüm aşamalarının özenle korunmasının ve yaşatılmasının önemine dikkat çektik. Geleneklere bağlı kaldığımız közde pişirme özelliğini, Türk kahvesinin olmazsa olmaz bol köpüğünü Arzum Okka’nın vazgeçilmez parçası yaptık.”
Murat Kolbaşı, dünyadaki kahve trendinden şu an sadece yüzde 10 pay alan Türk kahvesinin çok daha iyi bir konuma gelmeyi hak ettiğini belirterek bu payı yüzde 20’lere çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Ülkemizde ve dünyada Türk kahvesinin hak ettiği yeri alacağı konusunda umudum giderek artıyor. Kahve günümüz kutlu olsun…