Geçtiğimiz cuma günü Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birliği’nin (GAİB), 2022 yılında bölge ve ülke ekonomisine en fazla katkı sağlayan 100 firmayı ödüllendirdiği ‘İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’ için Gaziantep’e gittim. Bir grup meslektaşımla GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci ile sohbet etme fırsatı bulduk. Kileci ile depremin bölgeye etkisini konuşarak başladık sohbetimize… Deprem yüzünden bölgeden taşınan tesis olmadığını, ancak mecburen kapanan yerler olduğunu anlattı ve “Tesisi eskiyen, arkasında işi bırakacak kimsesi olmayan, yeniden yatırım yapmak istemeyen var. Bu bölgeden kimse taşınmaz. Büyük markalar, fason üretim yaptıranlar gidiyorlar.
Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya’dan ekonomik ve küresel şartlar, üretimin daralması gibi etkenlerden dolayı gidenler olabilir” diye konuştu.
Bölgedeki iş insanlarının özellikle personeline sahip çıktıklarına dikkat çeken Kileci, deprem bölgesindeki nitelikli elemanların başka bölgelere götürülmesinden şikâyet etti: “Vasıfsız eleman konusunda da çözüm bulmak gerekiyor. Devletin bir şekilde onları korumaya alması lazım. Depremin etkilerini başımızdan salmamız en az 10 yıl sürer.”
“Mahalle baskısına karşı koyup sabretmemiz gerekiyor”
Ahmet Fikret Kileci, Türkiye’de bundan sonra kolay para kazanılmayacağına da vurgu yaptı ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üç-dört yıl önce bir sanayicinin finansal tabloları hiç iyi değildi. İçinden geçtiğimiz süreç, daralma, sıkılaşma farkında olmadan birçok firmanın finansal tablolarını çok iyi hale getirdi. İki sene boyunca kimse rahat döviz borçlanamadı, döviz borçluluğu oranı çok azaldı. Bunun karşılığında TL değer kazandığı için matematik terse çalıştı ve bilançolar düzeldi. Artık daha tasarruflu işler yapacağız, yeni döneme uygun, sürdürülebilir, doğayı kirletmeyen daha rasyonel modellerle üretimi sürdüreceğiz. Akıllı adam bu hesapları yapıyor.
Benim tek korkum şu; uyguladığımız sistemi, yöntemi her türlü diretmeye rağmen devam ettirmeliyiz. Merkez Bankası kararlarını, sıkılaştırma politikalarını kastediyorum. Mahalle baskısına karşı koyup sabretmemiz lazım. Ekonomi kadrolarına güvenmemiz lazım. Eksikleri yok mudur, vardır. Şans tanımak, desteklemek lazım. Kontrol ederek, takip ederek, yıkıcı değil yapıcı eleştiriler yapmak lazım. Çünkü yapıp yıktıkça daha büyük zararlar görüyoruz.”
“Güneydoğu Anadolu’da geçen yılın rakamlarını yakalarsak büyük başarı olur”
2022 yılında 12,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen bölge ihracatını değerlendiren Ahmet Fikret Kileci, 2023 yılına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “İhracatta ülke hedefi tutacak. Bölgemizde durum farklı. 2022’de Gaziantep’in ihracatı 10,5 milyar dolar, bölge ihracatı 12,3 milyar dolar oldu. 2022 yılına göre yüzde 10 daha gerideydik. Bugün itibariyle açığımız yüzde 5. Kasım ayı çok önemli, Aralık’ın 15-20 günü çok önemli. Çok iyi geçen Nisan-Mayıs ayları bizi çok yanılttı. Ertesi ay tam tersi oldu, şaştı hesaplar. Rusya-Ukrayna krizi etkili oldu, bölgede her gün bir sıkıntı çıkıyor. İsrail-Gazze yıkıcı bir etki yaratmadı. Bundan sonra bir sıkıntı çıkmazsa, bu bölgede geçen yılki rakamları yakalarsak büyük başarı olur. Bir fazlası süper başarıdır.”
“Maaş artışı yaparken insanların yaşaması için gerekli değerlere bakarım”
Ahmet Fikret Kileci, asgari ücretle ilgili şunları söyledi: “Biz işçimiz şunu alsın, bunu almasın demeyiz. Bu işin bir hesaplama yöntemi var. Öteden beri gelen birbiriyle ilişkili rakamlar var; faiz, enfl asyon, kur… Bunlara bağlı olarak artan eksilen insanların yaşaması için gerekli olan bir maaş var. Kimse şu kadar olsun diyemez, dememeli de… İnsanların yaşaması için gerekli değerler var ve onlara uyulmalı. Mesela benim kendi şirketimde uyguladığım yöntemim var. Yıllardır takip ettiğim değerler var. Sadece dövizin, altının fiyatı falan değil. Yumurta fiyatı vardır, ekmeğin fiyatı vardır… Sonuçta doğrusu bu değil mi? İnsanlara istediğin kadar dolar verirsen ver yumurtanın fiyatı bir dolardan beş dolara çıkarsa ne yapacaksın?”
“Kardeş ülke Azerbaycan’a her şeyimizi açıyoruz, o bizden en büyük vergiyi alıyor!”
Bölgesel gelişmelere değinen Ahmet Fikret Kileci, Orta Kuşak projesinin Türkiye için avantaj olacağını anlattı ve ekledi: “Çin yükleyecek, 15 gün sonra Avrupa’nın göbeğine yükü demiryoluyla indirecek diyorlar. Tamam da ben de iki günde göndereceğim. 10 gün yine ben avantajlıyım. Global düşünmek lazım. Dolayısıyla yeni hatlar, yeni yollar kesinlikle Türkiye’nin menfaatinedir. Diğer taraftan Basra Körfezi’ni inen demiryolu hattı çok daha önemli bizim için. Burası biterse biz tüm hammadde ve ihracat trafiğimizi bu hattan gönderebiliriz, tedariğimizi yapabiliriz. Aşağıda güvenlik sorunu var, yukarıda da ülkelerin menfaat çıkarları var. Bunların en başında da Azerbaycan geliyor. Kardeş ülke Azerbaycan’a her şeyimizi açıyoruz, o bölgede bize en büyük vergiyi uygulayan ülke Azerbaycan’dır. Biz halı şehriyiz, Azerbaycan bize yüzde 15 vergi uyguluyor, biz onun halısına yüzde 7 vergi uyguluyoruz. Rakibim Özbek’e sıfır vergi uyguluyor. Hani nerde kardeşlik?”