2 Nisan tarihinde Başkan Biden ve Başkan Jinping bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmenin taraflara göre içeriği Beyaz Saray ve Çin Dışişleri Bakanlığının sitelerinde okunabilir. Ben Çin tarafının paylaştığı çözümlemeyi biraz daha dikkat ederek okumayı tercih ettim. Kritik gördüğüm bazı noktaları da paylaşmak isterim.
Öncelikle Çin’in açıkladığı metni okuduğunuzda görüşmenin Biden’ın talebi ile gerçekleştiği bilgisi var. Daha önemli bir vurgu ise iki ülke arasındaki ilişkilerin stabilize olduğuna dair yapılmış. Başkan Jinping ABD-Çin ilişkisinde stratejik algının çok önemli olduğunu ve tıpkı bir gömleğin ilk düğmeden doğru iliklenmesi gibi ilişkilerinin temelinde bulunduğunu söylemiş. Algı kelimesi özellikle önemli zira Çin ABD’nin Güney Çin Denizi ve Tayvan civarında yaptığı askeri manevralardan rahatsız olduğunu net bir şekilde ifade ediyor. Buna rağmen aksiyonların değil algının öne çıkartılması Çin’in konuya biraz daha “hoşgörü” ile baktığına işaret eden bir nokta. Başkan Jinping’in kırmızı çizgi olarak vurguladığı bir konu elbette Tayvan. Çin ABD’den bu konuda çok daha net olmasını talep ediyor. Ancak önceki aylarda daha alt düzeyde yapılan görüşmelerde Çin çok daha sert bir dil kullandığı için bu defa daha yumuşak bir tavır koyulmuş diyebiliriz. Ve son önemli nokta da ABD’nin Çin’e yönelik özellikle yüksek teknoloji ihracatında gösterdiği tavır. Çin bunu riskin azaltılması değil artırılması olarak nitelendiriyor. Önümüzü kesmek isteyen bir Amerika yoksa bu adımların amacı nedir sorusu var ki yerinde bir soru.
İlişkilerin stabilize olması secim öncesi bir taktik mi yoksa daha uzun vadeli bir gelişme mi 2025 yılında daha net göreceğiz. Ancak iki ülke arasında gerginliğin bitmesi zor görünüyor. Liderler düzeyinde böyle bir konuşma gerçekleşirken Çin ve Rusya denizlerde, dolayısı ile ticarette Amerikan hegemonyasını kırmak için Kuzey Denizi güzergâhını hayata geçirmeye çalışıyor. Bu rota Amerikalıların 21. yüzyılın Süveyş veya Panama kanalı olarak adlandırdığı bir rota. 3. Dünya Savaşı için toplu tüfekli görüntüler bekleyenler bir süredir kutuplarda deniz altında, uzayda ve siber uzayda ABD-Rusya ve Çin arasında muazzam bir gerginlik yaşandığının farkında değil. Savaş çoktan başladı.
Değinmek istediğim bir başka konu da ASEAN Studies Centre/ISEAS - Yusof Ishak Enstitüsü tarafından ve Güneydoğu Asya ülkelerinin çeşitli konularda eğilimlerini gösteren rapor. Her raporda olduğu gibi bu raporda da örneklem veya kullanılan teknikler tartışılabilir. Raporda öne çıkan noktalardan biri bölgede ABD hala dünyada düzenin koruyucusu olarak görülüyor olmasına rağmen Çin ve ABD arasında bir gerginlik durumunda Çin’in tarafını seçmeye eğiliminde olanların oranının yüzde 50,5’e yükselmiş olması. 2023 yılında bu oran yüzde 38,9’du. Dahası katılımcılar en önemli sorunlar listesinde ikinci sırayı yüzde 39,9 ile Çin’in güney Çin Denizi politikalarına ayırmış. Birinci sıra ise İsrail-Hamas savaşı almış. Savaşın gidişatı ABD’ye olan güveni de büyük ölçüde sarsmış görünüyor. Finansal piyasalarda ise geçtiğimiz haftalarda öne çıkan Çin hisse piyasalarından ziyade Yuan kuru daha fazla dikkat çekiyor. Şayet Japon Yeninde 152 seviyesinin üzerine doğru bir hareket görürsek PBOC istemeden de olsa Yuanı zayıflatmak zorunda kalabilir. Tüm okuyucularımıza mutlu bir bayram dilerim.