Yapay zeka pırıltılı buluşlar

Gizem DİLAN ÖZMEN Marka&Patent

Endüstri Devrimleri ile ilgili kronolojik açıklamalarımdan oluşan yazı dizisinden sonra , son sanayi devriminin getirdiği teknolojik yeniliklerin patent ve sınai haklar tarafına nasıl yansıdığını ele almak isterim.

Dördüncü Sanayi Devrimi teknolojik bir devrim olduğu için, uygulamaların çoğu bilgisayar programları ve yazılımlarla dayanmaktadır. Türkiye’de geçerli olan Sınai Mülkiyet Kanunu’nunda bu konu  patentlenebilir buluşlar ve patentlenebilirliğin istisnaları alt başlığında Madde 82’de anlatılmaktadır.

MADDE 82- (1) Teknolojinin her alanındaki buluşlara yeni olması, buluş basamağı

içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması şartıyla patent verilir.

(2) Aşağıda belirtilenler buluş niteliğinde sayılmaz. Patent başvurusu veya patentin

aşağıda belirtilen konu veya faaliyetlerle ilgili olması hâlinde, sadece bu konu veya

faaliyetlerin kendisi patentlenebilirliğin dışında kalır:

  1. a) Keşifler, bilimsel teoriler ve matematiksel yöntemler.
  2. c) Bilgisayar programları.

ç) Estetik niteliği bulunan mahsuller, edebiyat ve sanat eserleri ile bilim eserleri.

  1. d) Bilginin sunumu.

Dolayısı ile yapay zeka pırıltısı  taşıyan buluşlarda iki risk bulunuyor. Birincisi daha önce belirttiğim gibi çoğunlukla bilgisayar programı tabanlı olması nedeni ile ikincisi ise veri analizine dayanması nedeni ile “bilginin sunumu” maddesine girebilmesi nedeni ile patent ile korunmasının mümkün olmama ihtimalinin bulunması.

Her iki ihtimali de bertaraf etmek için doğru bir danışman ve mühendis tarafından patente konu edilecek şekilde ifade edilen bir teknik tarifname yazılması gereklidir. Yani bu riskleri barındırması bu tarz konuların buluş niteliğinde olmadığı anlamına gelmemektedir.

Dolayısı ile telefon aplikasyonlarından, bankacılık işlemlerinde kullanılan çeşitli ödeme yöntemlerine ve hatta hastalık teşhislerine kadar bir çok konuda patent başvurusu yapılan ve madde 82 nedeni ile reddedilmeyen buluşlar bulunuyor.

Elbette bu buluşların patente konu olabilmesi patent alabileceği anlamına gelmiyor. Patent alabilmek için araştırma ve inceleme aşamalarından başarı ile geçebilmek, yani tüm dünyada yeni ve  teknikte uzman bir kişi tarafından önceden yapılan buluş ya da ürünlerin özelliklerinin bir araya getirilmesi ile kolayca akıl edilemeyen bir buluş yapmanız gerekmektedir. Buna patent literatüründe “buluş basamağı” denmektedir. Teknikte uzman olarak adlandırılan kişi hayali bir kişi olup, bir çok kaynakta sahip olması gereken bilgi düzeyi konusunda tartışmalara neden olmaktadır. Bu konuya başka bir yazımda değineceğim.

Aslında patent alma yolculuğu buluşu inceleyen teknik uzman ile buluşu yapan kişi arasında bir “buluş basamağı” iddialaşmasıdır. Uzmanı ikna ederek, buluşunuzun “sürpriz bir etki”ye (unexpected technical effect- bonus effect) sahip olduğunu doğrulayacak argümanlar sunmanız ve bu argümanlara sahip olduğunuzun tarifnamede bulunduğunu ispat etmeniz gerekmektedir. Tabi ki tarifnamede bulunmayan hiçbir özelliği korumanız mümkün değildir.

Yapay zeka pırıltısı taşıyan buluşlara örnek vermek gerekirse, çok bilinen bir GSM operatörüne ait yayımlanan bir patent başvurusunu ele alabiliriz. Bu başvuru çevrimiçi bir toplantı sistemini koruma altına alan bir buluş için yapılmıştır.  Koruma altına almaya çalıştığı özellikler şu şekildedir.

  • Sistem, katılımcıların konuşmalarının metne dönüştürülmesini sağlayan bir sistemdir. Bu sayede sözlü toplantıların yazıya geçirilmesi kolaylıkla sağlanabilecektir.
  • Sorulan sorulara verilecek cevapların tespiti sağlanıp cevap verecek kişiye kolaylık sağlamaktadır.
  • Katılımcıların yüz ifadelerinden duygu durumlarının analiz edilmesi ve bu analiz sonuçlarından bir rapor alınarak toplantı sahibine raporlanması sağlanmaktadır.

Yeni normal çalışma hayatında uzaktan çalışmanın yaygınlaşması ve online toplantıların gitgide  verimsiz hale gelmesi ile bazı sorunlar artmıştır. Bu buluş ile yüz yüze toplantılarda söz konusu olan ancak çevrimiçinde eksiklik duyulan bazı konuların yapay zeka içerikli yöntemlerle giderilmeye çalışıldığı ve bu sebeple kişilerin yüzlerinin dahi veri olarak kullanıldığı görülmektedir.

Bir başka yapay zeka tabanlı buluş ise Covid-19 virüsünü nefes yolu ile teşhis etmeye yönelik bir sistemdir. Bu sistemin özelliklerinden bahsetmek gerekirse;

  • Covid 19 ve benzeri bulaşıcı hastalıkları önceden öğrenmiş yapay zeka modüllerinden yararlanılarak, hastalık teşhisi için nefes verileri analiz edilmektedir.
  • Cihaz kendini otomatik olarak steril edebilmektedir.
  • Çok hızlı teşhis sağlamaktadır.
  • Kalabalık alanlarda da kullanılabilmektedir

Yukarıda bahsedilen her iki buluş da sistem şeklinde tanımlanmış ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından buluş niteliğinde sayılmıştır. Ancak henüz belge alma aşamasına geçmemiştir.

Son olarak Türkiye’nin Patent Raporu, Patent Effect’e ait (www.patenteffect.com) son yapay zeka buluşu verilerini paylaşarak yazıma nokta koymak isterim. Söz konusu raporda  yapay zeka teknolojileri ile ilgili şu ana kadar bir milyon başvurunun yayımlandığı belirtiliyor. Üstelik son 5 yılda bu konuda başvuru sayısı %260 oranında artmış görünüyor.

Yerli başvurularda ise bu rakam 1550’nin üstünde. Bu konudaki lider firmalar ise sırası ile Turkcell, Vestel ve Türk Telekom olarak tespit edilmiş.

2023’ün tüm dünyaya ve ülkemize refah, huzur ve mutluluk getirmesini dilerim.

Tüm yazılarını göster