Yapay zekâ insanı tembelleştirecek mi?

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Bu endişe daima var olmuştur. Her yeni teknolojinin bazı şeyleri hayatımızdan alıp götürdüğü doğru olmakla birlikte, bizi tembelleştirdiği veya işlevsiz bıraktığı doğru değildir. Bundan 15 veya 20 yıl önce öğrenciler ‘çevrimiçi yanıtlar bulabildiklerinde’ insanlar Google için de aynı şeyi söylüyordu. Ancak şimdi kullanıyor. Aslında bir miktar devre dışı kalacağımız kesindir. Neticede basit bir el hesap makinesi dahi, karekök almayı bize unutturduysa yapay zekâ konforuyla pek çok rutinin nasıl işlediği bilgi ve beceresini kaybedeceğiz. İyi de bu işin sonu nereye varır? Şuraya varır; insanoğlu olarak tekerleği bulunca boş kalmadık. Ateşi bulunca avare dolaşır olmadık. Her teknoloji refah düzeyini artırır ama insanı işlevsiz bırakmaz. Sadece ilgi ve bilgi odağını değiştirir.

YAPAY ZEKA ŞİRKETLERİNE YATIRIMCI İLGİSİ

Yapay zekâ şirketleri yatırım alternatifi olarak öne çıkmaya başladı. Wall Street Journal’a göre ChatGPT yaratıcısı OpenAI, girişimin değerini ikiye katlayarak 29 milyar $’a çıkaracak hisse satışı için girişimde bulunuyor. Anlaşma gerçekleşirse OpenAI, minimum gelir elde etmesine rağmen ABD’nin en değerli girişimlerinden biri olacak. Enflasyonun olduğu ortamda hızlı büyüme potansiyeline sahip yeni teknoloji şirketleri dikkat çekiyor.

YAPAY ZEKÂ OLSAYDI ÇERNOBİL PATLAR MIYDI?

Bunun en belirgin hali, bazı karar süreçlerinin otomasyonuyla yapay zekâ yazılımlarının sistemlere gömülü gelmesi… Bir çip üzerindeki yapay zeka yazılımı, bazı rutinlere kendisi karar verebiliyor. Misal bir deprem erken uyarı sisteminde, akıllı vana ile öncül sarsıntıdan gazı kesebiliyor. Bu kararı verirken, depremin olası şiddetini dahi hesaplayıp, gaz kompleksine uzaklığını da ölçerek vanayı tam ne zaman kapatacağını biliyor. Daha erken veya daha geç değil. Kaldı ki durduk yerde gazı kesmesini de istemiyoruz.

Eğer Çernobil’deki kontrol odasında yapay zeka gömülü sistemler olsaydı, reaktörün aşırı ısındığını anlamak için bozuk göstergeden daha fazlası hesaba katılabilirdi. Ancak büyük felaketlerden çıkarılan derslerle vardığımız bilinç düzeyi, her geçen zaman içinde daha akıllı yazılımları devreye alıyor.

DÜNYA ALGİROKRASİ ÇAĞINA MI GİRİYOR?

Bir sorunu çözmek veya belirlenmiş bir amaca ulaşmak için tasarlanan yola, işlem basamaklarına algoritma diyoruz. Biliyoruz ki dijital dünyanın yapı taşları bilgisayarlar ve onların üzerinde çalışan yazılımlar, hayatımızı yönetmeye başladı.

BENİM ADIMA BU KARARI VEREN KİM? 

Algoritmalar artık bizim adımıza karar veriyor, günümüzü yönetiyorlar. Şirketler,  kurumlar algoritmaları üretim, fiyat belirleme, mal ve hizmet kalitesini gibi amaçlar için kullanıyorlar.

Müşteri İlişkileri

Yönetimi’nden arama motorlarına dek her alanda algoritmalar, yapay zekâ parçacıkları olarak devreye giriyor, e-ticarette satınalma süreçlerini, seçim tercihlerini yönlendiriyorlar.

İşin ilginç yanı, kimsenin seçmediği yöneticiler tarafından oluşturulan kurallarla çalışan algoritmaların, yeni bir yönetim anlayışını giderek yaygın hale getiriyor olmasıdır. Bir bakıma yeni kurallar, bu algoritmaları yazanlar tarafından oluşturuluyor ve bunlar yeni kanun koyucular halini alıyor. Bize de algoritmalara boyun eğmek düşüyor.

Sokağa çıkma yasağında sitenin bahçesinde, fütürist komşum Ufuk Tarhan ile Yaşam 3.0 ve T-İnsan kitabı üzerinde sohbet ederken; korona süreci ardından mevcut liderlik ve yönetim anlayışının kapanacağı ve belki de demokrasilerin de algoritokrasiye dönüşebileceğini konuştuk. Tıpkı yeni sürüm yazılım gibi… Önce sistemi kapatıyor, sonra resetleyip başlatıyorsun. Korona da bunu yapıyor olabilir…

BU SENİN TERCİHİN Mİ ALGORİTMANIN MI?

Korona ezber bozarken, köhnemiş anlayışları, iflas etmiş siyaseti, kokuşmuş yönetimleri de görünür kıldı. İşlerin eve taşındığı, internetsiz yaşanamayacağı dönemde acaba tercihlerimizi politikacılar mı yönetiyor olacak?

Sanmıyorum; Algoritmalar hayatımızı yönetiyor, tercihlerimiz şekillendiriyor, bizim yerimize karar veriyor. Algoritmalar yeni kanun koyucularımız ise mevcut sistemlerin akıbeti merak konusudur.

YAPAY ZEKA HUKUK SİSTEMLERİ DEVREDE

Hız yapma suçlamasını içeren bir dava, yakında bir yapay zekanın yardımıyla savunulacak. AI hukuk asistanı, sanığın mahkemede hız davasıyla mücadele etmesine yardımcı olacak. Şubat ayında, DoNotPay’den bir yapay zeka, davalıya tüm bir mahkeme davası boyunca tam olarak ne söyleyeceğini ve ne zaman söyleyeceğini söyleyecek şekilde ayarlandı. Bir yapay zekâ tarafından savunulan ilk dava olması muhtemel…

DÜNYANIN İLK ROBOT AVUKATI

DoNotPay uygulaması, dünyanın ilk robot avukatı. Artık uygulamalar öylesine kolaylıklar sağlamaya başladı ki tek bir düğmeye basarak şirketlerle savaşın, bürokrasiyi alt edebilecek, kolaylıkla dava açabileceksiniz.

Haftaya teknolojiyi hayatımızdan çıkarabilir miyiz sorusuna cevap arayacağım.

E-MAILLERİMİZİ YAPAY ZEKÂ YAZARSA…

E-mallerinizi yapay zekâ yazıyor. Nasıl mı? Orijinal metinde sadece niyetinizi belirttiğiniz cümleyi bir e-mail formatına dönüştürüyor.

EV ÖDEVLERİNİ YAPAY ZEKÂYA YAPTIRIRSAK…

Yeni geliştirilen yazılım ve uygulamalar eğitim sisteminde tartışmaları da beraberinde getiriyor. “Ev ödevlerini insan mı yapay zekâ mı yapıyor?” Hatta bu konuda uygulamalar bile geliştirilmeye başlandı. Princeton Üniversitesi’nde son sınıf öğrencisi olan 22 yaşındaki Edward Tian ödevlerini yazmak için yapay zeka kullanmayı uman lise İngilizce öğrencilerinin yeni düşmanı haline geldi.

Bizde de benzer tartışmalar başladı. Bildiğim şudur, her konfor, bir süre sonra çürütür. Gereksizleştirir. Ancak insanın tabiatı, yeni sorun üretmekte öylesine mahirdir ki teknolojinin önüne çözmesi için yeni sorunlar çıkaracağımız adeta kesindir.

 

Tüm yazılarını göster