Türkiye’nin 512 milyar dolar brüt dış borcu var. Bu borcun 211 milyar doları kamu, 45 milyar doları TCMB ve 256 milyar doları özel sektöre ait. Özel sektör içinde 102 milyar doları bankalara 154 milyar doları ise reel sektöre ait. Kısaca yüzde 50’si kamu, yüzde 50’si özel sektöre ait olup dış borç rakamlarımız bunlar ve net dış borç 265 milyar dolar. Bizim dikkati çektiğimiz konu bu borçların para cinsi ve bu borç için ödediğimiz faiz. Dış borcun 296.7 milyarı dolar bazlı ve toplam borç içindeki payı ise yüzde 58’dir. Euro bazlı borçlanmanın ise toplam borç içindeki payı dolara göre daha az olup yüzde 27 ve 137.6 milyar dolar karşılığı Euro’dur. Euro karşılığı bugünkü parite ile 130 milyar Euro’dur. Dolar krediler için uygulanan faiz SOFR (Secured Overnight Financing Rate), Euro krediler için ise uygulanan faiz oranı 3 veya 6 aylık Euribor’dur. SOFR 6 Aralık 2024 tarihi itibariyle yüzde 4,6, 6 aylık Euribor ise yüzde 2,62’dir. US dolar kredisi Euro bazlı kredilere nazaran daha yüksektir. Bizim önerimiz yurt dışındaki borçlanmada Euro ağırlığımızı artırmalıyız. Çünkü,
- SOFR ve Euribor arasında görüldüğü üzere faiz açısından 200 baz puan fark var.
- Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz indirimine FED’den daha önce başladı ve daha hızlı faiz indirimi yapacak. Çünkü Avrupa Birliği ülkelerinin ortalama büyüme hızından 3 kat daha fazla ABD ekonomisi büyüyor ve enflasyon ve faiz biraz daha yavaş düşecek.
- Üçüncüsü bizce en önemlisi. Türkiye’nin Kasım 2024 ihracat verilerine göre toplam 206 milyar dolar yüzde 47’si Avrupa ülkelerine yapılmaktadır. Nakit akışın önemli bölümü Euro’dur.
- 2024 yılı için tahminimiz 59 milyar dolar turizm gelirinin yüzde 42’si Euro kullanan ülkelerden gelmektedir.
- 2023 yılı itibariyle 182 milyar dolar olan yurt dışındaki yerleşiklerin ülkemizdeki direkt yatırımları içinde Avrupa ülkelerinin payı yüzde 74’dür ve değer 134 milyar dolar karşılığı Euro’dur.
Avrupa ülkelerinin ihracat, turizm ve doğrudan yatırımlarını dikkate aldığımızda borçlanmada para birimi dengesinin yüzde 45’i dolar, yüzde 40’ı Euro ve yüzde 15 diğer (TL, Yen, Yuan) ülkemizin nakit girişlerine göre daha uygun olduğunu düşünüyoruz. Bu borçlanma portföyüne göre olması gereken dış borç pozisyonu 230 milyar dolar, 205 milyar dolar karşılığı Euro ve 77 milyar dolar karşılığı diğer para birimleridir. Bugünkü parite ile kullanmamız gereken 194 milyar Euro’dur. Birinci maddede yazdığım 200 baz faiz farkını yeni kullanılacak Euro krediye uyguladığımızda 1.13 milyar Euro daha eksik faiz ödeyebiliriz. Euro’nun portföy içindeki payını yüzde 45’e çıkarırsak eğer 1.9 milyar Euro daha az faiz ödeyebiliriz. İki hafta önce burada yayınladığımız Euro kredi kullanımı ile TL ve dolar farkını anlatmıştık 1.1.2024-26.11.2024 döneminde 1 milyon Euro kredi kullanan bir firmanın faiz gideri TL ticari kredi kullanıma nazaran 11.699.211 TL, TCMB TL reeskont kredi kullanımına nazaran 4.541.187 TL, Dolar kredi kullanıma nazaran ise 2.622.839 TL daha az faiz ödedi.
Sonuç olarak borçlanmada kullanılan para birimi, kredinin kullanım amacı, nakit akışı, faiz oranındaki trend ve değişken veya fixed olması önemli parametrelerdir. Bizim ülke olarak ihracat, turizm ve doğrudan yatırımları dikkate aldığımızda borçlanmada mevcutta yüzde 58- yüzde 27 olan oranının Euro lehine artırılması Euronun düşen faiz trendinde daha az faiz ödememizi sağlayacaktır. Euro bölgesinde zayıf büyümeye karşın ABD’den gelen pozitif makro veriler ABD’de enflasyon riskini artırıyor ve faizler bir süre daha yüksek kalabilir.