Korona salgını ile bağlantılı olarak ortaya atılan bilim dışı, kanıtsız, komplo teorisi kılıklı safsata ve sahtecilik bolluğu var. Dünya Sağlık Örgütü Yöneticisi Tedros Adhanom Ghebreyesus bu duruma “infodemi” adını verdi. “Korona’dan daha hızlı yayılıyor” dedi. Korona, insandan insana hava yolu ile geçtiği halde, hakkında yayılan yalan haberler sahte bilgiler (!) ekrandan ekrana elektronikle geçiyor. Korona sorununa çare aramak kadar, hakkında doğru, gerçek, sahici veri/bilgiye ulaşmak da zor.
Bu konuda en yeni ve anlamlı bilgiyi Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Vera Jourova geçen gün verdi: AB’nin EUvsDisinfo araştırma grubunun bulgularına göre Korona hakkında en az 150 yalan/sahte bilgi/haberin Rusya kaynaklı olduğunu Alman Haber Ajansı DPA aracılığıyla açıkladı. Bunların Rusya Yönetimi tarafından olmasa da yönetime “yakın” kaynaklarca uydurulduğu saptanmış.
EUvsDisinfo sitesi, salgın hakkında yalan/sahte haber/bilginin ne hızda üretildiğini ve yayına sokulduğunu gösteren kanıtlarla dolu: Sadece 4 ay içinde (“Kremlin yanlısı” diye tanıttıkları da dahil) yalan/sahte yayın sayısı 7 Nisan’da 8 bine ulaşmış. Bunların arasında öyle saçma sapanları var ki, pes yani: “Korona, eşcinsel evliliklere izin verilmesi sonucudur… 380 Belçikalı, grup seks yaparken virüs kaptılar… Virüs uzaydan gelmiş olabilir…” EUvsDisinfo sitesi sadece korona değil, her türlü yalan/sahte haber/bilgiyi de tek tek saptayıp açıklıyor (https://bit.ly/2RoS25e).
Oxford Üniversitesi İnternet Enstitüsü ile Reuters Gazetecilik Araştırma Enstitüsü, 1 Ocak-31 Mart 2020 döneminde İngilizce medyada salgına ilişkin saptadıkları “kuşkulu” 225 haberin içerik analizini ve doğrulamasını (fact check) yaptılar. Bizde alışıldığı gibi sadece yüzde hesabı değil, daha ileri istatistik yöntem kullanarak, dört dörtlük bir rapor hazırladılar (https://bit.ly/2XJTcfD). Bulgular arasında en ibretlik olanı, “toplumca tanınmış kişilerin” doğru olup olmadığını bilmeden, rastgele yaptıkları paylaşımların etkileri: Yalan/sahte paylaşımların yüzde 20’sini “tanınmış kişiler” (örneğin en tanınmışı Başkan Trump) yapmış, ama bunların sosyal medyada tekrarlanması bütün yalan/sahte paylaşımların yüzde 69’unu oluşturmuş. Sonuç: İnsanlar, tanınmış kişilerin söylediklerine daha çok inanıyor, ne yazık ki…
Korona hakkında yalan/sahte ile doğru bilgi arasındaki ayırımı galiba en başarıyla yapan, galiba Brezilya Sağlık Bakanlığı. Sitesinin “güzelliği”, salgına ilişkin nerede hangi sahte/yalan bilgi/haber çıkmışsa hepsi hakkında yaptığı değerlendirme. Yalan habere kocaman bir kırmızı damga, doğru habere yeşil… Site 2018’den beri faal. O tarihte Korona henüz yoktu, ama yalan/sahtecilik vardı (2016’dan beri). Bakanlık, sağlık ve tıpla ilgili yalan/sahte haberlere kamuoyunu uyarmaya Ağustos 2018’de başlamış. Korona gündeme geldikten sonra Bakanlık, bir de WhatsApp telefon numarası yayınlamış ki vatandaş, gördüğü duyduğu “kuşkulu” haber/bilgiyi bakanlığa bildirsin.
2016’da Trump seçim kampanyası ile başlayan, aynı yıl İngiltere’nin AB’den ayrılma referandumu sürecindeki yalan/sahtecilikle doğan “Alternatif Gerçek Dönemi” dünyaya virüs gibi yayıldı. Korona’ya ilaç arandığı gibi, yalan/sahteciliğe de çare aranıyor: Korona’ya çare bulunur, ama ötekine bulunamaz.
Yine de çare öneren yepyeni bir girişim var: The Syllabus. Bu sözcük İngilizcede “ders çizelgesi/müfredat” anlamına. Girişim, Korona hakkında (aşağıda ayrıntılarını bulacağınız) çok farklı kaynaklardan topladıklarını eleyip inceleyerek biz kullanıcıya doğru, gerçek, sahici veri/bilgi sunuyor. Hem de bedava... 16 Mart’tan 16 Nisan Perşembe sabahına kadar Korona’ya dair 5 bini aşkın kayıtı değerlendirip, dünya kamuoyunun bilgisine açtı (https://bit.ly/2RmkeW5).
Bu hizmeti yapan, bir kurum değil. Bir kişi ve küçük ekibi: Anglosakson medyasında GAFAM olarak bilinen Google, Apple, Facebook, Amazon ve Microsoft’un tekelliğine karşı eleştirileriyle tanınan Evgeny Morozov, Korona konusundaki bilgi kirliliğine karşı “The Syllabus” adını verdiği bilgi havuzunu kurdu. [İngilizce yayınladığı kitapları, makale ve söyleşileriyle bilgi toplumu ülkelerde tanınan Morozov’un Türkçe’ye çevrilmiş “Twitter’dan Sonra Bir Tarih Kaldı mı?” adlı kitabı dışında, adını dünyaya tanıtan, daha önemli iki kitabı Türkçe’de yok. Türkçe altyazılı eski bir videosu için: https://bit.ly/3c6z7nl].
Morozov’un, GAFAM eleştirisi 9 Ocak 2007’de Steve Jobs’un iPhone’u tanıttığı günlerden beri sürüyor. Ama bu, bu yazının konusu değil.
Morozov, mimarisini kendisinin (ve ekibinin) tasarladığı bir yazılım geliştirdi. Bu yazılım, her türlü yazılı, sözlü, görüntülü, sesli kaynakta Morozov’un tanımladığı en az 60 temayı tarıyor. Örneğin, “enerji, post faşizm, aşırı sağ popülizm, teknoloji ve jeopolitik, siber güvenlik, finans, göç, nüfus” gibi temaları… Kaynak demişken, yüzlerce sayfalık kitaplar, uzun gazete makaleleri (bizde örneği kalmayan bir tür), saatlerce süren sesli kayıtlar (podcast) veya video kayıtları… Yazılım, bu temaları sonra (örneğin) şu konulara kümeliyor: Neoliberalizm. İklim Krizi. Demokrasi. Kapitalizm. Ekonomi. Akademik. Kalkınma. Büyüme. Siyaset. Teknoloji. Refah. Beşerî konular (Tarih, coğrafya, edebiyat, kültür, dil, felsefe, sanat, antropoloji gibi) ve daha başkaları. Morozov’un temaları şimdilik sosyal ve beşerî bilimlerle sınırlı. Tıp ve eczacılık az biraz temsil ediliyor.
Morozov’un bilgi havuzuna giren kayıtlar, Korona konusunda son bir ayda yazılıp, söylenip, anlatılanlara bir tür “Biz okuduk, değerlendirdik, doğruluğuna kefiliz” tarzında bir güvence veriyor.
Morozov, ekibiyle veri/bilgiyi eleyip kümeleştirerek (aslında yapay zekânın yaptığını!) listeleyip dünya kamuoyunun kullanımına sunmaya 16 Mart’ta başladı. ABD’de yaşayan iki Türk akademisyenin katkıları da listede: Daron Acemoğlu (24 Mart: Korona, ABD’nin otoriter yönünü açık etti https://fam.ag/3bgN0Q0) ve Dani Rodrik (7 Nisan: Korona yeni bir dünya kurar mı? https://bit.ly/3e7Wkr5).
Morozov Listesi’nde en çok İngilizce olmak üzere Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Rusça kayıt da var. Böylece, örneğin Google’da sıralanma şansı olmayan İngilizce dışındaki diller de The Syllabus’ta temsil ediliyor.
Beyaz Rus kökenli ABD vatandaşı Morozov, zaten dil meraklısı: Rusça ve İngilizce dışında 5 dili iyi, 5 dili de orta halli biliyor. Şimdi de haftada 3 gün birer saat Çince öğreniyormuş. İtalyan eşi Francesca Bria’nın görevi nedeniyle halen Barcelona’da yaşıyor. Bayan Bria, Barcelona şehrinin Baş Teknoloji Sorumlusu (Chief Technology Officer). Barcelona’nın “akıllı şehir” olarak işlemesini sağlayacak uygulamalara karar veren kişinin ünvanı bu. [Barcelona, Avrupa Birliği’nde “akıllı şehir” stratejisini başarıyla oluşturup uygulayan ilk şehirlerdendi. Bu nedenle 2014’te AB’nin ilk
i-Capital (AB İnovasyon Başkenti) ünvanını aldı. Şehrin “akıllılığını” sürdürmesi için bir CTO’su var].
Morozov’un tek amacı Korona hakkında doğru küresel bilgiyi arayıp sunmakla sınırlı değil. Onun hedefi, aslında bir tür “alternatif” Google yaratmak: Google’ın iş modeli tıklanma sayısına ve reklama dayalı. Morozov’un modeli ise “içeriğin anlamlı, doğru ve katma değerli” olmasına bağlı olacak. Bunu kısmen yapay zekâ ile kısmen de “bilgi gücü” ile yapmayı hedeflemiş. Bu “Google” sosyal ve beşerî bilimlere odaklanacak.
Bu iş için, bilim tarihi doktorası yaptığı Harvard Üniversitesi’nin muazzam kütüphanesiyle gayet ilginç bir ortaklık kurmuş. Kütüphanede, hedefine uygun kitapları önceden saptamış. Sonra kütüphane yönetiminin izniyle oraya gide gele bu 10 bini aşkın kitabın “gerekli” sayfalarını dijital tarayarak (scan) bir seçki oluşturmuş. Bütün bu çalışma sırasında sürekli masa başında oturmamak için, gerekirse 12 saat ayakta durmasını sağlayacak özel bir kauçuk tabanlık da yaptırmış kendisine.
Morozov, yazılımı hakkında bilgi vermiyor- haklı olarak. Ama ima ettiği şu: Kitapların en arkasındaki dizin/indeks’te kendi hedeflediği anahtar sözcüklerin, kitapta nerede nasıl kullanıldığına bakarak, o bölümü kopyalıyor. Bu ana ilkesi, makaleler ve diğer kaynaklar için de geçerli. Hele yazılı olmayan sesli, görüntülü kaynaklardan anahtar sözcükleri yakalamak için yazılımı “çok ileri zekâ” olsa gerek.•