Türkiye’de çimento sektörü yıllardır hep fiyat tartışmalarıyla gündeme gelir. Rekabet Kurulu tarafından dönem dönem çimento, hazır beton veya yapı kimyasalları ile ilgili soruşturmalar açar, şirketlerin birlikte fiyat tespit ettikleri veya rekabeti önleyici faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle idari para cezaları verir. Sektör kanadında ise sürekli fiyat tartışmalarıyla gündemde kalmanın sıkıntısı yaşanıyor. Sektör; yeşil dönüşüme uyum, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği ve dijitalizasyon gibi önemli konulara yoğunlaşmış durumda. Sektör temsilcileri, fiyat tartışmaları yüzünden işlerine ve dönüşüme odaklanamamaktan şikayetçi…
Geçtiğimiz günlerde sektörün çatı örgütü Türkçimento’nun Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik ve Türkçimento CEO’su Volkan Bozay ile bir araya geldik. “Sürekli fiyatlar ve baskıyla gündeme gelmek bizi çok rahatsız ediyor” diyen Fatih Yücelik, 6 Şubat depremlerinden sonra sektör olarak fiyatların artırılmayacağı sözünü verdiklerini söyleyerek sözlerine başladı. Haziran ayına kadar ve maliyetler katlanılamaz noktaya gelene kadar fiyat artışı yapmadıklarını kaydeden Yücelik, Yücelik, şöyle devam etti: “Depremden hemen sonra Ticaret ve Çevre bakanlıkları ile istişarelerde bulunduk. Uzun vadeli altyapı ve konut projeleri için ilk yıl 13-15 milyon civarında çimento talebi olacağı söylendi. Çimento konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağını söyledik. Bu bir insanlık, bir devlet meselesidir, maliyetler karşılanamaz duruma gelene kadar zam yapılmayacak diye söz verdik. Verilen söz de sonuna kadar tutuldu. Gururla söyleyebilirim ki sözünde duran ve depremden önceki fiyatını koruyan tek sektör olduk. Mazot 40 TL, dolar 28 TL olmadan önceye kadar...”
“Şu anda bir dairedeki mutfak dolabının maliyeti betonunkinden yüksek”
Fırsatçılık yapan varsa devletin kesinlikle tahammül etmemesi gerektiğini de vurgulayan Yücelik, inşaat içindeki maliyet oranlarının düştüğüne de dikkat çekti. Yücelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnşaat içindeki maliyet oranımız yılbaşında yüzde 4’lerde iken şu anda yüzde 1,5’lara düştü. Basit bir örnek vereyim; 100-120 metrekare bir dairede 70 metreküp beton kullanılır. Şu anda bir evin içerisinde vestiyer veya mutfak dolabının maliyeti betonun maliyetinden daha yüksek. 5 milyon TL’ye satılan bir dairede betonun maliyeti 140 bin TL seviyesinde… Bizim dışımızdaki inşaat kalemleri daha çok arttı. Agrega ortalaması yüzde 135-300 arasında arttı. Betonun fiyatı yüzde 60 artmış. Betonun da üçte ikisi agrega. Şoför maliyeti 20 bin TL idi şu anda 40 bin TL’nin altında değil.
Vinç operatörünün maaşı 150- 180 bin TL civarında.”
“Sektörün zayıflatılmasını değil güçlendirilmesini istiyoruz”
Türkçimento CEO’su Volkan Bozay ise yeşil dönüşümün önemine dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Sektör stratejik bir sektör. Devamlılığı için artık sürekli fiyat ya da baskıyla gündeme gelmemeli. Stratejik olarak öncelikli sektörler arasında yer almalı. Tartışmalardan işimize odaklanamıyoruz. Biz bunlarla uğraşırken yurt dışında önemli gelişmeler oluyor. Avrupa Birliği’nde, ABD’de herkes pozisyon almaya çalışıyor. Bir rüzgar esiyor. Ya biz bu rüzgara kapılıp gideceğiz ya da bu rüzgarı arkamıza alıp sektörü güçlendireceğiz. Biz, sektörün sektörün zayıfl atılması yerine güçlendirilmesini, dönüşüme adapte olmasını istiyoruz.”
“REKABETTE GERİ KALMA RİSKİ VAR, YENİ NESİL TEKNOLOJİLER DESTEKLENMELİ”
Volkan Bozay, sektörde 56 entegre tesis, 21 öğütme bulunduğunu, Türkçilento’nun sektörün yüzde 95’in temsil ettiğini anlattı. Bozay, şöyle devam etti: “Sektörümüz Avrupa’da üretimde ve ihracatta bir numara, dünyada üretimde beşinci, ihracatta ikinci sırada. Sektörün yeşil dönüşüme gitmesi gerekiyor. Ama biz ev ödevimizi yapsak da yol haritamızı çıkarsak da yol kat edemiyoruz. Sektörün üzerine o kadar çok geliniyor ki… Dönüşüm olmazsa önümüzdeki dönemde sektörü kaybetme riski var. Bu da çok ciddi sıkıntı olur, dışa bağımlı hale geliriz. Öte yandan Avrupa’da sürdürülebilirlik çalışmalarına ciddi destekler var. Yeni nesil teknolojilerin bizde de desteklenmesi lazım.Türk firmalarının rekabette geri kalma riski var. Dönüşüm için gerekli yatırımlar çok büyük maliyetler gerektiren yatırımlar ve üreticilerin sadece kendi öz kaynaklarıyla yetebilecekleri yatırımlar değil. Yerli ve yabancı finans kaynakları ile devlet teşviklerinin de önemli bir rol oynaması gerekecek. Yeşil Mutabakat ve düşük karbon hedefleri ülke politikası olarak sürdürüldüğü takdirde, sektörümüzün de önündeki zorlukları aşabilmesi kolaylaşacaktır.”
Deprem bölgesinde her fabrika 30-40 milyon dolar yatırım yapıp araç filosunu yeniledi
Fatih Yücelik, deprem bölgesindeki üyelerinin devletin projeleri yapması ve insanların evine bir an önce girebilmesi için ciddi yatırım yaptığını anlattı ve ekledi: “Bölgede beş fabrikamız var. Her biri 30-40 milyon dolarlık yatırım yapıp araç parkını yeniledi. Bunu daha çok para kazanalım diye yapmadılar. Çadırlarda, konteyner kentlerde yaşayan insanların bir an evvel evlere girmesi için yaptılar. Bir mikser şu anda 5,5-6 milyon TL. Pompalar 15-20 milyon TL civarında. O yatırımların şu anki satış fiyatlarıyla kısa veya orta vadede geri dönmesi imkansız.”