Ya sonra?

Burak DALGIN Dünya Penceresi

İş hayatında eldeki projeleri ve operasyonları tamamlamaya öyle odaklanıyoruz ki, kritik bir adımı genellikle atlıyoruz: süreç sonrası değerlendirmesi. Oysa kapsamlı bir performans analizi, doğru bir iletişim ve gerçekçi bir yol haritası, başarı için elzem.

PERFORMANS ANALİZİ. Post-mortem (ölüm sonrası raporu) iş hayatında nadiren kullanılıyor. Halbuki, gerek başarılı olan, gerekse iyi gitmeyen yatırımlar/ projelerden sonra sistemli bir değerlendirme yapmak ‘öğrenen organizasyon’ olabilmek için şart. Bu çerçevede, her önemli işten sonra üç ana soru sormanızı öneriyorum: (i) sürdürmemiz gereken doğrularımız neler?; (ii) tamamlamamız gereken eksiklerimiz neler?; ve (iii) düzeltmemiz gereken yanlışlarımız neler?

Bunu yaparken üç konuya dikkat etmenizi öneririm. Birincisi, geniş bir katılım; yani sadece çalışanlar değil, tedarikçiler, müşteriler ve yatırımcıları da kapsamak. İkincisi, rasyonel bir zemin; yani ‘bana göre’ gibi kişisel kanaatlere veya anekdotlara değil, verilere yaslanmak. Üçüncüsü, spesifik seviyede müzakere; yani ‘daha çok kâr etmeliyiz’ gibi genel geçer ifadeler yerine ‘nakliyeyi kendimiz yapmayı bırakıp dışarıdan hizmet olarak satın almalıyız’ gibi önerileri konuşmak.

İLETİŞİM. Ele aldığımız sürecin (satın alma, ihale teklifi, yeni yatırım) tamamlanmasından sonra firma içinde (ve gerekirse firma dışında) doğru bir şekilde kendinizi ifade etmek çok önemli. Zira bu belirsizliği ortadan kaldırıyor, paydaşlarınızın muhtemel kaygılarını azaltıyor ve piyasanın sizden beklentilerini şekillendirmenize imkân sağlıyor. Bunu yapmazsanız, kendinizi doğru-yanlış pek çok hikâyenin ‘kahramanı’ olarak buluvermeniz kaçınılmaz!

Bunu yaparken iki konuya dikkat etmenizi öneririm. Birincisi, iletişimin doğru, yalın, uygun mecralarda ve makul frekansta yapılması (bunları bir gün ayrı bir yazımızda ele alalım). İkincisi, söylediklerinizle yaptıklarınız arasında tutarlılık olması. Üç kıtada, yirmi yılı aşan profesyonel hayatımda tekrar tekrar gördüm ki tutarsızlık müthiş hızlı bir şekilde hissediliyor.

YOL HARİTASI. Durumu analiz ettikten ve paydaşlarınızın en azından ilk beklentilerini şekillendirdikten sonra yol haritanızı belirlemeniz ve ona göre adımlar atmanız gerekir. Mesela, yeni çıkardığınız bir üründe iddialı olduğunuzu belirtiyorsanız, güçlü bir reklam kampanyası ile bu sözünüzü desteklemelisiniz. Mesela, yeni teknolojilere yatırım yapacağınızı ilan ettiyseniz, uygun kabiliyetlere yatırım yaptığınızı göstermelisiniz. Mesela yurtdışı tecrübe eksiği yüzünden bir ihale kaybettiyseniz hızla bir ihracat hamlesine koyulmalısınız.

Bunu yaparken iki konuya dikkat etmenizi öneririm. Birincisi, zaman. Hangi tarihte, hangi hedefe ulaşmayı planlıyorsunuz? Yeni ürün ne zaman raflarda olacak, ilave üretim hattı ne zaman devreye girecek, yurtdışından ilk müşteri ne zaman bulunacak? İkincisi kaynak. Bunları gerçekleştirmek için ihtiyacınız olan fiziki, mali ve insan kaynağına sahip misiniz? Değilseniz nasıl değişiklikler/ eklemeler yapmanız gerekecek? Zira, zaman ve kaynak sorularını net şekilde yanıtlamayan bir yol haritası, bir temenniler manzumesi olmaktan öteye gidemez.

Hepinize entegre ve başarılı süreçler işlettiğiniz bir hafta diliyorum.

Tüm yazılarını göster