Para Politikası Kurulu’nun 22 Ekim’de yaptığı toplantıdan sonra yayınlanan duyurunun sondan bir önceki paragrafı -ki ‘kıssadan hisse’ kısmıdır- şöyle bitiyor: “Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.”
TCMB 28 Ekim’de yılın son enflasyon raporunu yayınlandı ve alışıla geldiği gibi TCMB Başkanı enflasyon raporuna ilişkin bir bilgilendirme toplantısı düzenledi. TCMB, ayrıca, her ay enflasyon açıklandıktan sonra enflasyondaki gidişatı değerlendirdiği bir not yayınlıyor. Enflasyona ilişkin bir de hedef belirleniyor: Yasaya göre hükümet ile birlikte belirlenen bir yıl sonrasının enflasyon hedefi biten yılın sonunda açıklanıyor. Öte yandan, finansal istikrar görevi çerçevesinde yılda iki kez finansal istikrar raporu yayınlanıyor.
Tüm bunlar aslında enflasyon hedeflemesi uygulayan merkez bankalarının yaptıkları işler. 2006 başında enflasyon hedeflemesi rejimine geçilmeden önce -2005 yılında- tüm bu raporların, duyuruların ve açıklamaların içeriklerinin nasıl olması gerektiği üzerinde yoğun çalışmalar yapıldı, başka ülke örnekleri incelendi. Keza, faiz koridoru sistemi de enflasyon hedeflemesi uygulayan merkez bankalarının kullandıkları bir sistem. TCMB de bu sistemi örtük enflasyon hedeflemesi uygulamaya başladığı 2002 yılından beri kullanıyor. Ayrıca, temel (çekirdek) enflasyonu ölçmek için hesaplanan fiyat endeksleri, TCMB’nin talebi üzerine TÜİK tarafından yayınlanmaya başlandı. Zira enflasyon hedeflemesi rejimi için önemliydiler. Enflasyon hedeflemesi rejiminin özünde, merkez bankalarının temel politika araçlarının enflasyondaki gidişat ile enflasyon arasındaki farka göre kullanılması var. Mesela, azımsanmayacak bir süre enflasyonun belirgin biçimde hedefin üzerinde seyredeceği öngörülüyorsa, politika faizinin yükseltilmesi gerekiyor. Faiz değişikliklerinin (bir işe yaramaları için) gerekçeleri ise duyurularda net biçimde anlatılabilmeli. Bu netlik büyük ölçüde sadelik ile mümkün. Yani, farklı faizlerden günlük değişen oranlardan değil tek bir faizden piyasayı fonlamak gerekiyor. Öyle ya, o zaman neden para politikası kurulu toplantıları sonrasında politika faizi açıklansın ki. Ayrıca, enflasyon hedeflemesi uygulayan bir merkez bankasının bağımsız olması gerekiyor. Bir kur hedefi olmamalı ve kura sadece çok olağandışı koşullarda müdahale etmeli o merkez bankası. Falan.
Yukarıda belirttiklerim enflasyon hedeflemesinin temel taşları. Böyle bakınca TCMB’nin enflasyon hedeflemesi uygulamadığı açık. Peki, uygulamak zorunda mı? Değil elbette. Ama uyguluyormuş gibi yapmamalı da. Hadi, öyle yapmadığını kabul edelim. O zaman, fiyat istikrarına ve finansal istikrara en önemli duyurularında özel vurgu yapan bir merkez bankasının ‘çılgın’ bir kredi artışına sesiz kalmasına, faizin uzunca bir süre enflasyon beklentilerinin altında seyretmesine izin vermesine ve döviz piyasasına örtük müdahaleler yapılmasına aracı olmasına ne diyeceğiz? Fiyat istikrarını ve finansal istikrarı böyle sağlamak mümkün mü? O duyuruların ne anlamı kalıyor o zaman?
Düzeltme: Salı günkü yazımda İskoçya’daki gölün ismini yanlış yazmışım. Doğrusu LochNess’ olacak.