Okumaya başladığınız yazı ile birlikte dördüncü haftada da benzer gibi görünen bir tema üzerinden ilerleyeceğiz. Ancak, bu, sizi sıkmasın. Aksine, bazen, bazı şeyleri, önden bilmeye çalışmak, kafa yormak gibi kavramlardan zarar gelmiyor. Aksine faydalı oluyor. Üstelik sağlamasını yapmak için de fırsat oluyor. Neyi, nerede, ne kadar yanlış yaptık diye hesap kitapta zorluk çekmiyoruz.
Yabancı olmadığınız üzere Ekim ayının yazılarında ağırlıklı global sıkılaşma dalgasında sona yaklaşma ihtimali üzerine sesli düşünmeye çalıştık. Yukarıda yer alan “havalı” başlıktan da anlayabileceğiniz üzere, biraz karmaşık bir noktada yer alıyor olabiliriz. Neden? Gelin basit bir örnek ile anlatmaya çalışalım.
Hikayeyi araba sürmek üzerinden şekillendirelim mi? Bence tam uyabilir. Hızlı giden bir araçta direkt frene basmak mı daha zararlıdır yoksa vitesi küçülterek yavaşlamak ancak belirli bir hızda gitmeye devam etmek mi? Siz sormadan ben kendi kendime yanıtlamaya çalışayım; gideceğimiz yol bittiyse eğer elbette frene basıp durmak. Peki, ya yol bitmediyse? Gitmek zorunluluğu korunuyorsa?
Araba için Fed’i düşünelim. Şoförümüz de Başkan Powell olsun. Ne eksik? Yol. Bunun için de “enflasyon” tanımlaması yapalım. Aracımız son hız gidiyor mu? Evet. Üstelik kendi ezberlerinin de ötesinde bir hızla. Her ne kadar başlangıç şimdilerdeki hızda olmasa da yürüyen aksanı gayet sağlam olan Fed için hızlanmak pek sorun olmadı. Öyle ki arkasından gelen diğer araçlar yetişmekte güçlük çektiler. Ama denediler. Doğruya doğru. Mesela kim gibi? ECB gibi. Ya da RBA, BOC gibi örneklerle kümeyi genişletmek gibi.
Şimdi yol henüz bitmedi. Neden? Enflasyonda ivme kaybını görmedik de ondan. Aralarda veriler nezdinde aylar bazındaki hikayeler kaynaklı dalgalanma olsa da henüz ikna edici noktada değiliz. Yani, yola devam ediyoruz. Bu nedenle aracımız da ilerlemeye devam edecek. Direksiyondaki isim olan Başkan Powell için de gaz pedalının pozisyonunda değişiklik yok. Hafta ortasındaki FOMC toplantısından da fonlama oranı aralığının +75bp yukarı çekilmesi bekleniyor. Böylelikle alt ve üst bant için yeni rakamlarımız %3.75-4.00 olarak şekillenecek.
Bu esnada dikiz aynasından arkadan gelenlere de bakmalı. Öyle ya yolculukta yalnız değiliz. Yakın zaman içerisinde Avustralya’dan gelen ilk vites düşürme mesajını uzak olmayan sürede Kanada nezdinde de takip ettik. En son ve en yakın aracımız olan ECB de Perşembe günü bu minvalde somut adım atmasa da Aralık ayı için büyümedeki belirsizlik ve ivme kaybını işaret ederek kısmen iletişim sağladı. Bu nedenle +75bp faiz hamlesine rağmen EUR değer kaybetti. Üstelik spekülatörler uzun yönlü EUR pozisyonlanmalarını Temmuz 2021’den bu yana en yüksek düzeyde gerçekleştirirken.
Biz yine ana aracımıza dönelim. Listemize tekrar göz atalım; yol bitmiş miydi? Henüz değil ve muhtemelen 2023 ortalarına dek de –en iyi ihtimalle- devam edecek gibi duruyor. Zira ABD ekonomisi güçlü pozisyonda kalmaya devam ediyor. Biraz istihdam piyasasında ivme kaybı görür gibi olsak da o kısım için de net olamıyoruz. Bir ihtimal aşamasındayız. Ne diyorduk? Aniden frene basmak mı vitesi küçültmek mi? Sanki ikinci senaryo daha mantıklı duruyor gibi. O nedenle belki de son 10 yılın en kritik Fed iletişimi noktasında olabiliriz. Masanın her iki tarafında yer alan, gelişmişinden gelişmekte olanına dek geniş kümedeki herkes Fed Başkanı Powell’ın cümle yapılarına, o cümleleri kurarken tercih edeceği kelimelere, yüz ifadelerine ve aklından geçenlerin ne kadarını anlatacağına odaklanacak. Buna da kusura bakılsa da bakılmasa da modern merkez bankacılığı iletişimi deniyor. Meraklısı için iyi örnekleri de sınırlı başarısız olanları da mevcut.
Net/net kritik bir virajdayız. Sıkılaşmanın liderliği gibi vites düşürmenin liderliği de Fed’de olur mu? Yoksa Fed ile dünyanın geri kalanı ayrışır mı? Sahi ayrışınca başta USD olmak üzere fiyatlamalar ne yöne veriliyordu? ABD’de izlediğimiz 3Ç bilançolarında ciddi zayıflamalarla karşılaşmadık ama gelecek dönem beklentilerinde aşağı yönlü revizyonların yarattığı stresi yakından hissettik. Aynı durum BIST cephesi için de geçerli. Güçlü gelen banka bilançolarına karşı piyasanın verdiği tepki gelecek döneme dair beklentileri fiyatlama isteğine işaret ediyor. Keza sanayi kesimi için de belki de en iyi çeyrek ve sonrası noktasındayız.