2014-2020 döneminde Ericsson Türkiye ve İngiltere’de görev yapan Levent Özbilgin, 2020’de Microsoft Türkiye Genel Müdürlüğü görevi teklifi aldığında şöyle düşündü:
- 30 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren Microsoft, Türkiye’de sadece “pazarlama, satış, servis” hizmeti veren bir kurum olarak biliniyor. Bu imajı değiştirmeyi hedefe koymam lazım.
Şu noktayı irdeledi:
- Microsoft, bulunduğu ülke ile birlikte büyüdüğünü o ülkedeki insanlara hissettirecek adımlar atmalı.
Levent Özbilgin, 5 Ekim 2020’de Microsoft Türkiye Genel Müdürlüğü görevine başladığı gün bir haber çıktı:
- Microsoft, Yunanistan’da veri merkezi kuracak.
Hemen yorumlar başladı:
- Microsoft, veri merkezini Türkiye yerine Yunanistan’da kuruyor.
Bu duruma açıklık getirmeye çalıştı:
- Yunanistan’da veri merkezi kurulması Türkiye ile ilgisi olmayan bir karar.
Microsoft’un Türkiye’de bir süredir Ar-Ge Merkezi kurma hazırlığında olduğunu anımsattı:
- Microsoft, 3 yıl önce Türk yazılım şirketi Citus Data’yı satın almıştı. Citus Data bünyesinde işe alımlar vardı. Ayrıca Ar-Ge merkezi kurmak için hazırlıklara başladık.
Özbilgin’le geçenlerde buluştuk, Microsoft’un Türkiye ile ilgili plan ve projelerini konuştuk. Ar-Ge merkezine değindi:
- Ar-Ge merkezleri için “yerinde teşvik” olmalı. Bu, bizim gibi şirketlerin Ar-Ge merkezleri açısından önem taşıyor. Çünkü, pandemi başladığından beri ofise gitmiyoruz. Bizim Ar-Ge ekibimizin de evden çalışması söz konusu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın teşvik alan merkezlerin çalışma temposunu, neler yaptığını görmek için “kart basma” zorunluluğunu uygulamada tuttuğunu belirtti:
- Pandemi döneminde uygulama ertelemeleriyle durum idare ediliyor. Ancak, Ar-Ge merkezleri için uzaktan çalışabilmeye kalıcı olarak izin verilmesi iyi olur.
Ar-Ge merkezi kurmak üzere başvurularını yaptıklarını kaydetti:
- Bakanlığın hakem heyeti incelemelerini yapıyor. Biz de ilk aşamada 50 kişilik Ar-Ge kadrosunun çalışabileceği mekan hazırlıklarımızı tamamlıyoruz.
Microsoft’un Türkiye’de veri merkezi kurmayı düşünüp düşünmediğini merak ettim, anlattı:
- Elbette düşünüyoruz. Veri merkezi kurma konusunda da Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile görüşüyoruz.
Veri merkezi ile ilgili tereddütleri anımsattım:
- Türkiye dahil birçok ülkenin “Verilerimiz ülkemizde kalsın” titizliği var. Bu konuda garanti vermek mümkün müdür?
Şu yanıtı verdi:
- Bu konuda garanti verebilecek en önemli adres Microsoft’tur.
Kurulacak veri merkezinin yatırım boyutunu öğrenmek istedim, Yunanistan’ı örnek gösterdi:
- Yunanistan’daki yatırım büyüklüğü 1 milyar dolar olarak açıklandı.
Ardından ekledi:
- Türkiye’de İstanbul, İzmir ve Ankara’da 3 merkez kurmak söz konusu olur. Çünkü, yedeklemenin yapılması gerekiyor. Daha sonra sayı artabilir. Tahmin ediyorum Türkiye’deki veri merkezi projemiz 8 milyar dolarlık bir yatırım değerine ulaşır.
Veri merkeziyle ilgili şu iddialı hesabı da ortaya koydu:
- Microsoft grubuna ait Azur’un Türkiye’de veri merkezi kurması, ekonomiye 10 yılda 100 milyar dolarlık kaldıraç etkisi yapar.
8 milyar dolarlık “yatırım değeri”, 100 milyar dolarlık “kaldıraç etkisi” söz konusuysa Microsoft’un önünü bir an önce açmak iyi olur değil mi?
Türkiye, Microfost MEA’daki 30 ülke arasında öne çıkıyor
MICROSOFT Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, Türkiye’nin teknoloji iştahının çok güçlü olduğunu belirtti:
- Türkiye, pandemi döneminde yakaladığı dijital dönüşüm hızı ile de adından söz ettiriyor.
Bu döneme ilişkin bazı verileri paylaştı:
- “Bulut” pazar payımızı bir yılda yüzde 39’dan 50’ye taşıdık.
- Teams aktif kullanım oranlarında yüzde 54 artış yakaladık, İsrail’den sonra en çok sanal toplantı gerçekleştiren ikinci ülke Türkiye oldu.
- Geçen yıl temmuz ayından buyana Microsoft 365 satış adedi yüzde 93 arttı. Bu oranla MEA (Ortadoğu ve Afrika) bölgesinde Türkiye birinci oldu.
- Türkiye, “bulut” cirosunda MEA’daki 30 ülke arasında 5’inci sırada.
Bu performans sayesinde Microsoft’un Türkiye’ye yatırımlarının arttığının altını çizdi:
- İki yıl önce MTC ile başlayan yatırım trafiği Equinix/TT anlaşması, MTC Perakende Odası, MESS Üretim Teknolojileri Merkezi ile hız kazandı.
Türkiye’nin inanılmaz teknoloji potansiyeli var
MICROSOFT Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, dijital dönüşümünü tamamlamaya çalışan şirketlerin 3 ana başlıkta eksiklikler yaşadığını araştırmalara dayanarak ortaya koydu:
- Kurumsal kültür bilinci, çalışan zihniyeti, davranış seti…
Şu veri üzerinde durdu:
- Çalışanların yüzde 69’u kurumlarını dijital dönüşümde başarılı kılacak kültürel bilince sahip değil. Yüzde 87’si değişimi kucaklayacak gelişim zihniyetine açık değil. Yüzde 90’ı dijital dönüşümü yürütecek kabiliyet ve becerilerden yoksun.
Ardından ekledi:
- Bu dönüşüm rüzgarını iyi yönetmek için elimizi taşın altına koymalıyız.
Dijital dönüşümün iş modeli olarak yeterince benimsenmediğinin altını çizdi:
- Oysa Türkiye’nin inanılmaz bir teknoloji potansiyeli mevcut. Genç nüfus, start-up ekosistemi, Facebook, Instagram, Twitter’da dünya standartlarının üstünde kullanım oranları. Bunlar teknolojiyi benimsemeye açık yapıyı gösteriyor.
‘Bulut’, KOBİ’ler için teknolojiyi demokratikleştiriyor
MICROSOFT Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, Türkiye’deki şirketlerde dijitalleşme konusunda büyük heves ve vizyon olduğunu gördüklerini bildirdi:
- Ancak, kimi zaman bilinmeyen bir alana adım atmanın tedirginliği, kimi zaman da teknik konulardaki yetersizlikten kaynaklanan bir çekimserlik görüyoruz.
Bu engelleri aşmanın yolunu gösterdi:
- İş gücünün dijital yetkinliğini artırmak, dijital dönüşüm yolculuğuna birlikte çıkılan iş ortaklarına güvenmek.
Türkiye’de 500’ü aşkın kurumsal, 30 binin üzerinde KOBİ’ye hizmet verdiklerini kaydetti:
- “Bulut bilişim”, KOBİ’ler için teknolojiyi demokratikleştiriyor. Dev kurumların kullandığı teknolojilere erişebiliyorlar.
Ardından şu noktanın altını çizdi:
- Microsoft Partner Network kapsamında Türkiye’de 2 binden fazla iş ortağımız ve Microsoft For Start-Up programıyla desteklediğimiz 1000’i aşkın yazılım evi mevcut.