Vergi yargısında 2024’ün ölçütleri

Bumin DOĞRUSÖZ HUKUKA GÖRE

Genelde İdari yargıda, özelde vergi yargısında sistem bazen tek dereceli, bazen iki, bazen üç dereceli olarak çalışmaktadır. En altta idare ve vergi mahkemeleri, üzerinde ise istinaf mahkemeleri yer almaktadır. Sistemin en üstünde ise temyiz mercii olarak Danıştay bulunmaktadır. Sistemde idari yargı mercileri hep kurul olarak örgütlenmiş olmakla birlikte, bu yargı manzumesinin en altında bulunan vergi mahkemeleri küçük rakamlı davalara tek hâkimli olarak bakmaktadır.

İdari yargı manzumesi içerisinde gerek tek hâkimle bakılacak davaların sınırı gerek mahkemeden istinafa, oradan da temyize geçişte sınırlar, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda dava konusu miktara göre belirlenmiştir.

Öte yandan İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ek 1. maddesinde; “Bu kanunda öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmü yer almıştır. Bu düzenlemeye göre 2023 yılı sonu itibariyle açıklanan %58,46 oranındaki yeniden değerleme oranına göre 2024 değerlerini yeniden hesaplamak gerekmektedir.

Söz konusu ek 1. maddeye göre 2024 yılında vergi mahkemelerinde tek hâkimle bakılacak davalarda sınır 270 bin TL olacaktır (2023 yılında 171 bin TL idi). Dava konusunun bu tutarı aşması halinde vergi mahkemeleri, davaya heyet halinde bakmak durumunda olacaklardır.

Vergi mahkemelerinde duruşma yapılması, tek hâkimli vergi mahkemelerinde talep edilse dahi mahkemenin gerek görmesine, heyet halinde vergi mahkemelerinde ise talep edilmişse zorunludur. Dolayısıyla talep halinde zorunlu duruşma yapılması, konusu 2024 yılında 270 biin lirayı geçen davalar için zorunlu olmaktadır. Ancak bu sınırla bağlı olmaksızın mahkeme, talep edilmemiş olsa dahi, gerek görürse her zaman duruşma yapabilir.

Tek hâkimle bakılacak davalarda verilen kararlardan, 2024 yılında konusu 31 bin TL’yi geçmeyenlerde verilen kararlar kesin olacaktır (2023 yılında 20 bin TL idi). Bir başka deyişle konusu 31 bin TL’yi geçmeyen davalarda verilen kararlara karşı istinaf ve/veya temyiz yolu kapalıdır. Konusu 31 bin TL’yi geçen davalarda ise vergi mahkemesi kararlarına karşı istinaf yolu açık olacaktır.

İstinaf mahkemelerince 2024 yılında verilen kararlardan, konusu 920 bin TL’yi geçmeyen davalara ilişkin olanlar kesin nitelik taşıyacak ve temyiz yolu kapalı olacaktır. Konusu 920 bin TL’yi geçen davalarda ise istinaf mahkemelerince verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurmak mümkün olacaktır (Bu sınır 2023 yılında 581 bin TL. idi).

Bu sınırlar önce, davaların açılış tarihine göre yaşama geçmektedir. Yani davaların açılış tarihinde geçerli tutarlara göre davaya tek hâkimin mi yoksa heyetin mi bakacağı belirlenmektedir. Bu nedenle 2023 yılında açılmış davalarda, 2023 yılına ilişkin parasal sınırlar uygulanacaktır. Örneğin 20 Aralık 2023 günü tebliğ edilen, vergi ve ceza toplamı 280 bin lira olan bir vergi/ceza ihbarnamesine karşı 27 Aralık günü dava açılırsa heyet halinde, 3 Ocak günü dava açılırsa tek hâkimli vergi mahkemesi davaya bakacaktır.

Buna karşılık tek hâkim kararlarının kesin olup olmadığına veya istinaf mahkemesi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilip gidilemeyeceği konularında ise karar tarihinde geçerli parasal sınırlar dikkate alınmaktaydı. Ben de her yıl vergi yargısının parametrelerini köşemde aktarırken bunu; “Bu sonuç ise tabii hâkim ilkesine ve dolayısıyla Anayasaya aykırıdır. Öte yandan yeniden değerleme oranının belirleniş formülüne göre yıllık enflasyonu temsil etmediği, yürütme tarafından belirlenen değerler olduğu da açıktır. Bu nedenle uygulamayı Anayasal ilkeler açısından yerinde görmek kanaatimce mümkün değildir.” şeklinde eleştirmekteydim. Nihayet Anayasa Mahkemesi daha önce aktardığım temyiz sınırlarına ilişkin iptal kararında bu hususu da eleştirerek iptal kararı vermiştir. Ancak bu kararın 9 ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülmekle birlikte, bildiğim kadarı ile istinaf mahkemeleri şu anda kararlarının kesin olup olmadığını veya temyiz yolu açık olup olmadığını belirlerken, karar tarihini değil, davanın açılış tarihindeki parametrelere göre karar vermektedirler.

Yine Anayasa Mahkemesi, istinaf mahkemelerince vergi mahkemelerince verilen karar kaldırılarak yeniden ve ilk derece mahkemesinden farklı yönde yeni bir karar oluşturulan hallerde temyiz yolunun açık olması gerektiğine işaret etmiştir. Kanun maalesef bu konuda temyiz yolunu -rakamsal sınırlama dışında- kapatmıştır. Bu hususun yanlışlığına daha önce zaten işaret etmiştim. Tekrar aynı detaylara girmeyeceğim. Ancak bu konunun da mutlaka bir kanun değişikliği ile düzeltilmesi gerekmektedir.

Bu sınırlar uygulanırken dava konusu olarak, toplam dava tutarlarına bakılması gerektiğini de hatırlatalım. Örneğin tarh işlemi aleyhine açılmış davalarda dava konusu vergi ve cezanın toplamına, ödeme emrine karşı açılan davalarda dava konusu vergi, ceza ve gecikme faizi toplamına bakmak gerekmektedir.

Tüm yazılarını göster