Ahmet Arslan
Ekonomi yönetiminin kaynak arayışında olduğu son dönemlerde vergilere ilişkin olarak yapılması öngörülen yasal düzenlemeler arasında vergi muafiyet ve istisnalarının yani vergi harcamalarının gözden geçirilmesi de bulunmaktadır.
Vergi harcaması kavramı; en genel anlamda “devletlerin gelir toplamını azaltan, standart vergi sisteminden ayrılan ayrıcalıklar, indirim veya istisna ve muafiyetler” olarak tanımlanabilir. Bu anlamda vergi harcamaları; alınmasından vazgeçilen gelir olarak da ifade edilebilir.
Vergi sistemimizdeki gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi ve diğer bazı kanunlarda (özel kanunlarda) potansiyel olarak vergi harcaması niteliği taşıyan düzenlemeler bulunmakta olup, söz konusu düzenlemeler “Vergi Harcamalarının Kanuni Dayanaklarına İlişkin Liste” başlığı altında yılı bütçe kanununa ekli olarak TBMM’ye sunulmaktadır.
Örneğin, 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’na ekli söz konusu listede çeşitli vergi kanunları ile özel kanunlarda yer alan toplam 642 adet vergi muafiyeti ve istisnası bulunmaktadır.
2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda vergi harcamalarının toplam tutarı aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde öngörülmüştür.
Tablo 1: Vergi Türleri İtibarıyla Toplam Vergi Harcaması Tahminleri
Kanun Adı 2024 Yılı 2025 Yılı 2026 Yılı
Gelir Vergisi Kanunu 1.006.274.058.883 1.249.815.640.569 1.434.138.579.370
Kurumlar Vergisi Kanunu 657.044.389.616 837.108.722.670 989.705.369.822
Katma Değer Vergisi Kanunu 342.277.914.436 431.342.613.374 493.850.779.055
Özel Tüketim Vergisi Kanunu 61.757.513.627 74.210.273.913 84.219.036.258
Diğer Kanunlar 143.021.672.458 185.204.352.796 220.720.620.791
TOPLAM 2.210.375.549.020 2.777.681.603.321 3.222.634.385.296
Tabloda görüldüğü üzere, 2024 yılında vergi muafiyet ve istisnalarından dolayı alınmasından vazgeçilen vergi geliri tutarı 2.2 trilyon TL olup, vergi türü itibariyle en yüksek vergi harcaması gelir vergisine ilişkin bulunmakta, onu kurumlar vergisi izlemektedir.
Aynı yılda toplanması öngörülen gelir vergisi tutarı yaklaşık olarak 1.2 Trilyon TL olup, vergi muafiyet ve istisnalarından dolayı alınmasından vazgeçilen gelir vergisi tutarı neredeyse toplanan vergi tutarına eşit bulunmaktadır. Benzer durum kurumlar vergisi açısından da söz konusudur.
Öte yandan, vergi iadeleri yani mükelleften alınan verginin kanundaki muafiyet ve istisnalar nedeniyle mükellefe geri verilmesi de bir nevi vergi harcaması niteliğindedir.
2024 yılı bütçesinde mükelleflere red ve iade edilmesi öngörülen vergi tutarları vergi türleri itibariyle aşağıdaki tabloda gösterildiği şekildedir.
Tablo 2: Vergi İadeleri
2024 Yılı 2025 Yılı 2026 Yılı
RED VE İADELER 947.395.195.000 1.212.107.919.000 1.422.824.425.000
Vergi Gelirleri 927.868.970.000 1.185.499.987.000 1.389.900.469.000
Gelir ve Kazanç Üzerinden Alınan Vergiler 56.350.963.000 76.267.717.000 93.938.475.000
Mülkiyet Üzerinden Alınan Vergiler 370.496.000 514.152.000 634.443.000
Dahilde Alınan Mal ve Hizmet Vergileri 863.248.214.000 1.098.291.672.000 1.282.444.281.000
Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi 844.005.000.000 1.074.881.301.000 1.255.805.738.000
Özel Tüketim Vergisi 5.853.652.000 7.821.562.000 9.333.354.000
Özel İletişim Vergisi 13.125.609.000 15.259.036.000 16.912.502.000
Uluslararası Ticaret ve Muamelelerden Alınan Vergiler 2.272.847.000 2.831.471.000 3.288.528.000
Gümrük Vergileri 2.038.675.000 2.541.210.000 2.948.806.000
İthalde Alınan Katma Değer Vergisi 205.328.000 254.413.000 298.124.000
Damga Vergisi 2.330.356.000 3.037.095.000 3.668.492.000
Harçlar 3.074.721.000 4.326.670.000 5.683.407.000
Başka Yerde Sınıflandırılmayan Vergiler 221.373.000 231.210.000 242.843.000
Tabloda görüldüğü üzere, 2024 yılında mükelleflere red ve iade edilmesi öngörülen toplam vergi tutarı yaklaşık olarak 947 milyar TL düzeyinde bulunmaktadır. Vergi türü itibariyle en fazla vergi iadesinin yaklaşık olarak 844 milyar TL ile KDV’ye ilişkin bulunması beklenmektedir. Vergi iadeleri vergi istisnalarından kaynaklanmaktadır.
KDV’de kısmi istisna ve tam istisna olmak üzere 2 türlü istisna türü bulunmaktadır. Kısmi istisnada satıcı malı teslim ettiğinde KDV hesaplamamakta ve fakat söz konusu mallar için yüklendiği KDV’leri indirememektedir. Tam istisnada ise satıcı hem teslimde KDV hesaplamamakta hem de yüklendiği KDV’yi istisna nedeniyle indirim konusu yapabilmekte ve indiremediği bir KDV bulunması halinde ise indiremediği KDV’yi iade alabilmektedir.
2024 yılında toplanması öngörülen toplam KDV (dahilde ve ithalde) tutarı 3.3 Trilyon TL olup, iade edilmesi öngörülen vergi tutarı söz konusu tutarın dörtte birine denk gelmektedir. İade edilecek KDV “dahilde alınan KDV”ye ilişkin olup, söz konusu vergi kalemine ilişkin iade tutarı (844 Milyar TL) ise toplanması öngörülen KDV tutarının (1,67 Trilyon TL) yarısını bile aşmaktadır.
Söz konusu iade tutarının bu denli yüksek olmasında kayıtdışı ekonomi ile vergi indirimi ve iadesi müessesesinin mükellefler tarafından kötüye kullanılması (sahte fatura, hayali şirket, hayali ihracat vb. yollarla) ve vergi denetimindeki zaafiyetin önemli bir etkisi bulunmaktadır.
Mükelleften toplanan tutarın yarısından fazlasının mükellefe iade edildiği bir vergi sistemi mali kayıp, kırtasiyecilik, iş yükü, zaman kaybı ve bazı meslek mensupları için rant yaratmaktan öteye geçememektedir. Bu nedenle, daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi ülkemizde KDV’nin topyekün kaldırılarak yerine ABD’de olduğu gibi iade ve indirim müessesesinin bulunmadığı makul oranlı (%3-%5) bir satış vergisi (sales tax) sisteminin getirilmesi ve bu anlamda halihazırda bazı ulaşım hizmetlerinde uygulanan hasılat esaslı vergilendirmenin tüm mal ve hizmetlere teşmil edilmesi gerekmektedir.
Sonuç
Vergi sisteminde muafiyet, istisna, indirim ve iadelerin bulunması kamu yararına ilişkin olarak bazı faaliyet ve mükelleflerin desteklenmesi açısından gerekli ve önemli olmakla birlikte gelinen noktada vergi sistemimizde yer alan muafiyet ve istisnaların sayısı ve tutarı verginin etkinliğini azaltan ve vergide adaletini zedeleyen noktaya ulaşmıştır.
Özellikle toplanan verginin yarısını aşan KDV iadeleri mali kayıp, kırtasiyecilik, iş yükü, zaman kaybı ve bazı meslek mensupları için rant yaratmaktan öteye geçememektedir.
Bu nedenle, özellikle gelir vergisi ve kurumlar vergisinde topyekün muafiyet ve istisna sağlamak yerine “az kazananın az, çok kazananın çok vergi ödemesi” prensibinin benimsenmesi, bazı gerçek veya tüzel kişilere (kamu kurumları, dernek ve vakıflar vb.) sağlanan vergi muafiyetleri ile bazı gelir unsurlarına sağlanan istisnaların (esnaf muafiyeti, basit usul vb.) kaldırılması ve mali kayıp, kırtasiyecilik, iş yükü, zaman kaybı ve bazı meslek mensupları için rant yaratan KDV’ye ilişkin indirim ve iade müessesesinin yeniden düzenlenmesi ve hatta KDV’nin topyekün kaldırılarak yerine satış vergisi (sales tax) sisteminin getirilmesi ve bu anlamda halihazırda bazı ulaşım hizmetlerinde uygulanan hasılat esaslı vergilendirmenin tüm mal ve hizmetlere teşmil edilmesi gerekmektedir.
Vergide muafiyet ve istisnaların rasyonel seviyeye indirilmesi suretiyle vergide adalet ve eşitlik sağlandığı takdirde mükelleflerin vergiye uyumunda ve dolayısıyla vergi hasılatında iyileşme sağlanacaktır.