Vergi harcaması: Nam-ı diğer vazgeçilen vergiler

Hakkı Sayan
Vizyon Şirket Ortağı, Yeminli Mali Müşavir

Yeni bir mali yıla başladık. Bütçe, Meclis’te kabul edilerek yasalaştı. Yürütme erki, bir yıl boyunca vergi toplama ve bu vergileri harcama yetkisini almış oldu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe görüşmelerinin devam ettiği o günlerde verdiği bir beyanatta “2024 yılında 2,2 trilyon TL vergiden vazgeçiyoruz…” ifadesini kullanınca zihnimde bu yazıyı kaleme alma fikri doğdu.

Bakanın konuşmasında, vazgeçilen vergiye, vergi harcaması denildiği peşi sıra söylenmiş olsa da kavramın tam olarak neyi ifade ettiği konunun uzmanı olmayanlar için yeterince açık değil diye düşünüyorum.

Peki, nedir bu vergi harcaması?

Vergi harcaması, bir maliye terimi olarak kısaca; devletin belirli durumlar, işlemler, mükellef grupları veya sektörler için ekonomik ve sosyal gerekçelerle alabileceği bir kısım vergiden vazgeçmesidir. Örneğin; devlet, yatırımları teşvik etmek için yatırım yapan mükelleflerden alacağı kurumlar vergisinden belirli şartlarla vazgeçebiliyor. Yine, sosyal amaçlarla asgari ücret üzerinden gelir vergisi almamayı tercih edebiliyor. Girişimciliği desteklemek bir dizi muafiyet ve istisna öngörebiliyor. Enerji verimliliğini teşvik etmek amacıyla vergi muafiyetleri ya da çevre dostu teknolojilerinin kullanımı için istisnalar, vergi indirimleri getirebiliyor. Örneklerden de anlaşılacağı üzere vergi harcamaları, yasalarda düzenlenen muafiyet, istisna, indirim ve teşvikler yoluyla gerçekleşiyor.

Vergi harcamaları aslında devletin, ekonomiyi yönlendirmek ve belirli hedeflere ulaşmak için kullandığı stratejik bir araçtır.

Vergi harcamaları kavramının gelişimi, raporlanması ve önemi

Vergi harcamaları kavramı, kamu maliyesinin gelişim sürecinde önemli bir nokta.   Devletin vazgeçilen vergi ile ne kadarlık bir kaynağı kullandığının tespiti ile bunun raporlanması şeffaflık, hesap verilebilirlik ve öngörülebilirlik bağlamında önemlidir.

Vergi harcamaları tutarının belirlenmesi bir tahmin gerektirir. Bu tahminde kullanılan basit ve yaygın yöntem “gelir kaybı” yöntemidir. Bir başka ifadeyle, getirilen muafiyet, istisna, indirim ve teşvikler sonucunda alınması gereken vergide ne kadar kayıp yaşandığının hesaplanmasıdır.

Dünyada vergi harcama raporlarının hazırlanması 1970’lerde ABD’de başlamış bunu diğer OECD ülkeleri izlemiştir. Ülkemizde ise ilk olarak 2001’de “Vergi Harcamaları Raporu” yayımlanmıştır. 2006 yılından itibaren ise vergi kanunlarında yer alan istisna, muafiyet ve indirimlerden vergi harcaması niteliğinde olanlara ilişkin hesaplanan toplam vazgeçilen vergi tutarı her yıl Bütçe Kanunu ekinde kamuoyuna duyuruluyor. Vergi harcaması niteliğindeki bu düzenlemeler Bütçe Kanunu (B) cetvelinde liste halinde sunuluyor.

Vergi harcamalarının raporlanması, sadece kamu maliyesi açısından değil ekonomik aktörler açısından da önemli bir veri kaynağıdır. Bu verilerden ekonomi politikasının yönünü, önceliklerini okumak mümkün. Raporlanan vergi harcamalarının detaylarından devletin hangi işlemden, konulardan, mükellef gruplarından, sektörlerden vergi almamayı tercih ettiğini anlayabiliyoruz.

Türkiye’de vergi harcamaları artış eğiliminde

Her yıl bütçe süreci başında ve kesin hesap sonrası yayımlanan raporlardan Türkiye’deki vergi harcamaları içinde vergi türleri itibariyle en yüksek paya sahip olanların sırasıyla gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi olduğunu görüyoruz.

Elimizdeki sonuçlanmış son vergi harcaması raporu 2022 yılına ait. Buna göre, 2022 yılında toplam 746,88 milyar TL vergi harcaması yapılmış. Bu harcamaların 2022 yılı GSYH’sine oranı %4,98; vergi gelirine oranı ise %31,7’dir. Bu yılda, en büyük gelir vergisi harcama tutarını asgari ücret istisnası, en büyük kurumlar vergisi harcaması tutarını indirimli kurumlar vergisi desteği ve en büyük KDV harcamasını ise yatırım teşvik kapsamındaki istisna oluşturuyor.

2024’e gelecek olursak; bu yılda 2,2 trilyon TL vergi harcaması olacağı tahmin edilmiştir. 2024 bütçesinde toplanması hedeflenen vergi geliri 8,3 trilyon TL olduğu göre bu tutarın %26,5 kadarlık bir vergi gelirinden de vazgeçildiği ortaya çıkıyor.  Detaylara bakıldığında ise Ar-Ge faaliyetlerini ve yatırımları teşvik etmek için 530 milyar TL vergiden vazgeçileceği, asgari ücretin vergiden istisna tutulması ile de 630 milyar TL vergi harcama maliyetine katlanılacağı tahmin ediliyor.

Vergi reformu ve vergi harcamaları

Ülkemizde vergi reformu ihtiyacı ve buna yönelik adımlar her geçen gün daha fazla dile getiriliyor. Bu bağlamda hem yetkililer hem de konunun uzmanları vergi reformu başlığı altında vergi harcamalarına özel bir vurgu yapıyorlar.

Vergi yasalarında sayıları sürekli artış eğiliminde olan vergi muafiyet, istisna ve indirimlerin ekonomi politikasının hedefleri ile ne kadar uyumlu oldukları; etkin ve efektif olup olmadıkları belirsiz ve tartışmalıdır. Bu sebeple, vergi harcamalarını oluşturan her bir kalemin etkinlik, rekabet eşitliği, sürdürülebilirlik, vergi adaleti, vergi sisteminin bütünlüğü ve tutarlılığı açısından yeniden ele alınması elzemdir. Etki analizleri yapılarak testi geçemeyenlerin sonlandırılması gereklidir. Nitekim gerek OVP’de gerekse bütçe metinlerinden bu yönde bir irade olduğu anlaşılıyor hatta yakın geçmişte bazı istisnaların kaldırılması ile de bunun realize olmaya başladığı görülüyor.

Vergi harcamalarının kompozisyonu, vergi sistemimizdeki doğrudan ve dolaylı vergiler dengesizliğinin hem kaynağı hem de çaresidir.

Tüm yazılarını göster