Vergi Affı Kanun Teklifi’nde ne yeni, ne değil?

Recep BIYIK VERGİ PORTALI

27 Ocak 2023 tarihinde TBMM gündemine giren kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili teklifin kısa sürede yürürlüğe gireceği anlaşılıyor. Benzer yapılandırma düzenlemesi son olarak 9 Haziran 2021 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 7326 sayılı Kanun’la yapılmıştı. Yeni Kanun Teklifi’yle önerilen düzenlemeler, bazı küçük farklılıklar dışında söz konusu Kanun’la esas olarak aynı.

Kanun teklifi oldukça kapsamlı. Yasalaşması sürecinde ve sonrasında çok tartışılacak, hakkında çok makale yazılacak konular olacak. Bugün çok genelinden başlamak ve daha önceki benzeri düzenlemelerle benzerliklerine ve farklılıklarına kısaca bakmak istiyorum.

Varlık barışı halen uygulamada

Geçmişte uygulanan, örneğin 2016 tarihli 6736 ve 2018 tarihli 7143 sayılı kanunlarda varlık barışına ilişkin düzenlemeler de vardı. 1 Temmuz 2022 tarihinde yürürlüğe giren 7417 sayılı Kanun’da varlık barışı düzenlemesi yapıldığı ve bu düzenleme halen yürürlükte olduğu için yeni Af Kanunu Teklifi kapsamında varlık barış yok.

Yurt dışı kazanç istisnası önerisi yok

En son 2018 yılında 7143 sayılı Kanun’la yurt dışı kaynaklı bazı kazançlar için vergi istisnası getirilmişti. Yapılan düzenlemeyle, tam mükellefiyete tabi kişi ve kurumların, belirlenen tarihe kadar elde ettikleri;

- Yurt dışı iştirak kazançları,

- Yurt dışı iştirak hissesi satışından doğan kazançları,

- Yurt dışı şube kazançları

 İle kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların, yine belli bir tarihe kadar tasfiyesinden doğan kazançları, Türkiye’ye transfer edilmek şartıyla gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutulmuştu.

Yeni kanun teklifinde benzer bir istisna düzenlemesi önerilmemiş. Önerilse iyi olurdu. Hem teklif kapsamındaki önerilerin çoğuna göre de daha makul bir düzenleme olurdu hem de döviz girişi etkisi olabilirdi. Belki teklifin yasama sürecinde bu hükümler metne girer.

Kapsam oldukça geniş

Teklif yürütme ve yürürlük maddeleri hariç 23 maddeden oluşuyor. Bunların on maddesi vergi ve prim yapılandırmalarına, iki maddesi vergi dışı kamu alacaklarının yapılandırılmasına, dokuz maddesi çeşitli vergi düzenlemelerine, iki maddesi de diğer düzenlemelere ilişkin.

Teklifle;

- Kesinleşmiş alacaklar yeniden yapılandırılıyor,

- İhtilaflı alacaklar tasfiye edilmek isteniyor,

- Matrah/Vergi artırımı ve matrah/vergi artırımı yapılan yılların incelenmemesi ve bu yıllara tarhiyat yapılmaması öngörülüyor,

- Kayıt ve muhasebe düzeltmeleri yapılarak gerçek durumla kayıtların eşitlenmesi amaçlanıyor.

Kesinleşmiş alacaklar yeniden yapılandırılıyor

Kanun teklifiyle, 31 Aralık 2022 tarihinden önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin olarak, kanunun yayımı tarihi itibariyle kesinleşmiş ancak ödenmemiş kamu alacakları yeniden yapılandırılıyor.

Vergi aslının tamamı ile ÜFE oranları esas alınarak hesaplanan faiz tutarının ödenmesi halinde, gecikme faizi ve gecikme zammı ile vergi aslına bağlı olarak kesilen cezaların silinmesi öneriliyor.

Ödenecek tutarın bir defada veya borçlunun istemesi durumunda hesaplanacak faiziyle birlikte aylık dönemler itibariyle 48 eşit taksitlerle ödenmesi mümkün. Daha önceki uygulamalarda, hem vergi ödemeleri hem de sigorta primleri ikişer aylık dönemler ve 18 eşit taksitte 36 ayda ödeniyordu. Sonuçta her ay bir ödeme yapılıyordu, bir ay vergi taksiti, bir ay sigorta primi.

Yeni teklifte ödeme daha uzun süreye yayıldığı için, her ay ödeme yapılmasının önerilmesi makul. En azından, daha düzenli bir ödeme takvimi olduğu için daha kolay izlenebilir.

İhtilaflı alacaklar tasfiye edilmek isteniyor

2021 tarihli 7326 sayılı Kanun’da, ihtilaflı alacakların yapılandırılması daha önceki uygulamalardan biraz farklılaştırılmıştı. Yeni kanun teklifinde, 7326 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemeler tekrarlanıyor. Dolayısıyla teklifin 7143 sayılı Kanun ve öncesindeki yapılandırmalardan biraz farklı, 7326 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemeyle büyük ölçüde benzer olduğu söylenebilir.

İhtilaflı alacaklarda, alacağın veya ihtilafın bulunduğu aşamaya göre farklı düzenlemeler öngörülüyor.

Bu çerçevede örneğin kanunun yayımı tarihi itibariyle tarhiyat yapılmış, dava açılmış ancak karar verilmemişse veya dava açma süresi henüz geçmemişse, verginin yarısı ile bu tutara ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan faizinin ödenmesi halinde, ceza ve gecikme faizinin silinmesi öngörülüyor.

7143 sayılı Kanun’da olduğu gibi, daha önceki af kanunlarından farklı olarak, son kararın; terkin ya da tasdik veya tadilen tasdik olması halinde, terkin edilen vergilerin %20’sinin değil %10’unun ödenmesi öneriliyor yeni Teklifte.7143 sayılı Kanun ve öncesi kanunlarda bu oran %20 idi.

Yeni teklifteki bu oranlar eski düzenlemedeki oranlara göre daha makul. Ancak benzer düzenleme, son kararın onama olması halinde önerilmemiş. Daha önceki Kanunlarda olduğu gibi onanan tutarın %100’ünün ödenmesi öneriliyor Teklifte. Burada da %100 yerine %80-90 gibi bir oranın önerilmesi daha doğru olurdu. Kesinleşmemiş karar mükellef lehineyse verginin tamamı silinmiyor, kararın değişebileceği varsayılıyor, ancak son karar mükellef aleyhine ise verginin tamamı isteniyor, kararın değişeceği burada kabul edilmiyor. Tutarlı bir öneri değil bence.

Hesaplanan tutarların yine faiz karşılığında taksitlendirilmesi mümkün.

İnceleme aşamasındaki işlemler kapsamda

Teklife göre, daha önce başlanan vergi incelemeleri kural olarak devam edecek.  İncelemenin tamamlanmasından sonra tarh edilen verginin yarısı ile bu tutara ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan faizinin ödenmesi halinde, ceza ve gecikme faizi silinecek.

İncelenen mükelleflerin, matrah artırımından yararlanmaları mümkün. Bu konuda bir sınırlama öngörülmemiş. Bu durumda olanlar için ayrıntılı düzenleme var teklifte. Önceki düzenlemelerden farklı olarak, matrah artırımında vergi incelemelerinin tamamlanma süresi yedi iş günü olarak öngörülüyor. Önceki uygulamada bu süre iki aydı. Bu sürede bitirilemeyen incelemelerin sonlandırılması gerekiyor.

Matrah/vergi artırımı dört yıl için mümkün, kapsam biraz daha geniş

Matrah/vergi artırımı, kapsamdaki bütün vergiler için dört yıl için öngörülmüş. 2018-2021 yılları için matrah/vergi artırımı yapmak mümkün. 2017 için zamanaşımı süresi dolduğu, 2022 için ise henüz yıllık beyanname verme dönemi geçmediği için bu yıllar kapsam dışı. Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyan dönemine daha zaman var ama 2022 yılına ilişkin aylık beyannameler Teklifin yasama sürecinde tamamlanmış olacağı için, katma değer vergisi ve stopajlar için kapsam TBMM’de genişletilebilir, 2022 vergilendirme dönemleri de kapsama alınabilir.

Teklife göre matrah/vergi artırımının;

- Yıllık gelir ve kurumlar vergisi

- Katma değer vergisi

- Bazı gelir ve kurumlar vergisi stopajları (Ücretler, kâr payları yıllara sâri işlerin istihkakları ile bazı kira ve serbest meslek ödemeleri),

için yapılabiliyor. Kâr payı stopajları için matrah/vergi artırımı daha önceki af kanunları kapsamında değildi. İlk defa bu teklifle kapsama alınıyor. Önceki deneyimlerde olduğu gibi, BSMV, sorumlu sıfatıyla ödenen KDV, KKDF, damga vergisi ve ÖTV gibi vergilerde matrah artırımı yapılmıyor.

Vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmasını engellediği için teklifin en önemli düzenlemesi bence matrah/vergi artırımı. Bu önemi nedeniyle, kurumlar vergisi incelemesinin bir bakıma ayrılmaz parçası olması nedeniyle kâr payı stopajının kapsama alınması yerinde, ancak örneğin KDV ile alternatif bir vergi olması nedeniyle de BSMV’nin kapsamda olmaması bence eksiklik.

Öte yandan, matrah artırım bedeniyle hesaplanan vergilerin ödeme takviminde de değişiklik yapılıyor. Önceki uygulamalarda tek taksitte veya bir yılda altı eşit taksitte ödeme söz konusu iken teklifte tek defada veya aylık dönemler halinde on iki eşit taksitte ödeme yapılacak.

Teklife göre ödemenin öngörülen şekilde ödenmemesi durumunda, ödenmeyen vergi tutarlarının ilk taksit ödeme sürelerinin son günü vade kabul edilerek gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsil edilmesi, ancak matrah artırımı hükümlerinden yararlanma hakkının kaybedilmesi öneriliyor.

İşletme kayıtlarının düzeltilmesi

Kanun teklifiyle;

- İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mal, makine, teçhizat ve demirbaşları, tabi olduğu oranın yarısı oranında KDV hesaplayarak kayda alma,

- Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan mal, makine, teçhizat ve demirbaşlarla ilgili kayıtları, bütün vergisel yükümlülükler yerine getirilerek düzeltme,

- Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar için %3 vergi ödeyerek düzeltme

olanağı getiriliyor.

Teklifte yer alan bu öneriler, 7326 sayılı Kanun düzenlemelerinden farklı değil. Görebildiğim tek önemli sayılabilecek farklılık, daha önceki uygulamalarda, işletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mal, makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden hesaplanarak beyan edilen katma değer vergisinin indirimi ve iadesi mümkündü. Yeni teklifte iadeye izin verilmiyor.

Peşin ödeyenlere fer’i borçlarda %90 indirim

Kanun teklifinde, önerilen düzenlemeler kapsamında hesaplanan ve yapılandırılan kamu borcunu bir defada ödeyeceklere, fer’i borçlar yerine ÜFE aylık değişim oranı esas alınarak hesaplanacak tutarda önemli indirimler öneriliyor.

Teklife göre, hesaplanan tutarın ilk taksit ödeme süresi içinde tamamen ödenmesi halinde;

- Bu tutara kanunun yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için faiz hesaplanmayacak,

- Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden ayrıca %90 indirim yapılacak,

- Kapsama giren idari para cezalarından (istisnaları hariç) %25 indirim yapılacak,

- Yapılandırma ile ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde, fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE esas alınarak hesaplanacak tutardan %50 indirim yapılacak.

Bir önceki uygulamada (7143 sayılı Kanun), hesaplanan tutarların ilk iki taksit ödeme süresi içinde tamamen ödenmesi halinde de vergi ve cezalarda belli oranda indirimler vardı. Yeni Teklifte buna benzer bir düzenleme yok, indirim sadece ilk taksit ödeme süresinde peşin ödemelerle sınırlı olarak öngörülüyor.

Taksitli ödemelerde taksitlerin aksatılması

Daha önceki uygulamalarda olduğu gibi yeni teklifte de taksitli ödemelerde ilk iki taksitin zamanında ödenmesi isteniyor. İlk iki taksit zamanında ödenmezse, yapılandırma koşulları ihlal edilmiş sayılıyor.

Eski uygulamalardan farklı olarak, daha önceki uygulamalarda ilk iki taksitin zamanında ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden iki veya daha azının geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde yapılandırmanın bozulmaması öngörülüyordu. Yeni kanun teklifinde taksit sayısı ikiden üçe çıkartılıyor. Dolayısıyla, ilk iki taksit zamanında ödenmesi koşuluyla, sonraki üç veya daha az taksit geç ödenirse, yapılandırmanın devamı mümkün.

Bu açıklamalar yeniden yapılandırılan bütün borçlar için söz konusu değil. Bu çerçevede örneğin, matrah artırımından kaynaklanan borçlar bu kapsamda değil. Matrah artırımından kaynaklanan borçların ödemesiyle ilgili ayrı bir hüküm var, ilgili bölümde açıkladım.

Teklifi incelemeden işlem yapmamakta yarar var

Yukarıda kısaca özetlediğim gibi, Kanun Teklifi oldukça geniş düzenlemeler yapıyor, yeni olanaklar ve korumalar öngörüyor. Bu nedenle teklifi incelemeden vergisel işlem yapılmamasını öneririm. Bu çerçevede örneğin kapsama giren dönemlere ilişkin kesinleşmiş borcunuz varsa veya bu günlerde uzlaşma aşamasında işleminiz varsa, öncelikle tasarı metnini inceleyin derim.

Tüm yazılarını göster