Geçtiğimiz çarşamba günü yazımızı “vergi” gibi sevimsiz (!) bir konuya ayırmıştık. Hükümetin işinin zor olduğunu söylemiştik. Şöyle ki; bir yanda devletin acil ve vazgeçilmez kaynak ihtiyacı ve bir yanda da vergi borcu ile karşı karşıya kalan sıkıntı içerisindeki esnaf ve iş dünyası… Bunun için de Hükümet bu iki konuyu mutlaka ele almak zorunda. Yazımız öylesine ilgi görmüş ki iki kişinin yorumlarını yorumsuz aşağıda veriyorum. Ki bunlardan biri küçük esnaf ve biri de meslek odası yönetiminin başında bulunmuş büyük bir sanayici. İşte esnafın yorumu…
“Nevzat Bey,
Günaydın,
Saat 7:30 gibi işyerine girerken alt komşum berber arkadaşla görüştüm, az önce de yazınızı, bu nedenle yazma gereği duydum. Berber arkadaş tek başına çalışıyor, kalfa falan yok. İşler nasıl %50’yi buldun mu dedim, %40’a yaklaştım, ama herkes tatilde, yazlıkta, köyde dedi. Zaten 2 ay da kapalı kalmıştı. 7-8 yıldır komşu olduğumuz için biliyorum, evi kira, dükkanı kira. Bina sahibine, bütün binanın sahibi, abi 2 ay kira alma demiş, ama adam yok kardeşim deyip kestirip atmış.
Tabii bu benim gördüğüm bir örnek.
Sonuç şu: bu gibi insanlar bırakın vergi, Bağ Kur falan, evine ekmek götüremiyor.
Yapılandırma, taksit falan bu işi çözmez. Bence belli bir rakamın altındaki, 5 bin,10 bin lira gibi bütün borçların silinmesi lazım. Tabii 100 bin, 200 bin lira silinsin demiyorum. Ancak, bu tarz bireylerin başka türlü ayağa kalkması, yürümesi mümkün değil. Diliyorum, medyadaki diğer yazarlar da yüksek siyasetten fırsat bulup, bu konuları da gündeme alırlar.
…”
Bu da sanayicinin değerlendirmesi…
“Hocam özellikle çok teşekkür ederim bu gün ve daha önceki yazılarınızda özel kesimin mali konularda sesi olduğunuz için. Maalesef meslek kuruluşları sesini yeteri kadar çıkaramıyorlar. Hiç olmazsa gerçekleri basın yoluyla söylenmesi gerekmektedir. Sen söyleyemiyorsan toplantılar yap üyeleri konuştur. Siz daha iyi bilirsiniz geçmiş böyle mi idi? Gecikmiş Vergi faizleri %30 dan %19.2 düşürüldü.
Zaten aslı bile ödenecek bir durumda değil. Sektörlerin canlandırılması için hiç bir şey yapılmıyor. Deprem de konulan vergiler halen duruyor. ÖTV oranları düşürülmeli. ÖTV’nin KDV’si kaldırılmalı. Hurda desteği kalıcı hale gelmeli. Bankalara verdiğimiz gayri menkul rehinleri 4 yıl önceki ekspertiz değerleri üzerinden işlem görmekteler yeniden değerleme yapmıyorlar yapsalar bile kendi anlaşmalı eksperleri yapıyor anla. Kısa çalışma faydalı oldu ileride nasıl ödeyebileceğiz belli değil. Piyasa halan canlanmadı. İşsizlik prim artışını yanlış buluyorum şahsen. Mevcut haliyle devam etmeli. Kıdem tazminat geniş bir zaman diliminde ilerde değerlendirilmeli. …” Bu iki birbirini tanımayan biri büyük biri küçük boy iş insanının konuya bakışını iyi değerlendirmeliyiz. Küçük esnaf, canı yanmışa ses oluyor ve evine ekmek götüremeyen birinin vergisini yapılandırmış olmanın hiçbir anlamı ya da önemi olmadığını haykırıyor. Bununla da kalmıyor, küçük boy esnafın küçük tutarlı vergisinin tümüyle silinmesini istiyor. Yani verginin aslı kalsın, gecikme zam ve faizleri ile cezaları affedilsin, kalan kısım da 3 yılda 18 taksitte ödensin demiyor. Bu şekilde daha önce defalarca denemiş yolların yeniden denenmesini istemiyor.
Çok yalın bir şey istiyor. Kendi ölçeğine göre büyük olan ve başında ders saydığı 5 bin veya 10 bin lira gibi küçük tutarlı vergi borçlarının tamamen silinmesini istiyor.
Bugüne kadar sadece küçük para cezalarında uygulanmış bir düzenleme vergide de uygulansın diyor. Maliye’nin elinde her türlü bilgiler var. Vergi borcu olan ve ödeme güçlüğü içerisinde bulunan küçük esnafın borç tutarının hangi rakam aralığında olduğunu biliyor. Maliye bir skala uygulayarak sayıca çok ve fakat rakamca az olan mükellef vergi borçlarının silinmesi konusunu gündeme getirebilir.
Öte yandan büyük sanayicinin yorumları da çok bütüncül ve anlamlı. İyi bir vergi sisteminin nasıl olması gerektiğini bazı başat örnek ya da başlıklarla ortaya koyuyor. Demek ki bu işleri damdan düşen ile ele almak ve düzenlemek gerekiyor. Çünkü eli taşın altında olan, canı yanan o. Onun sesine kulak vermek lazım. Dilden dile dolaşan ve fakat dillendirilmeyen böyle hassas konuların da daha fazla çözümsüz ve gündemde kalması başka olumsuz sonuçlar yaratıyor. Vergi hasılatı düşüyor, vergi beyanı yapılmıyor. Dolayısıyla bu seslere kulak verip hızlı ve etkin düzenlemeler yapmak şart.