Uzunköprü’de toprak satışı, çakmak barajı ve tarımsal üretim

Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN

Tarımda yoğun bir gündem var. Fuarlar, toplantılar, etkinlikler düzenleniyor. Biz de bu gündemi izlemeye etkinliklere yerinde katılmaya çalışıyoruz. Katıldığımız toplantılardaki konuşmaları, dile getirilen konuları, sorunları ve varsa çözümleri sizlerle paylaşmak için çaba gösteriyoruz.

Anadolu seyahatlerimiz sürüyor. Bundan 9 gün önce 20 Şubat’ta da Trakya’daydım. Türkiye İş Bankası bu yıl 100. Yılını kutluyor. Bu kapsamda ülke genelinde 55 şubesini tarım ihtisas şubesine dönüştürüyor. Bu şubelerde çiftçilerle, tarım örgütlerinin temsilcileri, bölgedeki sivil toplum kuruluşları yöneticileri ile buluşarak sohbet ediyoruz. Tarım ihtisas şubesinin olduğu Edirne Uzunköprü’de de çiftçilerle buluştuk.

Türkiye İş Bankası Bölge Müdürü Erçin Toptutan, Uzunköprü Tarım İhtisas Şube Müdürü Yiğit Özede ,Ziraat Odası Başkanı Özcan Kayalı, Ticaret Borsası Başkanı Egemen Aslan, Çeltik Üreticileri Birliği Başkanı Ali Öner, Çakmak Barajı Sulaması Kooperatif Başkanı Ünal Çelebi, Hayrabolu Önder Çiftçi Danışmanlık Derneği Başkanı Mehmet Çıkrıkçılı ve çok sayıda katılımcı ile tarımdaki genel konuların yanı sıra Uzunköprü ve bölge tarımını konuştuk. Uzunköprü Ticaret Borsası ve Uzunköprü Ziraat Odası’nı ziyaret ederek bilgiler aldık.

Öne çıkan 3 ürün; buğday, ayçiçeği ve çeltik

Uzunköprü’de öne çıkan üç temel ürün var. Buğday, ayçiçeği ve çeltik. Ayrıca şeker pancarı, meyvecilik üretimi var. Ceviz yetiştiriciliği son yıllarda yaygınlaşıyor. Hayvancılık ise ne yazık ki kan kaybediyor.

Bölgenin en önemli ürünü olan buğdayda fiyatın düşük oluşmasından şikâyet edildi. Çiftçiler, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı ton başına 8 bin 250 liralık fiyattan kimsenin ürün satamadığını ve bu sene daha şimdiden randevu ile ilgili önlemlerin alınmasını istiyor. Buğdayın üreticinin elinden çıktıktan sonra fiyatının arttığına dikkat çeken çiftçiler bu yıl depo sorununun yaşanmaması için şimdiden önlem alınması gerektiğini ifade etti.

Ayçiçeği ve yağ ithalatında vergi indirimine tepki var

Resmi Gazete’nin 26 Ocak 2024 tarihli sayısında yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile ayçiçeği tohumu ve ham yağ ithalatında gümrük vergisi düşürüldü. Ayçiçeği üreticileri bu kararın yeni üretim sezonunda üreticiye zarar vereceğini söylüyor. Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile 15 Nisan 2024’e kadar 100 bin ton yağlık ayçiçeği tohumu ve 250 bin ton ham ayçiçek yağı ithalatı için tarife kontenjanı açıldı. Ayçiçeği tohumu ithalatında alınan gümrük vergisi yüzde 27’den yüzde 12’ye, ham yağda ise yüzde 36 olan vergi, yüzde 22’ye düşürüldü.

Üreticiler diyor ki, “bu karar ile çekirdek(tohum) ve ham yağ ithalatı yapılacak ve hasat öncesi oluşacak stok nedeniyle ürünümüzü satamayacağız. Satsak bile düşük fiyattan satmak zorunda kalacağız.”

Çeltik Üreticileri Birliği Başkanı Ali Öner, çeltikte, ayçiçeğinde ihtiyaca bakılmaksızın gümrük vergilerinin düşürüldüğünü belirterek şunları söyledi: “Artık adet oldu, gümrük vergileri düşürülüyor. İhtiyaç var mı yok mu bakmadan vergileri düşürüyorlar. Bunun en azından bir gerekçesi olmalı. Memlekette mal sıkıntısı varsa yapılabilir. Ama depolar dolu üretici ürününü satamadan vergileri düşürünce bundan zarar gören üretici oluyor. Biz demiyoruz ki dışarıdan mal gelmesin. Ama ihtiyaç varsa gelsin. Depoda varken niye gelsin?

Uzunköprü Ziraat Odası Başkanı Özcan Kayalı, ayçiçeği fiyatlarının zaten geçen yılın altında kaldığını belirterek bu kararla fiyatların daha da düşmeye başladığını söyledi.

Pirinçteki fiyat artışı üreticiye yansımıyor

Çeltikte üretici fiyatının yerinde saydığını belirten Özcan Kayalı: “Raftaki pirincin fiyatı artıyor. Ama bunun çiftçiye bir yansıması yok. Çiftçi çeltiği yine aynı fiyattan satıyor. Ayrıca, tam 15 yıldır çeltikte kilo başına 10 kuruş destekleme primi veriliyor. Açıklandığı günden bu yana 1 kuruş bile artmadı. Hep 10 kuruş. Bu destekleme priminin artırılması lazım” dedi.

Tarım arazilerinin satışı önlenmeli

Uzunköprü’deki toplantıda en çok dile getirilen konu ise tarım arazilerinin başkaları tarafından satın alınmasıydı. Birçok çiftçi tarım arazilerinin yabancılar veya şirketler tarafından satın alındığını iddia ederek bunun önlenmesi için yasal düzenleme yapılmasını istedi. Özellikle İstanbul merkezli bazı şirketlerin bölgede ciddi tarım arazisi aldığı dile getirildi. Bu arazilerin yabancılara peşkeş çekilmesi endişesi var.

Çiftçilerin isteği, tarım arazisi alanların mutlaka Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olmaları ve ÇKS kaydı olmayanlara, çiftçi olmayanlara toprak satılmaması. Ayrıca alınan toprağın da mutlaka üretimde kullanılması isteniyor. Rant amaçlı kullanılmasına tepki gösteriyorlar.

Birçok toplantıda olduğu gibi Uzunköprü’de de tarımda yaşlanan nüfus, tarımda çalışacak insan bulunamaması konuları dile getirildi. Özellikle organize sanayi bölgeleri yaygınlaştıkça tarımdan sanayiye daha fazla göç olduğu ve işçi bulmanın, tarım yapacak çiftçi bulmanın daha zor olacağını ifade ettiler.

Çakmak Barajı’nın tamamlansa ayçiçeği ithalatı biter

Uzunköprü’ye yakın Meriç nehri akıp ege Denizi’ne dökülüyor. Çiftçilerin deyimi ile su akıyor, devlet bakıyor. Temeli 2008 yılında atılan Çakmak Barajı tamamlansa ve bölgedeki toprak sulansa Türkiye’nin ayçiçeği ithalatına ihtiyacı kalmayacak.

Çakmak Barajı Sulaması Kooperatif Başkanı Ünal Çelebi baraj ile ilgili şu bilgileri verdi: “Toplam 52 bin 200 hektar sulama kapasitesine sahip Çakmak Barajı’nın temeli 2008’de atıldı. 2015 yılında da gövde barajı bitti. Ama şimdiye kadar su tutulması yok. Barajın gövde inşaatı ihalesi yapılırken suyu baraja getirecek kanalın ihalesi yapılmamış. Barajın gövdesi var ama suyu getirecek kanal yok. Bu sene daha yeni yapılacak. Yapım aşaması 1 yıl. Bu kanal tamamlandıktan sonra inşallah su tutmaya başlayacak. Meriç Nehri bizim buraya 2,5 kilometre mesafede. Böyle bir nimet başka yerde yok. Baraj akıyor ve biz uzaktan bakıyoruz. Su boşa akıp gidiyor. Ege’ye dökülüyor. Yaklaşık 400-450 bin dönüm yamaç arazi var. Sulamaya açıldığında buradan dekar başına 200 kilo ayçiçeği alsak 900 bin ton eder. Ülke olarak açığımız kapanır. İthalata gerek kalmaz. Fakat sulamaya açılan alanımız yok. Bu yıl Trakya’da 4 milyon dekar arazide 400 bin ton üretim alındı. Rekolte kaybı çok yüksek oldu kuraklıktan dolayı. Çakmak Barajı’nın acilen devreye alınması lazım.”

Özetle, Tarkya’daki çiftçilerin sorunu Anadolu’dan farklı değil. Çok büyük bir potansiyel var ve bu potansiyel yeterince değerlendirilemiyor. Tarım topraklarının satılması ise çiftçi için en büyük endişe kaynağı.

Uzunköprü Ticaret Borsası’nın bölgedeki rolü

Toplantıdan sonra Uzunköprü Ticaret Borsası’nı ziyaret ettik. Borsa Yönetim Kurulu Başkanı Egemen Aslan, Türkiye’de aktif satış yapan, fiyatları hem yurtiçinde hem de yurt dışında takip edilen 5 borsadan biri olduklarını belirterek şu bilgileri verdi: “ Konya, Polatlı, Eskişehir, Edirne ve Uzunköprü Ticaret Borsası Türkiye’nin en aktif ve yakından izlenen borsaları. Ayçiçeğinde ise Türkiye’nin, Balkanların, Rusya ve Ukrayna’nın tek önder borsasıyız diyebiliriz. Bizde oluşan günlük fiyatlar her yerden takip ediliyor. Hasat döneminde internet sayfamızı günlük 100 bin kişi ziyaret ediyor. Elektronik satış ortamına sahibiz. Türkiye’de bu sistemi kuran Konya ve Polatlı’dan sonra üçüncü borsayız.”

Türkiye’nin birçok yerinden Uzunköprü Ticaret Borsası’na ürün geldiğini hatırlatan Egemen Aslan: “ Devlet, pandemi döneminden bu yana ayçiçeği tohumu vererek üreticiyi destekledi. Fakat verilen bu tohumlardan elde edilen ürünün pazarlanması ile hiç ilgilenmedi. Üreticiye destek olmadı. İç Karadeniz, İç Ege, Güney Marmara bölgesinde üretici ayçiçeği ekti ama mallarını satamadı. Aslında ülke genelinde Tarım Kredi kooperatiflerinin yaygın ağı var. Tarım Kredi Kooperatiflerinin Uzunköprü ve Kırklareli’nde ayçiçeği yağı işleme tesisleri var. Eğer o mallar üretildikleri bölgeden buraya nakledilse ve işlenseydi yani değer kazansaydı ayçiçeği üretiminin devamı gelirdi. Bu yapılmadığı için nakliye ve iklim şartlarından dolayı o bölgelerin tekrar ayçiçeği ekeceklerini sanmıyorum. O bölgelerin malları da hep bize geldi. Karadeniz Bölgesi, Marmara, İç Anadolu, Ege’den mallar bize geldi” dedi.

Kimyasallar azaltılmalı ve toprak ıslah edilmeli

Tarımsal üretim yaparken toprak ıslahının da mutlaka yapılması gerektiğini anlatan Aslan sözlerini şöyle sürdürdü: “ Toprak ıslahı, Türkiye’de ihmal edilen bir konu. Devletin sert tedbirler alması lazım. Bilhassa uzun etkili otla zirai mücadele ilaçlarının kesinlikle yasaklanması lazım. Özellikle kimyasal gübre kullanımının kesinlikle azaltılması lazım. Kimyasal gübre dediğiniz içinde kum var. Toprağı kumla buluşturuyorsunuz ve bunu yıllarca yaptığınızda topraklarımız yok oluyor. Dünyada toprakların organik madde oranı ideal yüzde 5 olarak kabul edilir. Yüzde 3’e geldiğinde uyarı yapılıyor. Bizde Uzunköprü’de yüzde 1’dir. Biz eskiden toprağı işlediğimizde solucanlar çıkardı. Bu topraktaki yaşamın belirtisiydi. Bugün solucan çıkmıyor artık. Toprakları zehirledik, öldürdük. Bir sene ürün, ertesi sene yem bitkisi, nohut, baklagil gibi azot içeren ürünler ekmemiz gerekir. Bu ürünleri ekerken de tabi satış kooperatifleri aracılığıyla pazarlanması sağlanmalı. Bir eksiğimiz bu ürünlerin pazarlanmasıdır. Bu olmadığı için piyasa marketlere kaldı.”

Çiftçiliği gençler yapmalı

Hayrabolu Önder Çiftçi Danışmanlık Derneği Başkanı Mehmet Çıkrıkçılı ise genç çiftçilerin tarım için önemine vurgulayarak şunları söyledi: “Ben de 40 yıldır tarımın içinde üreticiyim. Ama tarımda büyük bir değişim var. Teknoloji daha yaygın kullanılmaya başlandı. İlk olarak teknoloji kullanımı dronlarla başladı. Şimdi anlık takip sistemlerine geçtik. Traktörlerde otomatik dümenleme sistemine geçildi. Onları kullanıyoruz. Gübrede yüzde 20’ye kadar tasarruf sağlıyoruz. Üç yıldan beri işlerimde kullanıyorum. Gençlerle birlikte kooperatif kurduk. Çiftçi çocuklarının oluşturduğu ve 52 ortaklı bir kooperatif. Benim oğlum ve kızım da kooperatif ortağı. Başlarken 250 bin lira ile başladık bugün 25 milyon lira öz kaynağımız oldu. Gençler bizi motive ediyor onlardan çok şey öğrendim, öğreniyorum. Çocuklarımızı motive etmemiz lazım. Çocuklarımızı en iyi okullarda okuttuk. Yabancı dilleri de var. Anma bir tanesini içlerinden çekip aldık. Benim oğlum da ziraat mühendisi. İşin içine kattık. Bu ülke gençlerle var. Gençler olmazsa olmaz. Ben 60 yaşını geçtim bundan sonra onlar yapacaklar. Ben maddi manevi her türlü destek oluyorum. Topraklarımızı koruyarak gelecek kuşağa bırakmamız lazım. Ben mesela toprakları da çeltik ekmiyorum. Toprağı korumak için. İtalya’da münavebe sistemi uygulanıyor. Bizde çeltikte bu yapılmıyor. Her sene aynı yere ekiliyor. İtalyan bir yıl çeltik ekiyorsa ertesi yıl oraya yem bitkisi ekiyor ki toprak yenilensin. “

Ceviz üretimi yaygınlaşıyor

Uzunköprü’de orman vasfını yitirmiş alanlara ceviz dikimi yapılıyor. En modern işletmeler burada kuruluyor. Trakya genel olarak iklimi, toprak yapısı ve su kaynakları göz önüne alındığında ceviz üretimi için en uygun bölgelerden birisi. Son yıllarda devlet desteğinin yanı sıra çok sayıda girişimcinin yatırımlarının da etkisiyle, Trakya’da pek çok profesyonel ceviz bahçesi kuruldu. Uzunköprü ve Trakya, ceviz yatırımı için tercih edilen bölgelerin başında geliyor.

2022 yılı itibariyle, Uzunköprü’de 11 bin 200 dekar üzerinde 225 bin ceviz ağacı bulunuyor. Uzunköprü, ülke ceviz üretimine her geçen gün daha fazla katkı sunuyor.

Ceviz üreticilerinin 3 isteği

1-Bölge nehirleri itibariyle şanslı bir bölge. Ancak bu su potansiyelinin bahçelere ulaşabilmesi için bölgedeki baraj ve sulama projelerinin hızlıca tamamlanmasını istiyorlar.

2- Destekler, yeterli olup olmamasının ötesinde dekar başına yapılıyor. Bunun yerine üretimi arttırmak için üreticiye, ürettiği kilogram başına destek verilmesinin, verimlilik ve üretim artışına daha fazla katkı sağlayacağı ifade ediliyor.

3- Üreticinin ürettiğinin karşılığını aldığı, cevizin tercih edilen bir yatırım haline geldiği sürece ceviz bahçelerinin sayısı artar. Diğer pek çok önemli tarım ürününde olduğu gibi cevizin de borsaya kote olmasının, piyasada fiyat dengesinin oturması ve üreticinin önüne görerek yatırımlarını planlaması açısından önemli olduğu dile getiriliyor.

Tüm yazılarını göster