İlk Türk astronotu ya da Türkiye Türkü astronot uzaya başarılı bir şekilde ulaştı. Şimdiye kadar 40 küsur milletten astronot uzaya gidebildi. Türkiye’nin bu 40 ülkeden birisi olmasını önemsemek gerekir. Hiç kolay değildir, maddi-manevi belirli bir birikim ister. Bu bakımdan ideolojik körlüklere kapılıp başarıları küçümseme hastalığımızın depreşmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Ortada ulaşılmış bir hedef varsa bunun keyfini çıkartalım. Hiçbir şey olmasa dahi bu tip gelişmelerin milletlere özgüven verdiğini unutmamak gerekir. Togg benzeri projeler için de aynı etki geçerli. Ülkeye yeni bir ufuk koyar. Ötesine geçmek için bir çıta belirler. Ayrıca astronot mesleğinin bu ülkede ortaya çıkması dahi önemli bir sonuçtur. Söz konusu olan, sadece turistik bir proje olsa dahi sonuçları itibari ile değer. Ki turizmin ötesine geçmek hedeflenmiş görüldüğü kadarıyla.
Diğer taraftan bugüne kadar sadece üç ülke kendi uzay araçları ile insanlı uzay görevleri gerçekleştirebildi: ABD, Rusya ve Çin. Asıl hedefimiz, kendi geliştireceğimiz aracımızla Türk astronotları uzaya göndermek olmalı. Bundan sonraki misyonu bu şekilde ortaya koymak gerekir. Bunun gerçekleşebilmesi için önce Alper Gezeravcı’nın mevcut şekilde gitmesi gerekiyordu.
Peki, bu başarı bir inovasyon mudur?
Eğer uzaya turist gönderiyorsunuz ve bundan gelir (değer) üretiyorsanız elbette inovasyondur. Haliyle Space X çalışmaları inovasyondur. Peki, NASA projeleri inovasyon mudur? Genelde hayır. NASA kâr amacı güden bir işletme değildir. Gelir üretmek gibi bir misyonu yoktur. Dolayısıyla NASA faaliyetlerini genelde Ar-Ge olarak nitelendirebiliriz. Fakat eğer NASA’nın başka ülkelere satarak sürdürülebilir gelir ürettiği işler/ürünler varsa elbette inovasyon diyebiliriz. Türkiye için durum inovasyon değildir. Çünkü gelir üreten söz konusu organizasyon bizim değildir.
Bu projenin diğer bir ilginç bir tarafı; inovasyona benzer pek çok kavramı tek bir vakada görebilmemiz. Uzaya yolculuk uzun Ar-Ge çalışmaları sonrasında başarıldı. Akabinde inovasyona evrildi. Devamında ise bilimsel deneyler yapılacak. Belki de bu deneyler sonucunda yeni keşiflere imza atılacak. Bilimsel çalışmalar, tek başına inovasyon değildir. Bilim ve inovasyon hedef çıktıları farklı olan kavramlardır. Bilimde amaç yeni bir bilgiyi keşfetmek ya da mevcut bir hipotezi test etmektir. Dolayısıyla hedef çıktı; yeni bilgidir. İnovasyonun hedef çıktısı gelir yaratan yeni bir üründür. Keşifler mevcut bir şeyi bulmaktır. Herhangi bir yeniliğin üretim süreci yoktur. Keşifler inovasyona giden yolda önemli bir adım olabilir ama inovasyonu garanti etmezler. Kara delikleri bulmak keşiftir, inovasyon değildir. Ya da Venüs’te olan dünyada olmayan bir elementi keşfedebiliriz. İnovasyon projelerinde bilimsel metot ve süreçleri takip ederiz ama ötesine geçmeliyiz. Ezcümle; hiçbir somut sonucu olmasa dahi uzaya insan gönderme misyonu gibi projeler; bilimi, Ar-Ge’yi, inovasyonu tekrar gündemimize soktuğu ve yetenekli Türk gençlerini bu tip çalışmalara motive ettiği için son derece değerlidir, önemlidir.