Uzan’ın sigorta tabelası koleksiyonunu hurdacıda buldu, sergide vitrine çıkardı

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

GEÇEN yıl Kandilli Holding’i kuran, Kandilli’deki ofis binasının giriş katında “Kandilli Pastanesi”ni açan Ağrı doğumlu iş insanı Alpay Tarhan, 15 yıl önce başladığı finans tarihi koleksiyonuna farklı parçalar ararken yolu Bayrampaşa’da bir hurdacıya düştü.

Hurdacıda sigorta şirketlerine ait eski tabelaları gördü. Tabelaları alıcı gözle incelerken, ilginç bir ayrıntıyı öğrendi:

-        Buradaki sigorta şirketlerinin tabelaları, Uzan Ailesi’nin koleksiyonundan. Hurdacı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) açtığı ihaleden uygun fiyata almıştı.

Hurdacı Tarhan’ın tabelalarla yakından ilgilendiğini farkedince başlangıçta fiyatı çok yüksek tuttu.Tarhan, hurdacının kapısını birkaç kez aşındırıp, uçuk olmayan bir fiyattan Uzan Ailesi’nden kalma sigorta şirketleri tabelalarını kendi koleksiyonuna kattı.

Geçen yıl Eylül ayı sonlarında Şila Gök’ün organizasyonuyla Kandilli Pastanesi’nde tanıştığımız Alpay Tarhan’la önceki gün Kerim Sallancı’nın organizasyonu üzerine bir grup meslektaşımla birlikte Galataport’ta buluştuk.

Tarhan’la Galataport’ta açtığı “Geçmişten Günümüze Finans Tarihi Sergisi”ni gezdik. Sergiyi şöyle özetledi:

-        Bu sergi Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze uzanan Türk finans yolculuğunu anlatıyor.

Sergide yer alan objeleri sıraladı:

-        Sergimizde koleksiyonumda bulunan hisse senetlerinden banka cüzdanlarına, sigorta poliçelerinden basılmış tüm banknotlara, şirketlerde, bankalarda kullanılan nesnelere uzanan çok sayıda finans mirasını ziyaretçilerimizle buluşturuyoruz.

Sergiyi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası desteği, Halkbank ve Ziraat Bankası’nın katkılarıyla düzenlediğini belirtti:

-        Hayalim zamanla bir “Türkiye Finans Müzesi”nin hayata geçmesi. Bu gerçekleşirse koleksiyonumdaki finans tarihi objelerini o müzede sergilenmesini isterim.

Finans tarihi ile ilgili koleksiyona eski hisse senetleri toplayarak başladığını bildirdi:

-        Ardından eski sigorta poliçeleri, sigorta şirketlerinin tabelaları, banknotlar, kumbaralar, ofislerde, bankalarda kullanılan hesap makineleri geldi.

Sergiyle ilgili şu noktanın altını çizdi:

-        Ziyaretçilerimiz sergide Osmanlı’da ilk kurulan bankadan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na uzanan bankacılık serüvenini, Galata Bankerleri’ni kronolojik bir sıra çerçevesinde görebiliyor.

15 gün süreyle ziyarete açık kalacak sergi ile ilgili sonraki adımını aktardı:

-        “Geçmişten Günümüze Finans Tarihi” sergimizi Ankara’ya da taşımayı planlıyorum.

Tarhan, sergi turumuzu noktalarken şu mesajı verdi:

-        Ülkemizin pek çok konudaki eşsiz birikimlerinden birinin de finans alanında olduğunu görüyoruz. Sergimiz, ülkemizin finans belleğini tazelemesi açısından önem taşıyor.

“Geçmişten Günümüze Finans Tarihi” sergisi, orta ve üzerindeki yaş grubu için “finans belleği tazeleme” etkisi yapıyor.

Çocuklar ve gençlere de “Finans Tarihi” konusunda fikir sahibi olmanın kapısını aralıyor…

Batan gemideki İnönü banknotlarının denize saçılma anı canlandırılıyor

KANDİLLİ Holding Kurucusu Alpay Tarhan, sergi alanındaki dijital canlandırma odalarından birine yönlendirdi:

-        Bakın burada Pire’de batan İngiliz gemisinden İsmet İnönü resminin bulunduğu banknotların denize saçılması anı canlandırılıyor.

Canlandırmayı izledikten sonra İnönü Vakfı’nın internetteki sitesine girdim, şu başlık dikkatimi çekti:

  • Batan Gemideki İnönü Paraları-1940

O bölümü okudum:

  • 5 milyonluk 1 liralık, 200 milyonluk 100 liralık ve 25 milyon kupür 50 kuruşluk kağıt para Ekim 1940’da iki gemiye yüklenerek yola çıkarıldı.
  • Yeni 1 liralık kupürleri taşıyan “Fabian” adlı gemi yola çıkar çıkmaz battı.
  • İnönü resimli eski 100 liralık ve yeni 50 kuruşluk kupürleri taşıyan “City of Roubaix” gemisi ise 5 ay yollarda kaldıktan sonra Pire Limanı’nda battı.
  • 50 kuruşlar Pire’deki yerli halkın eline geçince tedavüle verilemedi.
  • Batıktan çıkarılıp Yunan makamlarının eline geçenler Türkiye’ye teslim edildi.

Evladım, sen 55 yaşında mısın?

EKİM 1982… Şeref Özgencil’in yayıncısı olduğu bir dergiye Atatürk konulu söyleşi için Yapı Kredi Bankası’nın kurucusu Kazım Taşkent’in kapısını çaldım.

Alpullu, Eskişehir ve Turhal Şeker Fabrikaları’nın da kurucusu olan Kazım Taşkent, o günlerde 88 yaşındaydı.

Sorduğum sorunun ardından yanıtına başlayan Taşkent, bir-iki cümle sonra anıdan anıya geçiyordu. Bir dergi sayfalık yazı için iki gün sabahtan akşam saatlerine kadar Taşkent’le sohbet ettim.

İkinci günün sonunda vedalaşırken elimi tuttu:

-        Evladım, sen 55 yaşında mısın?

O sırada 24 yaşında 3-4 yıllık gazeteciydim. Sorusuna şaşırdığımı görünce ne demek istediğini açıkladı:

-        Evladım, ben senin çok genç olduğunun farkındayım. Senin “dinleme yaşın” 55. Onun için “55 yaşında mısın?” diye sordum.

Kandilli Holding’in kurucusu Alpay Tarhan, “Geçmişten Günümüze Finans Tarihi” sergisini gezerken bir nüfus cüzdanını işaret etti:

-        Bu, Yapı Kredi Bankası’nın kurucusu rahmetli Kazım Taşkent’in nüfus cüzdanı.

Nereden aldığını merak ettim, anlattı:

-        Ankara’da bir sahafta görünce aldım.

Nüfus cüzdanını sergide görünce 1982 yılı Ekim ayında Kazım Taşkent’le Gümüşsuyu’ndaki kendisine ait apartmanın bahçe katındaki evinde yaptığım, iki gün süren sohbetimizi anımsadım.

Rahmetli Taşkent’le iki gün sohbet edebilmek, meslekteki ilk yıllarımda benim için büyük şanstı.

Vesileyle Kazım Taşkent’i rahmetle anıyorum…

Tüm yazılarını göster