2011 yılı Mayıs ayıydı… Siemens’in Türkiye CEO’su Hüseyin Gelis’ten şu mesajı almıştım:
- Artık Türkçem epey düzeldi. Buluşup, sohbet edelim…
O tarih itibariyle Alman devi Siemens’te 35 yılı geride bırakan, bu dönemin çoğunu da yurt dışında geçiren Gelis’le Türkiye’ye dönüşünden bir yıl sonra karşılaşmıştık. Konuşurken takılmalar yaşayınca üzüntüsünü dile getirmişti:
- Uzun yıllar yurt dışında görev yapınca bazı kelimelerin Türkçe karşılığını bulmakta zorlanıyorum.
Gelis’le 2011 yılı Mayıs ayında buluştuğumuzda Siemens Türkiye CEO’luğu görevinde 4 yılı geride bırakmıştı. O gün üzerinde ilk durduğu konu “mobil ofis” olmuştu:
- Siemens’te 7 bin 200 kişi çalışıyor. İstanbul’da işe gidiş-dönüş en az 2 saat zaman alıyor. Bu yüzden “mobil ofis” düzenine geçiyoruz. Beyaz yakalı personele “ofise gelmeden evden çalışabilirsin” diyoruz. Evinde çalışacak altyapıyı da kuruyoruz.
Merakla sormuştum:
- Şu anda bu çalışma düzenine geçen var mı?
Şu yanıtı vermişti:
- Ankara’da 100 personelimiz görev yapıyor. Bunların 60’ının artık ofiste sabit bir masası yok.
Ardından soruyu sürdürmüştüm:
-Evde çalışmalarından istediğiniz verimi alabilecek misiniz? İşlerine odaklanabilecekler mi?
Şu soruyla karşılık verip devam etmişti:
- Trafikte zaman harcamak daha mı iyi? Bence değil. O zaman personelimizi buna yönlendiriyoruz. Zaten her türlü haberleşme olanağı var. Bu olanakları kullanıyoruz.
Evden çalışmaya başlayan personelin ofise uğrayıp uğramadığını sormuştum, şöyle yanıtlamıştı:
- Toplantılar olduğunda elbette uğruyorlar. 2015’e kadar personelimizin yüzde 20-25’inin “mobil ofis” düzenine geçmesini hedefliyoruz.
Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis’le Temmuz ayı ortasında CH Kalpak Bağları’ndaki Uluslararası Sanat Etkinliğinde karşılaştığımızda İstanbul’da sohbet için sözleştik. Geçenlerde buluşup sohbet ettik.
Pandemi döneminde Siemens Türkiye’deki 3 bine yakın beyaz yakalı personelin tümüyle uzaktan çalışma modeline geçtiğini bildirdi:
- Biz uzaktan çalışma modelini çok benimsedik. Beyaz yakalı personelin artık ofiste çalışma gibi bir zorunluluğu yok. Ancak, kendiliğinden ofise uğrayanlar oluyor.
Ofise uğrama temposunu sordum, paylaştı:
- Ortalama haftada 2-3 kez ofise gelenler oluyor. Tüm ekip ofise ne zaman uğrayacağına kendisi karar veriyor.
Şu noktanın altını çizdi:
- Beyaz yakalı personelimizden İstanbul’dan başka şehirlere taşınanlar oldu. Çoğu İzmir’e gitti.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, pandemi korkusuyla seyahat etmekte zorlandığımız, maskeli dolaştığımız 2021 Ağustos ayında Sabancı Üniversitesi, EnerjiSa ve UNDP’nin ortak projesi için Ayvalık’a gittiğimizde ofislerde fiziki çalışmaya özlemini dile getirmişti…
Pandemi sonrası dünya devi şirketler, ülkemizdeki büyük gruplar, beyaz yakalı personel için üç yaklaşımı benimsedi:
✔Yüzde 100 uzaktan çalışma
✔Hibrit çalışma (yarı uzaktan, yarı fiziki)
✔Tümüyle fiziki çalışmaya dönüş
Hüseyin Gelis yönetimindeki Siemens Türkiye, yüzde 100 uzaktan çalışmayı benimsedi…
Siemens’in bu modeli benimsemesinde sanıyorum pandemiden 9 yıl önce “mobil ofis” formülünü devreye alması etkili oldu…
Gelis, 2015’te “mobil ofis”in yüzde 20-25’e ulaşmasını hedeflerken, pandemiyle birlikte 2020’den itibaren bu oran Siemens Türkiye için yüzde 100’e ulaştı
SIEMENS Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Siemens’in 167 yıldır Türkiye’de olduğunun altını çizdi:
- Krizler, deprem gibi felaketler yaşanabilir… Siemens, orta ve uzun vadede Türkiye’nin potansiyelini çok yüksek görüyor.
Ardından şu mesajı verdi:
- Türkiye’nin kuvvetli tarafı mühendislik olmalı. Buna odaklanmakta fayda var.
SIEMENS Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, 2018 yılı Şubat ayında davet ettikleri bir Münih buluşmasında sunumunda grubun dijital atılımına dikkat çekmişti:
- Siemens, 200 ülkede 377 bin çalışanıyla 83 milyar Euro’luk gelire ulaşıyor. Bunun 5.2 milyar Euro’su yazılımlar ve dijital servislerden sağlanıyor.
Daha hızlı, esnek ve daha üretken olabilmenin yolunun süreçleri dijitalleştirmekten geçtiğini vurgulamıştı:
- Bu kavramın Türkiye’de yaygınlaşmasında, gelişmesinde Siemens’in önemli bir payı var.
Siemens’in Türkiye’yi inovasyon üsleri arasına aldığını kaydetmişti:
- Gebze’deki Ar-Ge merkezimizde yüzde 30’u kadın, 550 kişi çalışıyor. Türk araştırmacı ve mühendisler, bu merkezlerde yarının teknolojilerini geliştiriyor.
Türkiye’deki Ar-Ge harcamaları üzerinde durmuştu:
- 2017’de Türkiye’deki Ar-Ge harcamamız 27 milyon Euro idi. 2018’de 34 milyon Euro’ya çıkacak. Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynak, ciromuzun yüzde 1.5’i düzeyinde bulunuyor. Gebze’den Siemens dünyasına inovatif katkılar veriyoruz.
Hüseyin Gelis, geçenlerde gerçekleşen buluşmamızda Siemens’te, grubun Türkiye’deki yapısında gerçekleşen değişime işaret etti:
- Ar-Ge merkezimizde toplam 1500 kişi çalışıyor. Bunların 1000’ini yazılımcılar oluşturuyor. Yazılımcıların da yüzde 30’u kadın. Bizim için esas konu artık Ar-Ge… Biz artık yazılımda büyüyoruz.
Gebze’de geliştirilen yazılımların yüzde 90’ını Siemens dünyasına ihraç ettiklerini bildirdi:
- Yazılım gelirlerimizin Siemens Türkiye’nin toplam cirosu içindeki payı yüzde 15’lerde. Benim hedefim bu oranın yüzde 30’lara çıkması.
SIEMENS Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis’e ülkemizde birçok sektörde yaşanan sıkıntıyı anımsatıp sordum:
- Siemens Türkiye’de işler nasıl?
Yanıtladı:
- İşlerimiz gayet iyi…
Ardından ekledi:
- Almanya’dan, Siemens’in global merkezinden bize, “Biz yüzde 8 enflasyonla sıkıntı yaşıyoruz. Siz yüzde 80’i gören enflasyon ortamında işleri nasıl yönetiyorsunuz?” diye soruyorlar.
Verdiği yanıtı paylaştı:
- Türkiye’de problem çözme kabiliyeti oldukça yüksek…
Türk şirketlerinin son dönemlerdeki yurt dışına yatırım stratejileri üzerinde durdu:
- Siemens’in müşterisi ve büyük partneri olan Türk şirketleri, işlerini dengelemek için yurt dışında yatırıma yöneliyor. 16-17 yıldır buradayım. “İşlerde denge kurmak” amacıyla yurt dışına yatırıma gidildiğini ilk defa görüyorum.
Aynı eğilimi KOBİ’lerde de gördüğünü belirtti:
- Müşterimiz olan KOBİ’lerden bana Almanya’yı soran çok oluyor…
SIEMENS Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, COVID-19 pandemisinin başta Almanya olmak üzere Avrupa’da, gelişmiş ülkelerde çalışma felsefesini değiştirdiğini belirtti:
- Artık insanlar, “Neden fazla çalışayım” diyor.
1970’lerde Almanya’daki çalışma ortamını anımsadı:
- 1970’lerde personel, “Siemens’te çalıştığım için gurur duyuyorum” diyordu. Şimdi böyle bir aidiyet neredeyse yok gibi. Ancak, Türkiye’de çalışanlarda aidiyet duygusu devam ediyor.
SIEMENS Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Siemens’in 167 yıldır Türkiye’de olduğunun altını çizdi:
- Krizler, deprem gibi felaketler yaşanabilir… Siemens, orta ve uzun vadede Türkiye’nin potansiyelini çok yüksek görüyor.
Ardından şu mesajı verdi:
- Türkiye’nin kuvvetli tarafı mühendislik olmalı. Buna odaklanmakta fayda var.