Dijital dönüşüm çağında, yapay zekâ (YZ) teknolojileri iş dünyasında büyük bir ivme kazanmıştır. Bu teknolojilerden biri olan üretken yapay zekâ, verimlilik, inovasyon ve rekabet avantajı sağlamada kritik bir rol oynamaktadır.
Özellikle Türk şirketleri, üretken yapay zekanın sunduğu fırsatları değerlendirme konusunda giderek daha fazla farkındalık geliştirmekte ve bu teknolojiyi iş süreçlerine entegre etme çabalarını yoğunlaştırmaktadır. Üretken yapay zekânın Türk şirketlerinde nasıl kullanıldığını, sağladığı avantajları, karşılaşılan zorlukları ve gelecekte bu alanda neler beklenebileceğini detaylı bir şekilde ele almakta yarar görüyorum… Türkiye’deki birçok şirket, üretken yapay zekânın sunduğu olanaklardan yararlanarak iş süreçlerini optimize etmeye ve yenilikçi çözümler geliştirmeye başlamıştır.
- Pazarlama ve reklamcılık
Üretken yapay zeka pazarlama kampanyalarının kişiselleştirilmesinde ve hedef kitleye uygun içeriklerin oluşturulmasında kullanılmaktadır.
Örneğin, otomatik olarak metin, video ve görsel içerik üreten araçlar, kampanyaların daha etkili ve hızlı bir şekilde oluşturulmasına olanak tanımaktadır.
- Ürün geliştirme ve tasarım
Üretken yapay zeka, yeni ürün tasarımlarının oluşturulmasında da önemli bir rol oynamaktadır.
Türk otomotiv ve beyaz eşya sektöründe, yeni ürün modellerinin tasarım süreçlerinde üretken YZ algoritmaları kullanılmaktadır. Bu teknoloji, tasarımcıların yaratıcı süreçlerini destekleyerek daha hızlı prototipler geliştirmelerine yardımcı olur.
- Finans ve sigortacılık
Üretken yapay zekâ, finansal verilerin analizi ve risk değerlendirmelerinde de kullanılır.
Sigorta sektöründe, müşteri profillemesi ve poliçe oluşturma süreçlerinde üretken YZ'nin kullanımı yaygınlaşmaktadır.
- Müşteri Hizmetleri
Müşteri hizmetlerinde chatbot ve sanal asistanlar, üretken YZ sayesinde daha etkili ve doğal diyaloglar kurabilir hale gelmiştir. Bu, müşteri memnuniyetini artırırken, şirketlerin maliyetlerini de düşürmektedir. Bain & Company’nin araştırmasına göre üretken yapay zekâ küresel iş dünyasında büyük bir hızla yayılıyor. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında %83 olan oran %87'ye yükselirken, her 10 şirketten 9'u hâlihazırda üretken yapay zekâ teknolojisini kullanıyor veya bunun pilot uygulamasını yapıyor. İşletmeler, milyonlarca dolarlık bütçeler ve iş gücü tahsisleri ile yapay zekâ kullanımlarına öncelik veriyor. Üretken yapay zekâ, görevlerin yaklaşık %75'inde veya daha fazlasında beklentileri karşılıyor veya aşıyor
Türk şirketleri yapay zekayı giderek daha fazla entegre ediyor ve çeşitli sektörlerde önemli bir büyüme gözlemleniyor. Bain & Company’nin sektörler arası özel Üretken Yapay Zekâ Araştırması, her 10 şirketten neredeyse 9'unun yapay zekayı uygulamaya soktuğunu veya şu anda pilot olarak kullandığını, tüm kullanım durumlarında da yapay zekanın hızla daha fazla benimsenmeye devam ettiğini ortaya koyuyor. Bain'in analizi, işletmelerin üretken yapay zeka kullanımına yönelik harcamalarının ve diğer taahhütlerinin çok hızlı bir şekilde arttığının altını çiziyor.
Araştırmaya katılan işletmelerin %60'ından fazlası yapay zekâyı bu yıl ve gelecek yıl önceliklerinin arasında ilk üçe koyarken, %87'si önümüzdeki üç ila dört yıl önceliklerinin arasında ilk beşte sıralıyor.
Bain'in araştırması, şirketlerin üretken yapay zekâ faaliyetleri ve teknoloji altyapısı için hâlihazırda yılda ortalama yaklaşık 5 milyon dolar bütçe ayırdığını gösteriyor.
Bu ortalama rakam en büyük şirketlerin %20'si için yılda 50 milyon doları buluyor ve işletmelerin üretken yapay zekâ uygulamasına yönelik giderek daha büyük ölçekli taahhütlerde bulunduğunu ortaya koyuyor.
Türk şirketleri de yapay zekayı her geçen gün daha fazla entegre ediyor
Üretken yapay zeka entegrasyonundaki artışın Türkiye’deki şirketler açısından da önemine dikkat çeken Bain & Türkiye Ortağı Armando Guastella konuyla ilgili olarak şu görüşleri dile getirdi: "Bain çalışmasında vurgulanan eğilimler ile uyumlu bir biçimde, Türk şirketleri yapay zekayı giderek daha fazla entegre ediyor ve çeşitli sektörlerde önemli bir büyüme gözlemleniyor. Türk şirketleriyle yapılan araştırmaya göre, 2023 yılı itibariyle, endüstriyel üretim firmalarının yaklaşık dörtte biri ve hizmet sektörü işletmelerinin yaklaşık beşte biri, özellikle müşteri ilişkileri yönetimi ve pazarlama uygulamalarında halihazırda yapay zekayı kullandıklarını belirtiyor.
Küresel trendlere benzer şekilde, Türk işletmeleri de veri yeterliliği ve mevzuata uyumlulukla ilgili zorluklarla karşılaşıyor.
Bununla birlikte, şirketler yapay zekâ teknolojilerinin hızla benimsenmesinin operasyonel verimliliği ve müşteri bağlılığını artırdığını bildiriyor.
Bu olumlu görünüm, iyimser beklentilerle birleştiğinde, gelecekte Türkiye'nin yapay zekâ ortamındaki gelişmeler için umut verici bir yol haritası oluşturuyor."
Sonuç ve öneriler
Üretken yapay zekâ, Türk şirketlerinin küresel rekabet avantajı elde etmeleri için kritik bir araçtır.
- Bu teknolojiyi etkin bir şekilde kullanabilmek için, veri yönetimi, çalışan eğitimi, inovasyon yatırımları ve işbirlikleri gibi stratejik adımların atılması gerekmektedir.
Şirketler, üretken yapay zekânın getirdiği fırsatları değerlendirirken, aynı zamanda bu teknolojinin getirdiği zorlukları ve riskleri de göz önünde bulundurmalıdır.
- Veri güvenliği, etik sorunlar ve iş gücü değişimi gibi konular, dikkatle yönetilmesi gereken alanlardır. Gelecekte, üretken yapay zekânın Türk iş dünyasında daha da yaygınlaşması ve bu teknolojinin sunduğu olanakların daha fazla sektör tarafından keşfedilmesi beklenmektedir.
- Bu süreçte, hem şirketlerin hem de devletin bu dönüşüme uyum sağlaması, Türkiye’nin dijital ekonomi içinde güçlü bir konuma gelmesine katkıda bulunacaktır.
Sonuç olarak, üretken yapay zekâ, sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda Türk iş dünyasında devrim niteliğinde değişiklikler getirebilecek bir güçtür.
- Bu teknolojiyi doğru stratejilerle benimseyen ve uygulayan şirketler, geleceğin iş dünyasında lider konumlara yükselme potansiyeline sahip olacaktır.