Çiğ süt üreticisi, 12 yıl aradan sonra yine yoğun olarak süt ineklerini kesiyor. Yem fiyatının son 11 ayda yaklaşık yüzde 50 oranında artmasına rağmen, çiğ süt fiyatının 11 aydır hiç artmaması üreticiyi çaresiz bıraktı. Üretici zarar ettiği için süt ineklerini kestiriyor. Fakat kesimhaneler 2-3 ay sonrasına gün veriyor. Çiğ süt fiyatının düşük, yem fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde zarar eden üretici süt ineklerini kestirmek zorunda kalıyor. Kesilen ineklerle birlikte hayvan varlığı azaldığı için ve doğurganlık yok olduğu için hem damızlık hem de kesimlik ve besilik hayvan ithalatı gündeme geliyor.
2008'de 1 milyon inek kesildi
Dünyada ve Türkiye’de 2007 ve 2008 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle, birçok tarım ve gıda fiyatında olduğu gibi yem fiyatları da yüzde 100 artarken, çiğ süt fiyatı 80 kuruştan 40 kuruşa düşmüştü. Hayvancılıkta destekleme sisteminde değişikliğe gidilerek hayvan başına ödemeye geçildi. Üretici, artan maliyet ve azalan destek nedeniyle büyük zarara uğradı. Tarım Bakanlığı’nın verilerine göre, o dönem 1 milyondan fazla süt ineği kesildi. Et üretimi artıyor diye sevinilirken 1 yıl sonra et krizi çıktı. Fiyatlar hızla yükseldi ve Türkiye, 2010 yılında besilik, kasaplık, damızlık hayvan ithalatını başlattı. Ziraat Bankası sıfır faizli kredi verdi. Yeni yatırımlar yapıldı. Daha sonra da kırmızı et ithalatı başladı. İnek kesimi önlenemediği için 12 yıldır ithalat devam ediyor. Üretici, yine benzer durum yaşandığını eğer süt fiyatı artırılmaz veya süt primi artırılarak hemen ödenmezse yine inekler kesilecek ithalat katlanarak artacak. Süt üreticisine verilmeyen desteğin en az 10 katı ithalata ödenmiş olacak.
İnek kesimi için 2-3 ay sonrasına gün veriliyor
Süt işletmesi ve kesimhanesi olan Tire Süt Kooperatifi’nin Başkanı Mahmut Eskiyörük DÜNYA’ya yaptığı açıklamada, üreticinin artık süt satarak yem alamayacak duruma geldiğini belirterek şu bilgileri verdi: “Kooperatif ortaklarımız, ihtiyacı olan her şeyi bizden alıyor ve teslim ettiği süt ile mahsuplaşmadan sonra eline 3-5 bin lira geçerdi. Şimdi artık verdiği sütle ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Hayvanlarını kesime getiriyorlar. En az 2-3 ay sonrasına gün verebiliyoruz. Çiftçinin şu anda paraya ihtiyacı var. Gıda Komitesi ile Hazine ve Maliye Bakanlığı süt fiyatını artırırsak 2020 enflasyonu yüksek çıkar diye artırmak istemiyor. Fakat 2020>yi kurtaracağız diye inekler kesilince 2021’i de kaybetmiş oluruz. Süt fiyatı artırılmasa bile destekleme primi litre başına 45 kuruş olarak hesaplanıp ödense belki 500 milyon lira ile sorun çözülecek. Üreticiyi kurtarmadan tüketiciyi kurtaramayız. Şu an tablo iyi değil. Bu şartlarda üreticinin üretimi devam ettirmesi mümkün değil. Üreticiye süt primleri hemen ödenerek bir can suyu verilip yaşaması sağlanmalıdır. Seyirci kalınırsa yarın geç olacaktır. Bu yapılmazsa inekler kesildikten sonra milyarlarca dolar ödeyip ithalat yapmak zorunda kalırsınız. Bu yılın primleri ödense çiftçinin eline biraz para geçse rahatlar ve inekler kurtulur. Yeni yılda da süt fiyatı artırılır. Prim artışı olur.”
Yeme her gün zam geliyor
Türkiye Damızlık Sığır yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Kamil Özcan, yem fiyatlarında ipin ucunun kaçtığını hemen her gün yeni bir zam geldiğini belirterek DÜNYA’ya son durumu şöyle özetledi: “Süt fiyatı attırılmıyor, çünkü fiyat artarsa enflasyon yüksek çıkar deniliyor. Biz de üreticiler olarak enflasyonla mücadele etmek istiyoruz. Ama, yem fiyatı her gün artarken, süt fiyatının sabit kalması nedeniyle üretimi sürdürmemiz mümkün değil. Bu nedenle inekler kesiliyor. Biz diyoruz ki, çiğ süte verilen destekleme priminin nisan, mayıs ve Haziran ayları litre başına 10 kuruş yerine 50 kuruş olarak ödensin. O zaman üreticinin eline bir para geçecek nefes almasını sağlar. Sonraki dönemlerde de bu prim şeklinde ödenirse enflasyona da etkisi olmaz. Ama biz bunu dile getirilirken Tarım ve Orman Bakanımız sosyal medyadan süt priminin 15 kuruştan ödeneceğini açıkladı. Fırsatı kaçırmış olduk. Şu anda çiğ sütün litresi 3 lira deseler bunun bize yansıması bir kaç ay sonra olur. Oysa artan yem fiyatları nedeniyle çiftçiye hemen para lazım. Yeme her gün zam geliyor. İşin ucu kaçtı artık. Yem alacak para olmayınca üretici ne yapacak mecburen inekleri kesecek. Ucuz veya pahalıya satacak. Üreticinin et fiyatı da düştü. Kurban Bayramı öncesinde 39 liraydı dana karkas. Şimdi 32-33 lira. Düve daha ucuza kesiliyor. İnekleri 2223 liraya kesen de var.”
Sorunlar Hazine ve Maliye Bakanlığı'na aktarıldı
Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (Hay Koop) Genel Başkanı Ahmet Ertürk başkanlığında üretici temsilcilerinin de olduğu bir heyet sütteki sorunları anlatmak için hafta başında Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati ile görüştü. AK Parti Aydın Milletvekili Rıza Posacı’nın da katıldığı toplantıda süt üretimindeki sorunlar, maliyetler ve üreticinin yaşadığı sorunlar tek tek anlatıldı. Hay Koop Genel Başkanı Ahmet Ertürk, çiğ süt fiyatlarında bir kısıtlama yapıldığını belirterek: “Kasım 2019’da çiğ süt referans fiyatı belirlenirken oraya bir madde eklemiştik. Maliyetler artarsa süt fiyatı yeniden değerlendirilecek diye. Temmuz ayından bu yana maliyetlerin özellikle yem fiyatlarının aşırı arttığını ve süt fiyatının yeniden belirlenmesini istedik. Süt sanayicisi de buna sıcak baktı. Fakat, Gıda Komitesi enflasyona etkisi olur diye bunu kabul etmedi. O zaman bu düzenleme yapılsa bugün sorun bu kadar büyümezdi. Bugün artık daha büyük bir fiyat veya prim artışı yapılması gerekiyor. Samanın, silajın, yoncanın, yemin fiyatı dehşet derecede artınca süt üreticisinin beklentisi de arttı. Tarım Bakanlığı’nın, Ulusal Süt Konseyi bu konuda bizden farklı düşünmüyor. Sorun Gıda Komitesi’nde. Onu da Bakan yardımcımıza anlattık. Kendisi bizi dinledi ve Bakan Berat Albayrak’a aktaracağını söyledi.”
Üretici ne istiyor?
Hay Koop Genel Başkanı Ahmet Ertürk gerekirse Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile de görüşeceklerini belirterek üreticilerin istediği ve beklentisi hakkında şu bilgileri verdi: “Bizim istediğimiz Gıda Komitesi’nin bu işe karışmaması. Fındığın, bakliyatın, hububatın fiyatını Cumhurbaşkanı açıkladı. Üretici memnun oldu. Kayısının, üzümün fiyatını tarım Bakanımız açıkladı üretici memnun. Ama çiğ sütü niye Gıda Komitesi belirliyor. Gıda Komitesi süt fiyatının enflasyonu artıracağını düşündüğü için fiyat artırmıyor. Pamuk, üzüm, incir, mısır, buğday bütün ürünler enflasyonu artırmıyor, w bir tek süt mü artırıyor. Sütün fiyatını da Cumhurbaşkanımız, bakanımız açıklasın. Eğer 6 ayda bir fiyat belirlenip açıklansa bugünkü sıkıntı olmazdı. Bir yıl çiğ süte zam yapılmayınca beklenti en az 60-70 kuruşluk zammın yapılması yönünde oluştu. Şimdi nisan-mayıs, haziran süt primleri primi 15 kuruştan ödenecek, temmuz, ağustos eylülün en az 25-30 kuruştan ödenmesi gerekir. Ekim, kasım, aralık zaten 40 kuruştan ödenecek. Bizim isteğimiz süte 30 kuruş zam yapılması artı 40 kuruş destekleme primi ve 1 Ekim’den geçerli olmasıydı ama olmadı.”
Sütte 3 aylık prim 15 kuruştan bugün ödenecek
Üreticinin nisan, mayıs ve haziran aylarına ait 3 aylık çiğ süt destekleme primi litre başına 15 kuruş olarak bugün ödenecek. Üreticiler bu primin 40-45 kuruş olarak ödenmesini istemişti. Temmuz, ağustos, eylül dönemi priminin ne zaman ve kaç kuruş olarak ödeneceği henüz belli değil. Ekim, kasım, aralık dönemi primi litre başına 40 kuruş olarak ödeneceği kararlaştırıldı. Fakat ödemenin 2021 yılının ortalarında veya ikinci yarısında yapılması bekleniyor.
Süt - yem paritesinde açık var
Maliyet artışlarının üreticiyi zorladığını anlatan Mahmut Eskiyörük; “Kabul edilen süt yem paritesine göre üretici 1 kilo sütle 1.3 kilo yem alabilmeli. Fakat yem fiyatlarındaki aşırı artış ve çiğ süt fiyatının sabit kalması nedeniyle paritede en az 45 kuruşluk bir açık var. 2020’de yaşanan talihsizliklerin bedelini üreticiye ödettirmek büyük haksızlıktır. Döviz artışının yansıması olarak girdi maliyetlerinin yüzde 50 artmasına rağmen çiğ süt fiyatının sabit kalmasına seyirci kalamayız. Bu fark fiyat artışıyla sağlanması yerine destekleme primi olarak verilmesi en doğru seçenektir. Bakanlığımız bu konuda doğru bir karar aldı. Üreticilerin tek istediği bu primlerin hemen ödenmesidir. Çünkü üretici ineklerine yem alamaz duruma gelmiştir. Uzun vadeli çözüm ise ithalat politikasından vazgeçip yerli üretime önem vermektir.”